Sorgun: Sessiz sedasız temizlik yapıldı

Sorgun: Sessiz sedasız temizlik yapıldı
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun, 17-25 Aralık’tan sonra AK Parti içinde sessiz sedasız FETÖ temizliği yapıldığını söyledi.

Sorgun, “FETÖ ile mücadelede çok titiz davranıyoruz, ince eleyip sık dokuyoruz, kamuoyu sürekli ‘AK Parti neden kendi içinde temizlik yapmıyor’ diye eleştiriler var.  17-25 Aralık’tan sonra 2014 yerel seçimi yapıldı. O dönemde parti içinde bir temizlik yapıldı. Ama bazı şeyler türkü çığıra çığıra yapılmaz” dedi.

 

 15 TEMMUZ GECESİ YAŞANANLAR

15 Temmuz gecesi darbe girişimi olduğunu öğrenir öğrenmez genel merkezle irtibata geçtik, külliye  ile irtibat kurup sayın Cumhurbaşkanımızın güvende olup olmadığını sordum. Akabinde il başkanımızı arayıp önce teşkilatımıza ardından halkımızı meydanlara davet ettik. Sabaha karşı Ankara’ya geldim. Tabi uçaklar külliyenin üzerine bomba atmaya devam ediyordu. O günden son güne kadar külliye önünde 24 saat esaslı nöbet tutuk. Daha sonra 7 ilde demokrasi mitinglerine katıldım.

“ASRIN İHANETİ”

Biz bu olaya iki açıdan bakıyoruz, bana bir cümleyle özetle deseler; ihanet edenler açısından “Asrın İhaneti” diyorum. Çünkü tarihte sürekli hainler olmuş ama bu kadar kökü dışarıda zehirli meyveleri içeride aynen bir zakkum gibi ve Allah ile aldatan vatan, millet, din hizmet, cemaat kisvesiyle, suret Hak’tan görünerek aldatanı ortaya çıkmamıştır. Belki de “Asırların ihaneti”demek daha doğru olur.

“15 TEMMUZ MİLLETİMİZİN VERİLMİŞ SADAKASIDIR”

Bir de bunun millet tarafı var; o da milletimizin verilmiş sadakasıdır. Şahısların verilmiş sadakaları olduğu gibi milletlerin de verilmiş sadakaları vardır. 15 Temmuz bizim milletimizin verilmiş sadakasıdır. Bu sadaka belki Halepçe’deki mazlumların arındırılması, bu verilmiş sadaka belki de 3 milyon Suriyelinin misafir edilmesi, Bu verilmiş sadaka belki de Somali’deki Afrika’daki su kuyularıdır. Bu verilmiş sadaka balkanlardır, Türki Cumhuriyetlerdir, Kafkaslardır.

Milleti bölmek için yapılan bu işgal operasyonu tam tersine milleti birleştirdi.

"HİÇ KİMSEYE KEFİL OLAMAYIZ"

Bu mücadele topyekün bir mücadeledir ve bu mücadelede herkes kendi üzerine düşeni yapması gerekiyor. Tabi şu ifadeleri çok duyuyoruz “Sayın Cumhurbaşkanı bu konuda tek başına mı kalıyor” elbette tabiri caizse o bu davanın öncüsü ve sembolüdür. Böyle olunca mücadelenin onun üzerinden yürümesi doğaldır. Ve birde herkesin etki alanı yetki alanıyla orantılıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız gibi başkomutanlığın içini dolduran karizmatik bir liderde bu sembol hale gelir ve pik yapar. Şöyle bir ayrımı yapmamız lazım irtibatlı, iltisatlı kim varsa bu bürokrasinin içinde de olsa, siyasetin için de de olsa ne olursa olsun hiç kimseye kefil olamayız. Ancak bilgiye, belgeye dayanmadan insanları da sadece laflar ile sözler ile itham edemeyiz.

PARTİ İÇİNDE SESSİZ SEDASIZ FETÖ TEMİZLİĞİ YAPILDI

En çok vurgu yaptığımız tarih 17-25 Aralık’tır. Şimdi 17-25 Aralık’tan sonra 2014 yerel seçimi yapıldı. O dönemde parti içinde bir temizlik yapıldı. Ama bazı şeyler türkü çığıra çığıra yapılmaz. Daha sonra 2014 ilçe ve il kongreleri yapıldı kongreleri yapıldı. Orada da bir temizlik yapıldı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde teşkilatlarda bir temizlik yapıldı. 2015’te iki seçim yapıldı ve o dönemde de temizlik yapıldı. AK Parti Genel Merkezi olarak 4 tane belediye başkanımızı ihraç ettik. Birçok ilçe başkanı, meclis üyesi, teşkilat çalışanı görevinden alındı.

