Kızı FETÖ’den tutuklanan Hüseyin Gülerce’den çarpıcı açıklamalar

Kızı FETÖ’den tutuklanan Hüseyin Gülerce’den çarpıcı açıklamalar
Öğretim üyesi kızı “FETÖ’nün gizli iletişim ağını kullandığı” iddiasıyla tutuklanan Hüseyin Gülerce, “Kızımın bu şekilde irtibatlandırılmasını normal bir yargı işlemi olarak görmüyorum” dedi.

Eskiden Fethullah Gülen’in yakınında bulunmuş, Zaman’da yöneticilik ve yazarlık yapmış ve 17-25 Aralık’tan sonra bu yapıdan ayrılmış bir isim olan Hüseyin Gülerce, FETÖ'den uzaklaştıktan sonra yaptığı açıklamalar ve yazdığı yazılarla örgüt yapılanmasının anlaşılması ve ifşası konusunda kamuoyunu bilgilendirmesiyle biliniyor.

Gülerce’nin, FETÖ’cü Turgut Özal Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan kızının “FETÖ’nün gizli iletişim ağı Bylock kullandığı” iddiasıyla tutuklanması dikkat çekti.

Hüseyin Gülerce, bu konuda bir siteye çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Gülerce’nin açıklaması, “gizli FETÖ’cülerce FETÖ operasyonları sulandırılmak mı isteniyor” sorusunu akıllara getirdi.

Gülerce’nin açıklaması aynen şöyle:

"Bir defa benim kızımın FETÖ ile ilgili yok. Çünkü ben 3 seneden beri FETÖ'ye karşı her hafta Beyaz TV'de açıktan iki saat mücadele veriyorum. Bu konuda kitap da yazdım. Benim kızımın bu şekilde irtibatlandırılmasını normal bir yargı işlemi olarak görmüyorum. Ama savcının iddialarının neler olduğunu şimdiye kadar öğrenemedik.

Baronun görderdiği avukata sorduk, bu nedir diye. Sadece söylediği şu oldu. Bu Bylock diye bir program var biliyorsunuz. 'O programla ilgili sorular sordular' dedi. Benim kızımın öyle bir programı indirmesi, şifresini alması, o yazışmalara dahil olması mümkün değil. Ben kızıma güveniyorum. Ama ben başka bir şey hissediyorum. Sanki benim konuşmalarımdan ve yazılarımdan rahatsız olanlar var. Ben bunu öteden beri hissediyordum. Attığım tweet'lerde de bazı imalarda bulunmuştum.

Zannediyorum sonunda bunu öğreneceğiz. Yarın avukatlar aracılığıyla itirazımızı yapacağız. Benim kızım orada sadece öğretim görevlisi. Ne Bank Asya'ya para yatırmış, ne himmet vermiş, ne de toplantılarına katılmış. Oradan ayrılmak istedi, fakat 'öğrenciler sizi çok seviyor. Siz de onları seviyorsunuz. Rica etsek çalışmaya devam eder misiniz' dediler.

Kızım yıllarca tahsil yaptı. Mesleğini seviyor. YÖK'ün ve devletin denetimindeki bir üniversitede neden çalışmasın? Onlara bir yardımı yok. Buna rağmen savcılık tarafından böyle bir yapının içerisinde gibi gösterilmesini doğrusu ben anlayamadım. Ama yarın anlamaya çalışacağız. Ben çocuğuma güveniyorum. Çünkü 3 yıldan beri beni destekliyor. Bana eleştiri bile yöneltmedi. Sadece mesleğini yapıyor.

Sorumluluk mevkiinde olan insanlar bu yapının yıllardan beri devletin her kurumuna sızmasında sorumluluk sahibi. Şimdi o camiaya ait bir üniversitede ders veriyor olmak darbeye iştirak olarak görülürse, tıpkı Ergenekon ve Balyoz davalarında olduğu gibi bu davalardan da endişe etmemek mümkün değil."   

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum