AB temsilcilerinin dili Cumhuriyet'te çözüldü

AB temsilcilerinin dili Cumhuriyet'te çözüldü
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girşiminden sonra sessiz kalan AB temsilcileri, söz konusu Cumhuriyet'e yapılan operasyon olunca bir anda dilleri çözüldü.

PKK ve FETÖ’nün sözcüsü Cumhuriyet’e yönelik operasyon için AB Parlamento Başkanı Schulz, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Jagland, AP Türkiye Raportörü Piri’nin açıklama yarışına girmesi AB’nin iki yüzlülüğünün göstergesi oldu.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde 241 vatandaşını şehit veren Türkiye'yi yalnız bırakan, darbe girişimini kınayan açıklamalarında cılız mesajlar yayınlayan Avrupa Birliği (AB) temsilcileri, Cumhuriyet gazetesi operasyonuyla adeta bülbül kesildi.

PKK ve FETÖ'ye desteği, verdikleri manşetlerle ortada olan Cumhuriyet için açıklama için sıraya giren AB'den Parlamento Başkanı Martin Schulz'un “Kırmızı çizgi aşıldı” açıklaması büyük tepki topladı. Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjørn Jagland'ın yanısıra AB Komisyonu'nun Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn'ın sözcüsü Maja Kocijancic ile AP Türkiye Raportörü Kati Piri'nin de peşpeşe açıklamalar yapması AB'nin iki yüzlülüğünün göstergesi oldu.

KIRMIZI ÇİZGİLERİYMİŞ!

Son 1,5 senede 800'ün üzerinde asker ve polisi şehit eden PKK'nın çadır kurmasına ses çıkarmayan AB'nin, FETÖ ve PKK'nın yayın organına dönüşen Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyona tepki göstermesi manidar bulundu. Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Murat Sabuncu ve diğer Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının gözaltına alınması Türkiye'de ifade özgürlüğünün dair bir kırmızı çizginin geçilmesidir” dedi. FETÖ tarafından ayak oyunlarıyla ele geçirilen ve kendine mahsus tüzel kişiliği olan Cumhuriyet gazetesini Türkiye'nin resmi kurumu gibi lanse eden Shultz, “Cumhuriyet, diğer bağımsız gazeteler gibi değildir. Ülkedeki en eski gazete ve cumhuriyetin en eski kurumlarındandır” ifadesini kullandı.

PKK MEDYASINI SAVUNDU

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjørn Jagland ise 15 Temmuz darbe girişimine kayıtsızlığını Cumhuriyet'e yönelik operasyon konusunda daha da ileri götürerek bir bildiri yayınladı. “Cumhuriyet operasyonunun OHAL yönetiminde dahi orantılı bir tedbir olarak görülmesi son derece tartışmalıdır” diyen Jagland, “Kürt medya kuruluşları” diye nitelediği PKK'nın yayın organı 15 gazete ve haber ajansının bir KHK ile kapatılması konusunda da “endişeli” olduğunu bildirdi.

RAPOR TEHDİDİ

AB Komisyonu'nun Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn'ın sözcüsü Maja Kocijancic ise adeta rapor ile tehdit etti. Türkiye'de, özellikle medya ve ifade özgürlüğüyle ilgili bazı gelişmelere yönelik kaygılarını defalarca dile getirdiklerini hatırlatan Kocijancic, bu konuların AB Komisyonu tarafından açıklanacak raporda detaylı şekilde analiz edileceğini söyleyerek adeta tehditte bulundu. BBC Türkçe'ye konuşan Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri ise “Ülke neden 20 yıl geriye götürülmek isteniyor, anlamıyorum” ifadesiyle tepki çekti. Brüksel'deki PKK çadırını ve propagandasını ve 15 Temmuz'u görmezden gelen Piri, Türkiye'deki gelişmelerin Brüksel'de derin kaygı uyandırdığını iddia etti.

Yönetim ehliyetini kaybetmiş

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında ''FETÖ ve PKK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeliği seçimlerinin vakıf senedi ve vakıflar mevzuatına uygun olup olmadığı incelendi. İncelemede, 18 Şubat 2014'te yeterli sayıya ulaşmadan yapılan toplantıda alınan kararla oluşturulan yönetim kurulu üyelerinin seçilmemiş sayıldığı, bu nedenle de vakfın fiil ehliyetini kaybettiği değerlendirildi. İnceleme sonucunda, vakfın fiil ehliyetini kazanabilmesi için vakıf senedine göre yeniden toplantı yapılıp, yönetim organının oluşturulması tavsiye edildi.

Darbecileri koruyup Türkiye'yi eleştirdiler

AB ülkeleri 15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece 03.00'e kadar herhangi bir açıklama yapmamış, darbenin başarısız olduğu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım'ın görevlerinin başında olduğu anlaşıldıktan sonra ortak bildiri ile darbe girişimini cılız ifadelerde kınamıştı.

AB Güvenlik ve Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ise darbe girişiminin ardından üç gün geçtikten sonra 18 Temmuz'da yaptığı açıklamada ise adeta darbecilerin yanında yer almıştı.

Açıklamasında Türkiye'yi 'itidalli' olmaya çağıran Mogherini, Türkiye'de demokratik kurumlara saygı gösterilmesini istemiş, gelişmeler konusunda Ankara ve Brüksel'deki AB delegasyonları ile yakından irtibat içinde olduğunu söylemişti.

AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Türkiye'ye “demokrasiye saygı duyun” çağrısı yaptı. Türkiye'nin demokrasi, insan hakları ve temel özgürlüklere saygı göstermesi gerektiğini” belirterek “Türkiye'de yaşananlarla ilgili endişeleri paylaşıyoruz” ifadesini kullanmıştı.

Yeni Şafak

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.