Hürriyet’in başörtülü yazarından Kerimcan’a destek

Hürriyet’in başörtülü yazarından Kerimcan’a destek
Hürriyet’in “başörtülü” internet yazarı Ayşe Baykal, magazin çevrelerinde “sosyal medya fenomeni” diye sunulan “Kerimcan Durmaz” adlı eşcinsele yönelik eleştirilere tepki gösterdi.

Hürriyet yazarı Ayşe Baykal “Kerimcan’a saldırıdan sonra yaşanan ilginçlikler bununla da sınırlı değil. Kendisiyle bir tek fotoğraf karesinde olabilmek için yarışan ünlülerimizden tık yok. Ne bir geçmiş olsun, ne bir saldırıyı kınama açıklaması…” diye yazdı.

Kerimcan Baykal adlı eşcinsel “sosyal medya fenomeni”, geçtiğimiz günlerde bir gece kulübünde konser için gittiği Samsun’da bir grup gencin tepkisiyle karşılaşmıştı. Gençler daha sonra polise gidip teslim olmuş ve “RTÜK bunları kaldırsın. Gençliğimizi i... yaptılar. Bunu herkes bilsin” diye Kerimcan ve benzerlerine tepkilerini ortaya koymuşlardı.

 

Hürriyet’in başörtülü yazarı Ayşe Baykal, Kerimcan’a şöyle sahip çıktı:

 

“Yeğenlerimin "Hala, neden Kerimcan Durmaz'la söyleşi yapmıyorsun?" demesiyle tanıdım kendisini. Önce ben tanıyayım dedim ve Instagram'dan takibe aldım (Kurbanlarımı bu yöntemle takip ediyorum)

Toplum huzurunu ve sağlığını bozan bir paylaşımını görmedim şimdiye kadar.  Neşeli, esprili bir genç. Muhafazakar camiadan da takipçisi var.

Gazetelerde boy boy fotoğrafları yayınlanıp “dudak uçurtan ücreti” yazılıyordu sık sık.  Medya neden kazandığı paraya bu kadar taktı, hiç anlayamadım. Hafif bir kıskançlık mıydı söz konusu diye düşünmedim değil.

Enteresan bir şey daha dikkatimi çekmişti. Genelde ünlülerle fotoğraf çektirmek için vatandaşlar yarışırdı. Ama Kerimcan olayında tam tersi olmuştu. Ünlüler Kerimcan’la çektiği kareleri Instagram sayfalarına koyma yarışına giriyor, sevgi dolu süslü sözcüklerle iltifat ediyorlardı. Ünlülerin dahi aklını baştan alan Kerimcan’ı takip etmeye devam ederken bir gün Samsun’da saldırıya uğradığını okudum gazetelerden.

Saldırıyı yapan gençler; daha doğrusu dayak atan ve bunu büyük erkeklik olarak gören delikanlılarımız, polise teslim olup attıkları dayağın gerekçelerini anlatarak ifadelerini verdiler. Arada da Recep Tayyip Erdoğan’a ve Devlet Bahçeli’ye seslendiler. Polis merkezinden çıkarken de bir grup tarafından alkışlanarak “aferin”lerini aldılar. Ve tabii ki serbest bırakıldılar.

Bu ülkede dayak yiyen değil de dayak atan ne zaman suçlu olacak, merak ediyorum.

Kerimcan’a saldırıdan sonra yaşanan ilginçlikler bununla da sınırlı değil. Kendisiyle bir tek fotoğraf karesinde olabilmek için yarışan ünlülerimizden tık yok. Ne bir geçmiş olsun, ne bir saldırıyı kınama açıklaması…

Üstelik TV8’de kadrosuna dahil edildiği “İşte Benim Stilim” programındaki jüri üyeliğinden de çıkarılıyor. Acun Medya tarafından gerekçeli bir açıklama yapılmadığı için yorumumu açık bırakıyorum.

 

Şayet sebep Kerimcan’a yapılan saldırıysa esefle karşılarım. Kerimcan Durmaz’a jüri üyeliği teklif edildiğinde de sonrasında da aynı Kerimcan’dı.  Ne değişti?

Bu ülkede kimin doğru kimin yanlış olduğunu dayakçılar belirleyecek ve dizayn edecekse çok işimiz var. Bir gün alkışlayanlara da, sessizliğiyle onaylayanlara da sıra gelir.

Saldırı sonrası Kerimcan’ı dışlayan, ona karşı öncesinden farklı farklı bir duruş sergileyenlerin de dayakçılara alkış tutanlardan bir farkı yoktur benim için.

Dayak atan gençlere de bir çift sözüm var. Evinize  gelen bir insana kim olursa olsun, dayak atmakla delikanlılık olmaz. Size delikanlılığı yanlış öğretmişler.

Kerimcan Durmaz’da sizin sahip olduğunuz vatandaşlık haklarına sahip bir Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşıdır.”

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.