TRT Int, dünya haber kanalı olacak
Önümüzdeki günlerde yurt içindeki yerel televizyonlarla işbirliği yapacak olan kanal, TRT Int üzerinden de dünyanın önde gelen haber televizyonu olmayı hedefliyor. TRT bu iş için bazı ülkelerde kadrolu personel istihdam ederken, bazı ülkelerde ise kaşeli muhabirler çalıştıracak. TRT geçtiği haberleri yurt içindeki ve yurt dışındaki kanallara da geçmeyi planlıyor.
Genel Müdür İbrahim Şahin'in yönetime gelmesiyle birlikte üst üste hamleler yaparak çıtayı yükselten, kısa bir süre önce hayata geçirdiği TRT Çocuk kanalı ve Kürtçe TV (TRT 6) ile dikkatleri üzerine çeken TRT, şimdi BBC ve CNN gibi dünyanın önde gelen haber kanalı olmayı planlıyor. İlk etapta yerel televizyonlarla işbirliğine giderek yurt içindeki haber ağını güçlendirecek olan kanal, daha sonra yurtdışında geniş bir haber ağı oluşturacak. Bunun için Güney Amerika'dan Afrika'ya kadar bir ülkede temsilcilikler açacak. Kurum temsilcilik kuramadığı yerlerde ise kaşeli muhabir çalıştıracak. Böylece hem yurt içinden hem de yurt dışından aralıksız olarak haber akışı sağlanmış olacak. Böylece dünyanın dört bir yanından gelecek görüntüleri yurt içinde ve yurt dışındaki kanallara servis yapacak. Halen yurtdışından gelen görüntülerin ağırlıklı olarak yabancı kaynaklar üzerinden Türkiye'ye ve dünyaya yayıldığına dikkat çeken TRT Haber Dairesi Başkanı Ahmet Çavuşoğlu, projelerinin hayata geçirilmesiyle birlikte haberlerin artık Türkiye'nin gözlüğü ile de dünyaya servis edileceğini söyledi.
HABERE BAKIŞI DEĞİŞTİRDİK
Yıllardır protokol haberciliği ile dikkat çeken TRT, artık hayata dair konulara ağırlık veriyor. Bir süre öncesine kadar haberleri Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar... şeklinde sıralayan kurum, artık insan merkezli bir habercilik yapıyor. TRT'nin tekel olduğu bir dönemden kalma bir alışkanlığa son verdiklerini belirten Ahmet Çavuşoğlu, "TRT, uzun süredir bunu değiştirmek için uğraşıyor. Biz tempoyu daha da artırdık. Protokol bazlı değil, haber odaklı habercilik yapıyoruz. Bir olayla, tartışmayla ilgili bütün görüşlere yer veriyoruz." dedi.
Haberciliği monotonluktan çıkartıp dinamik bir yapıya kavuşturduklarını anlatan Çavuşoğlu, "Bu durumda bir taraftan haber çeşidimizi ve sayımızı artırırken, aynı zamanda dinamik bir hale getirdik. Haberlerde gün boyu TRT2'de canlı yayınlar yapıyoruz. Sürekli hareket halindeyiz. Olayların içinde, olayları yaşayarak seyircimize aktarıyoruz." şeklinde konuştu.
YEREL TV'LERLE İŞBİRLİĞİ
Dünyanın hızla değiştiğini kendilerinin buna ayak uydurmak zorunda hissettiklerini kaydeden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Böyle çalışmak zorundayız. Çünkü dünyada her şey hızlandı. Belki dünya daha hızlı dönüyor, olaylar daha hızlı dönüyor. Her şey hızlı akıyor. Eskiler vakit için nakit diyorlardı. Bu söz günümüzde daha da önem kazanıyor. İnsanlar yemeklerini bile hızlı yiyor artık. O yüzden olayları durağan, hareketsiz; insanları uyutacak bir şekilde veremeyiz. Sunumumuz çekimlerimiz, olaylara karşı tavrımız, spikerlerimizin tavrı, işi daha hızla yapmaya ve yoğunluğa götürüyor." diye konuştu. Bunun için öncelikle Türkiye'deki yerel televizyonlarla işbirliği yapacaklarını kaydeden Çavuşoığlu, "Yerel Televizyonlar Bikliği ile bir görüşmemiz var. Bu çerçevede yerel TV'lerin gücünü de haber kanalımıza aktararak değerlendirmek istiyoruz. Bir anlaşma çerçevesinde onların muhabirlerini, kameramanlarını, görüntü geçme sistemlerini anında geçmek için kullanacağız."
KENDİ KAYNAKLARIMIZLA ALDIĞIMIZ HABERLERİ DÜNYAYA YAYACAĞIZ
TRT'nin asıl iddialı olduğu proje ise dünya çapında bir haber kanalı olma. Önümüzdeki dönemde dünyanın en önemli haber kanalı olmayı hedeflediklerini belirten Çavuşoğlu, bunu TRT Int üzerinden gerçekleştireceklerini söyledi. Çavuşoğlu şöyle konuştu: "Bunun için halen yurtdışında 7 merkezi bulunan TRT'nin haber bürosu sayısı artıracağız. Buralarda temsilciklerimiz muhabirimiz olacak. Bazı yerlerde yurt içinde olduğu gibi kaşeli muhabirlerimiz olacak. Böylece Güney Amerika'dan Orta Afrika'ya kadar olayları anında dünyaya duyurma gayretimiz olacak." dedi. Çavuşoğlu, TRT de dahil olmak üzere dünyada olup bitenlerin, yabancı kanallar vasıtasıyla ekranlara taşındığını hatırlatıyor. Bu kanalların dünyadaki olayları kendi pencerelerinden verdiğine dikkat çeken Çavuşoğlu, bu projenin önemini şu sözlerle ortaya koyuyor: "Artık diyoruz dünyadaki olayları kendi bakış açımıza ve penceremize göre değerlendirelim. Dünya da bu şekilde yansıtalım. Yani olayları olduğu gibi kaynağından alıp hem ülkemiz insanına hem de dünyanın değişik ülkelerinde bulunan insanlarımıza sunalım. Örneğin Bulgaristan'daki bir olayı Avustralya'dakine anlatma. Burada yaşanan bir olayı Türkmenistan'dakine aktarma. Böylece iletişim daha kolay olacak. Birbirimizden haberimiz daha çabuk olacak. Başkalarının süzgecinden geçeni değil, kendi gözümüzle birbirimize aktaracağız olup biteni."
TÜRK TOPLULUKLARI ARASINDA İNERJİ OLUŞACAK
Bu kanalın ağırlıklı olarak habercilik yapılacağını ancak bunun yanı sıra bazı sosyal ve kültürel programların da yer alacığı bilgisini veriyor. Bu sayede dünyanın değişik bölgelerinde bulunan Türk topluluklarının birbirlerinin varlığından ve etkinliklerinden haberdar olacağının altını çizen Çavuşoğlu, şöyle konuştu: "Asıl işimiz, CNN ve BBC gibi haber kanalı olmaktır ama aynı zamanda kitlemize birbirlerinin kültürlerini de aktaracağız. Diyelim ki Türkmenistan'daki bir etkinlik ya da Bosna Hersek'teki bir program yayınlanacak. Bunlar birbirlerinden haberdar olacak. Bu karşılıklı etkileşimi daha da artıracak. Böylece birbirlerinin örf ve adetleri gelenek ve göreneklerinden haberleri olacak. Birbirlerini kaynaştırıcı bir fonksiyonu da olacak. Bu insanlar zaten aynı kökenden geliyorlar. Bu haberleşmedeki etkinlik arttıkça birbirlerini daha yakından tanıması akrabaların birbirlerini daha yakından öğrenme işlevi görecek. Kardeşlik bağlarını güçlendirecek. Yani Türkiye'yi edilgen durumdan çıkarıp aktif duruma geçme gibi fonksiyonu var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.