15 Temmuz şehidinin annesinin sözleri yürekleri dağladı

15 Temmuz şehidinin annesinin sözleri yürekleri dağladı
Darbe girişimi gecesi şehit olan Mehmetali Kılınç’ın annesi Gülzerin Kılınç, Hatay’da askerliğini yapan oğlu için endişelenirken, henüz askere gitmemiş oğlunun şehit düştüğünü anlattı.

15 Temmuz darbe girişimi gecesinde köprüde şehit olan 22 yaşındaki Mehmetali Kılınç’ın annesi Gülzerin Kılınç’ı ziyaret etmek için Kılınç ailesinin evinin önündeyiz. Mezarlığa gittikleri için büyük bayrak asılı binalarının önünde bekliyoruz. Mehmetali Kılınç’ın yası tüm mahalleyi sarmış, köşebaşında oynayan çocuklar bile ses çıkarmıyor. Beyaz bir araba geliyor o sıra, içinden Anne Gülzerin Kılınç ve eşi iniyor. Onları bırakan araba hızla kalkıp gidince Gülzerin Hanım; “Ah bu çocuklar hiç laf anlamıyorlar. Mehmetalim de böyle hızlı araba kullanırdı. Ya öyle bir kaza sonucu ölseydi, ben ne yapardım” diye soruyor.

‘Evimin neşesi gitti’

O da diğer şehit anneleri gibi şehadetle teselli buluyor. Eve çıkıyoruz, şehit Mehmetali’nin odasını geziyoruz. Koyu Fenerbahçeli olduğu her yerden belli oluyor. Bilgisayarının ekranında ise Boğaziçi Üniversitesi’nin fotoğrafı var. Ben sormadan Anne Kılınç anlatmaya başlıyor; “Tekdirdağ’da 2 yıllık üniversite okudu. Olaylar olmasaydı DGS sınavına girecekti. Mehmetali’nin en büyük hayali Boğaziçi Üniversitesi’ne geçiş yapmaktı. Bilgisayar ekranına Boğaziçi Üniversitesi’nin fotoğrafını koymuştu. ‘Bu fotoğrafa baktıkça azimleniyorum, ders çalışmak istiyorum’ diyordu. Dolabına yapıştırdığı notu sonra gördük. Sınavdan değil vazgeçmekten kork yazmış.” Annesi “Eğer oğlum şehit olmasaydı eminim sınavda başarılı olur Boğaziçi Üniversitesi’ne geçiş yapardı” diyor.

Mehmetali evin en büyük çocuğu, annesinin ilk göz ağrısı. Gülzerin Hanım, “Evimin neşesi gitti” diyor başka bir şey demiyor. Diğer evlatlarını soruyorum, kızının yatılı bir okulda hafızlık yaptığını, küçük oğlunun da Hatay’da askerde olduğunu öğreniyorum.

‘Son konuşmamız bu oldu’

Mehmetali’nin sesini en son gece 04.00’te duyuyor:

“Artık gel oğlum, herkes geldi sen nerdesin dediğimde, ‘Anne benim yerim çok mu önemli senin için’ dedi. Evet oğlum nerede olduğunu bileyim dedim. ‘Köprüdeyim anne’ dedi. Onu söyleyince ilk defa o an içime bir sıkıntı düştü. Ben de yanına geliyorum dedim. ‘Sakın gelme anne sen bize dua et’ dedi. Son konuşmamız bu oldu, bir daha ulaşamadık ve Sabah olduğunda şehit haberini aldık. Ben Hatay’da asker oğlumun kötü haberinden korktuğum için ağlar dururdum. Bütün gece bir askerdeki oğluma dua ettim, bir köprüdeki oğluma askerler ateş etmesin diye dua ettim. Bu olaylardan sonra askerdeki oğlumun üniformalı fotoğraflarının hepsini kaldırdım, görmek istemiyorum. Elbette oğlumla gurur duyduk. Vatanı milleti için şehit oldu. Mekanı cennet olduğu için içim rahat ama Allah evlat acısını düşmanımın başına bile vermesin. Küçük oğlumun  askerde üç ayı kaldı. Ona tezkere vereceklerini söylemişlerdi ama henüz bir ses çıkmadı. Bir gün bile erken gelse benim için bayramdır. Oğluma sarılıp teselli bulacağım.”

‘Oğlumla beraber büyüdük’

Gülzerin hanım henüz 17 yaşındayken kucağına alıyor Mehmetali’yi. “Ben de çocuktum biz birlikte büyüdük” diyor. Mehmetali’yi sürekli rüyasında gördüğünü her gün mezarına gittiğini söylüyor:

“Gidip mezarını siliyorum, öpüyorum. Arkadaşları da sürekli mezarını ziyaret ediyor. Geçtiğimiz pazar günü babasını kaldırdım, kalk dedim mezarlığa gidelim, herkes yavrusuyla kahvaltı ediyor. Biz de oğlumuza gidelim.” 
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.