FETÖ MİKROBU TÜM PARTİLERE SIZDI

Ancak bunun üzerinden siyasete yön vermeye, siyaseti tasfiye etmeye ve siyaseti dizayn etmeye müsaade etmeyiz. Siyasette hakem zaten millettir. Bu konuda “AK Parti gevşek davranıyor” diyenler kendilerine bakmaları lazım. Çünkü bu mikrop parti ayrımı gözetmeksizin her yere sirayet etti.Husumetle hareket edilemez, bizim sürekli söylediğimiz bir şey var “illa adalet, illa adalet, illa adalet”

FETÖ’NÜN MAĞDURİYET OYUNU

Burada bu kadar büyük bir çalışmanın içerisinde eksikler olabilir, hatalar olabilir. Bunun giderilmesi için de biliyorsunuz illere, bakanlıklara başvurular yapılıyor ve bunlar tek tek inceleniyor. Burada herkesin görevi adaletin tezahürü olmalı.

FETÖ mağdurların haklarını aramalarının önüne geçmeye çalışıyor tabiri caizse sulandırılıyor. Toplumsallaştırma çabaları var. Yani kendi yanlarına suçlu olmayanları da alarak, kuru ile yaşı karıştırarak bulandırmak istiyorlar. Geçmişte millet bunları yaşadı ve devlet onlara tazminat ödemek durumunda kalıyor. Zaten dilekçelere baktığınızda tek elden çıktığını çok net görüyorsunuz. Dilekçelere bakarsanız memlekette bir tane FETÖ’cü yok. Çok yakinen bire bir tanıdığım birinin eşi mektup yazmış;“benim eşimin hiç bunlarla ilgisi yok” diyor. Ben biliyorum ki 40 yılı aşkın süredir bu yapının içinde. Onun için mağdur ile mağdur rolü yapanı karıştırmamamız gerekiyor.

İKİNCİ KALKIŞMA İDDİALARI

Şimdi bu tür iddialar sürekli oluyor. Hatırlarsanız tarih bile verirlerdi. Bunlar toplumsal evham oluşturmak, toplumun güvenliğini sarsmak için her zaman yapılıyor. Şunu söylüyorum devletimiz, hükümetimiz işinin başında. Şunu biliyoruz bu coğrafya pahalı bir coğrafya bizim burada gözümüzü dört değil sekiz açmalıyız. Ama sürekli insanlarımızı tedirgin edecek şeyler zaten bu propagandanın bir unsurudur. Hem tedbiri elden bırakmayacağız hem sürekli de halka böyle bir evham yaşatamayız. İlgililer bu konuda teyakkuz halinde olacak.

“SEÇİME HER ZAMAN HAZIRIZ”

AK Parti kuralların partisidir. Prensip olarak seçimleri zamanında yapmadan yanayız. Ama seçimden de hiçbir zaman kaçmamışızdır.Milletin menfaati eğer seçimi gerektiriyorsa bundan hiçbir zaman kaçınmamışızdır. Biliyorsunuz hem Haziran’da hem Kasım’da seçim yapmışızdır. Ama biz şöyle diyoruz “hiç seçim olmayacakmış gibi dingin, ama yarın seçim varmış gibi de hazırız.” Şuan için seçim zarureti söz konusu değildir. Türkiye’de bu mücadele sürüyor, Türkiye’de kuşatma var. Hükümet görevinin başında onun için böyle bir seçim gündemimizde yok.

TÜRKİYE’NİN TERÖRLE MÜCADELESİ

Artık terör bir global köy. Kimsenin içerisi dışarısı kalmadı. “Eğer Halep düşerse İstanbul düşer” derler. Bu bakımdan bizim güvenliğimiz neyi gerektiriyorsa onu yapıyoruz. “Türkiye’nin Irak’ta, Suriye’de ne işi var?” diyenlere “siz 10 bin km öteden geliyorsunuz, sizin burada ne işiniz var?” demek gerek. Bizim bin 400 km sınırımız var buralarla. Bize sürekli bu sınırdan sızıp saldıranlar var. Bizim en doğal hakkımız orada olmak. Şimdi DAEŞ kim buna açıklık getirelim herkesin istediği kapıyı açabilmesi için kullandığı bir maymuncuk, bir anahtardır. Birileri DAEŞ deyip buradaki toprakları işgal ediyor. Bunun üzerine bölge terbiye edilmek isteniyor. Belki de yüz yıl önce yarım kalmış hesabı kapatmak istiyorlar. Ama Allah’ın izni ile buna müsaade etmeyeceğiz.

haber7

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum