“Yok olma tehlikesiyle karşı karşıyayız”

“Yok olma tehlikesiyle karşı karşıyayız”
Türkiye'nin etrafının ateşle çevrildiğine dikkat çeken Milli Görüş yayın organı Milli Gazete, Erbakan Hoca'nın zamanında yaptığı uyarıları gündeme getirip, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuzu yazdı.

Türkiye'nin etrafının ateşle çevrildiğine dikkat çeken Milli Görüş yayın organı Milli Gazete, Erbakan Hoca'nın zamanında yaptığı uyarıları gündeme getirip, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğumuzu yazdı.

“Etrafı ateşle çevrilen ülkemiz gerçekten zor günler geçiriyor. Bu yüzden şu kritik günlerde aslında Milli Görüş’ün ne düşündüğünü, nerede durduğunu bir kez daha hatırlatmak gerekiyor!” diyen Milli Gazete'nin “Yok olma tehlikesiyle karşı karşıyayız” başlığıyla aktardığı haber şöyle:

"Etrafı ateşle çevrilen ülkemiz gerçekten zor günler geçiriyor. Yaşanılan ekonomik, siyasi, sosyal buhranlar bir yana belki de en önemli sorunumuz içinde bulunduğumuz zihin karışıklığı. Dost kim, düşman kim? Renkler o kadar belirsizleştirildi, o kadar karmaşıklaştırıldı ki… Güncel yanılgıya düşmemek için gerçekten çok zorlanıyoruz. Bu yüzden şu kritik günlerde aslında Milli Görüş’ün ne düşündüğünü, nerede durduğunu bir kez daha hatırlatmak gerekiyor! 

İslam dünyasında şuurlu olanların sayısını azaltmayı ve baskı altına almayı planlayan Siyonist Rand CorporatIon ve türevlerinin oyunlarına bir kez daha dikkat çekmek gerekiyor. Sözü “Ya ırkçı emperyalistlerden yanasın ya da Milli Görüş’ten yana” diyen Hocamıza bırakıyoruz:

"AKP iktidarında Türkiye’de gerçekleştirdikleri manevi işgali, maddi işgalle tamamlayacaklar. Irak gibi değil, Türkiye’yi yumuşak lokma haline getirerek almak istiyorlar. Türkiye’nin yöneticilerini kullanmak suretiyle Türkiye’yi İsrail’e köle yapmak istiyorlar. Anlatabiliyor muyum? Ey aziz milletim, bulunduğumuz noktayı, (22 Temmuz seçiminin önemini) belirtmek istiyorum. Allah muhafaza buyursun, sen (22 Temmuz’da) AKP’ye oy verdin mi, ertesi gün Hizbullah’a hücum edecekler. Suriye’ye gelecekler, hududumuza gelecekler. Manevi işgali maddi işgalle tamamlayacaklar ve böylece tarihin en şerefli milletini yok edecekler. Yok olma tehlikesi dediğimiz budur, Allah muhafaza buyursun.  

Şimdi böyle bir noktada, ırkçı emperyalizm, bütün bu oyunları oynuyor. Bunları oynadıktan sonra, ellerindeki medya gücüyle de milleti narkozluyor. Köy kahvesinde oturan adam onların televizyonlarını dinliyor, gazetelerini okuyor, narkozlanmış. Bizler Milli Görüş’çüler olarak, narkozlanmış olanların yakasından tutmak, “Bak kardeşim, bu televizyonların, gazetelerin palavralarına aldanma. Bunların bir hesabı, bir planı var. Bunlar seni yok etmek istiyorlar. Uyuma, uyuma” diyerek alıp kafasını duvara çarpmaya mecburuz. Bu gayretleri, bu milli vazifeyi ifa etmek için veriyoruz. 

Bu AKP’nin yöneticilerinin hepsi benim evlatlarım. Onlar da uyansın diye, onlara da iyilik yapmak için hepsini açıklayacağım, ama korkuyorum. Korkum ne biliyor musunuz? Ben bütün bunları açık açık anlattıktan sonra da hâlâ neye alet olduklarını anlamayacaklar diye korkuyorum. Ne yaptıklarını bilmiyorlar ki. Şimdi at yarışı spikeri ne yapar? Beyaz at koştu, kırmızı at şöyle, falanca at böyle der.

…Sen sadece at yarışının spikerisin. Hiçbir şeyden haberin yok. Bak şimdi anlatacağım, göreceksin. Benim söylediklerimin yüzde 90’ından haberinin olmadığını biliyorum. Çünkü ben seni avucumun içi gibi tanırım. 

…AKP, ırkçı emperyalizm tarafından 3 Kasım 2002’de işbaşına getirilmiştir. Bütün medya imkânlarını kullanmak suretiyle, üflemek suretiyle bunları başa getirdiler. 5 sene boyunca Hayım Nahum Doktrini’nin taşeronu olarak kullanıldılar. Türkiye’nin yıkılması için kullanıldılar. Onların haberi yok ne olup bittiğinden. Ama ırkçı emperyalizm istediğini yapıyor. Çünkü bütün idare onların elinde. 

Şimdi birtakım insanlar hâlâ Yahudi’nin bu oyununa aldanmış, gelmiş diyorlar ki, “AKP’nin Türkiye’yi tahrip edeceğine inanıyor musun?’ Kardeşim beni dinle. Bak taammüden tahrip etmek var. Bir de tahribe vasıta olmak var. Evet, AKP taammüden Türkiye’yi tahrip etmek istemez, benim fikrimi soruyorsan. Ama AKP sandalye hırsından başka bir şey görmez. O zaman da ırkçı emperyalizmin isteğinden başka bir şey yapmaz. 

…Şimdi ben CHP’ye, sol işbirlikçiye oy verirsem evi girip bombalayacak. AKP’ye oy verirsem o da IMF ile eve gelip bombalayacak. Ama “AKP bombalamadı denilirse”, benim evim bombalandıktan sonra AKP bombalasa ne olur, IMF bombalasa ne olur. Onun için aralarında hiç fark yoktur.

“Efendim siz Saadet Partisi için çalışıp AKP’yi zayıflatıyorsunuz” Allah aşkına, siz elli senedir bu yutturmacaya nasıl inanıyorsunuz? Vaktiyle CHP ve Adalet Partisi “Bizi bölmeyin” dedi. Ömrümüzün elli senesini biz buna verdik. Sen illa harakiri yapmak mı istiyorsun? Deli misin? İsrail’e vilayet mi olmak istiyorsun? Hak dururken, hakkı bırakarak Yahudi’ye oyuncak mı olacaksın? Bunların yaptığı kayıkçı dövüşü… (Erbakan, Milli Kurtuluş Konferansı, 28 Haziran 2007 İstanbul/Yeşilköy Kültür Merkezi)

…Çanakkale’de kapıdan kovduk, ama şimdi 92 sene geçti, adam AKP vasıtasıyla bacadan girip Büyük İsrail’i kurmaya çalışıyor. Sen bunu bilmezsen, gider de AKP’ye oy verirsen, kapıyı açıp Yahudi’ye buyur demiş oluyorsun, haberin yok ey Sakallı Hüsnü!

Bu AKP şimdi deli gibi “Ben ne pahasına olursa olsun Avrupa Birliği’ne gireceğim” diyor ya, önüne bu haritayı koyuyorlar. Bak Avrupa Birliği’ne girmek için işte böyle yapacaksın. Buraları vereceksin, şu yeşil kısımlar olarak sen de Avrupa Birliği’ne gireceksin, dinini değiştirmek şartıyla.

Irak harbi esnasında, Meclis tezkereyi reddettiği zaman Tayyip Bey bir söz söyledi: “Çok üzüldüm, gelecek ay memurun maaşını ödeyemezsem benim niçin çırpındığımı anlarsınız.”

Bana bak, tezkere ile maaşın alakası ne? Sen bu maaşları tezkere vereceksin diye mi alıyorsun yoksa? Böyle şey mi olur? Ama aynen böyle açıkladı. Doğru söylüyor. Neden? Çünkü bak Türkiye’nin bugünkü ekonomisine baktığımız zaman, ekonomi konferansında açıkladık, ne olmuş, sıcak para gelmiş. 80 milyar dolar. Adam 5 milyar doları çektiği zaman, Türkiye allak bullak oluyor. 

Şimdi İran’a bizimle beraber harp edeceksin dedi, 2006 Haziran’ında bunlar mırın kırın yapmaya başladılar. Saadet Partisi’nden, halktan korktular. Yapacaklar ama olayı savsaklamaya çalıştılar. Sadece zaman istiyorlar. Hemen öbürküler de dişini gösteriverdi. 5-6 milyar dolar sıcak parayı çekti, borsa allak bullak oldu, dolar fırladı. Bunlara bir ihtar verdi. Bak ipinizin ucu benim elimdedir ha diyor dış güçler, Siyonizm.

Bunlar borca esir borca, borca! Ayakta durması mümkün değil. Neden? Çünkü 60 milyar dolar dış ticaret açığı var. Bu açığı ne ile kapatacak? Borç parayla, sıcak döviz ile kapatacak. Vermezse ırkçı emperyalist, memurun maaşını veremez. 

Bunun için onların emrine uymaya mecbur. Borca esir olmuş. Onların emrini tutmadan, yürümesi mümkün değil. Çünkü Milli Görüş gömleğini çıkarttı, köle oldu köle, köle.

Çanakkale’de kapıdan kovduk, ama şimdi 92 sene geçti, adam AKP vasıtasıyla bacadan girip Büyük İsrail’i kurmaya çalışıyor. Sen bunu bilmezsen, gider de AKP’ye oy verirsen, kapıyı açıp Yahudi’ye buyur demiş oluyorsun, haberin yok ey Sakallı Hüsnü!

ÜLKEYİ UÇURUMDAN BİZ KURTARACAĞIZ

“Bu millet hep asırlar boyu Milli Görüş’e sarıldı. Dünyanın efendisi oldu, gene sarılacak, gene efendisi olacak. Ve sen yine bu işi yapamayacaksın, hak galip gelecek. Batıl yok olacak batılın yok olması, kendi doğal yapısının gereğidir. Çok aziz ve muhterem kardeşlerim. İşte bakınız, Türkiye’mizi bu noktaya getirdiler. Uçurumun kenarındayız. 22 Temmuz, ne demek biliyor musun? Bazı filmlerden hatırlarsınız. Adam uçurumdan aşağı yuvarlanacak. Büyük bir vasıtanın içinde. Arkada bir adam ile çocuk var. Gelmiş uçurumun kenarına asılmış, o çocuk ön tarafa gelirse yukarıdan aşağıya yuvarlanacak. Şayet bu sarsmadan arkaya doğru giderse kurtulacak. Şu anda askıda kalmış otobüs gibiyiz. Dört gün var. Göreyim sizi. Sultan Fatih’in askerleri. Siz hepiniz bir Ulubatlı Hasan’sınız. AKP ülkeyi bu uçuruma getirdi. İnşallah biz, bu noktadan ele alıp ülkeyi uçurumdan kurtaracağız, kurtulacağız. Cenab-ı Hakk’ın lütfuyla. Şu vaziyete gelmişken nasıl kurtaracaksınız?

YENİ BİR DÜNYA KURACAĞIZ

…Efendim siz ne yapacaksınız. Söyledim, biz önce tarihimizi biliyoruz, inancımızı biliyoruz, hakkı biliyoruz, adaleti biliyoruz. Biz yeni bir dünya kuracağız.

….Müslümanların tarihte olduğu gibi tekrar derlenip toparlanması lazım. Milli Görüş etrafında toplanmak mecburiyetindeyiz. Bunun için D-8’leri kurduk. D-8’ler gördüğünüz gibi bir çekirdektir. Bunun etrafında D-60’ları, 60 tane Müslüman ülkeyi toplayacağız. Bu D-60’larla beraber İslam birliğini kuracağız. İslam NATO’sunu kuracağız. İslam parasına geçeceğiz. İslam ortak pazarını yapacağız. Birbirimizle gerçekten bir ümmet olarak kaynaşacağız. Amerika istemese de. Bütün ezilen ülkeleri de etrafımıza toplayacağız. D-160’lar. Kim bunlar? Rusya’sı, Çin’i, Hindistan’ı, Brezilya’sı. Milyarlık nüfus. Hepsi Siyonizm tarafından eziliyor. Neden? Çünkü bugün Siyonizm öyle bir dünya kurmuş ki, ifsat dünyası. 

…Böylesine bir teknolojik gelişme yaptığın zaman, şu müeyyide kuruluşlarını kurduğun zaman, gel bakalım buraya dediğin zaman, ister istemez ayağı titreyerek gelecek ırkçı emperyalizm. Otur şuraya bakalım; bana bak sen şimdiye kadar, bizim kanımızı canımızı emdin. İnsanlığa kan kusturdun. Ama biz Hz. Ömer’lerin ahfadıyız. Biz Selahaddin Eyyübi’lerin ahfadıyız. Biz Sultan Fatih’lerin ahfadıyız. Biz sizi imha için gelmedik. Biz rahmet peygamberinin ümmetiyiz. Biz size de sizin hakkınızı vermek için geldik. Yeryüzünde ecdadımız gibi adil bir düzen kurmak için geldik. Hakkı korumak için geldik. Biz hakkı üstün tutarız amma kuvvetin de kıymetini biliriz. Hakkın emrindeki kuvvet en şerefli kuvvettir. İşte biz o kuvvete sahip olacağız ve böylece kuvvetli bir Türkiye kuracağız ve yeni bir dünya kuracağız. (Erbakan, Milli Kurtuluş Konferansı - IV, 19 Temmuz 2007, İstanbul)

Milli Gazete

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.