Aksakallı'yı dinlemedi cezayı Halisdemir kesti ​

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı 2’nci FETÖ İddianamesinde, darbeci general Semih Terzi’nin, kahraman Astsubay Ömer Halisdemir tarafından öldürülmesinden sonra, darbeci hainlerin birbirine düştüğü belirtildi.

BİE BİRLERİNİ ÖLDÜRDÜLER 

GATA’ya götürülen Terzi’nin öldüğü haberi üzerine, Silopi’den Terzi ile birlikte Ankara’ya gelen ekipteki darbeci askerlerle, Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndaki (ÖKK) darbeci Albay Ümit Bak’a bağlı askerler arasında anlaşmazlık çıktı. Aralarında, astsubay Halisdemir’i yaralıykan şehit eden hain üsteğmen Mihrali Atmaca’nın da bulunduğu Terzi’nin ekibindeki darbeci askerlerle, ÖKK’deki diğer darbeci grup arasındaki tartışma, kısa sürede silahlı çatışmaya dönüştü ve çatışmada Bak’ın emir subayı Nedim Şahin öldürüldü.

DARBECİ TERZİ'YE TELEFON

İddianamede, şehit Halisdemir’e verdiği “Semih Terzi vatan hainidir onu vur” emri ile ihanet kalkışmasının seyrini değiştiren ÖKK Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı’nın, darbeciler adına komutayı almak için Silopi’den Ankara’ya hareket halinde olan Terzi’ye, ihanet girişiminden vazgeçmesi için iki kez telefonla ulaştığı da ortaya çıktı.

ALAY EDİP KAPATMIŞ 

Paşa’nın emri üzerine koruma astsubayı, darbeci general Terzi’yi iki kez telefonla aradı ve Aksakallı’nın görüşmek istediğini söyledi. Ancak Terzi, iki aramada da duymamazlıktan gelip, “sesinizi duyamıyorum, anlaşılmıyor,, sen konuşmaya devam et anlat, anlat” diyerek alay ederek telefonu kapattı. 

'Yardım edelim' tuzağı 

Hainlerin Aksakallı Paşa'nın yerini tespit edebilmek için her yolu denediği ortaya çıktı. Aksakallı Paşa’nın, savcılık ifadesinden alıntı yapılarak iddianameye giren bölüm özetle şöyle: “... Saat 23.00 ile 24.00 arasında Genelkurmay İstihbarat Başkanı Mustafa Özsoy, telefonla bana ulaşıp, ‘neredesiniz, yerinizi bildirirseniz size yardım edebilirim’ dedi. Özsoy ile bir samimiyetim yoktu, hatta daha önce aramızda olumsuz bir diyalog da yaşanmıştı. Özsoy’un beni aramasından ve sözlerinden şüphelendim. Ona, ‘Benim ne durumda olduğumu kimse bilmezken siz nereden biliyorsunuz’ yanıtı vererek telefonu kapattım. Bir süre sonra Genelkurmay Genel Plan ve Prensipler Başkanı Salih Ulusoy telefonla bana ulaştı. Israrla nerede olduğumu sordu ve yanıma gelmek istediğini söyledi. Kendisine, ‘başka birisinin evindeyiz. Buraya biz sığmıyoruz, siz ne yapacaksınız’ diyerek teklifini geçiştirdim ve telefonu kapattım…” 

Kurulan pusudan kurtuldu 

Bu ilginç ayrıntı, Aksakallı Paşa’nın savcılık ifadesinden alıntı yapılarak iddianamede şöyle yer aldı: “…Koruma Astsubayım Makbul Uluğ'a Ankara'ya intikal halinde olduğunu öğrendiğim Semih Terzi'yi telefon ile aramasını söyledim. Aramada Semih Terzi'nin, Uluğ'a 'Konuşmalarını anlamıyorum ama sen konuşmaya devam et, anlat anlat' tarzında alaycı cümlelerle cevap verdiğini öğrendim. İkinci kez arattığımda telefon ile görüşmeye çalıştım fakat Semih Terzi, 'Sesinizi duyamıyorum, anlaşılmıyor' gibi beyanlarla telefonu kapattı...” Darbecilerin, orduevi çıkışında kurulan pusudan kurtularak izini kaybettiren ve televizyonlara bağlanarak darbeye direnilmesi emri veren Aksakallı Paşa’yı etkisiz hale getirebilmek için her yolu denediği de anlaşıldı. 

Ülkeyi felakete götürüyorsunuz 

Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Musa Çitil ile darbe alınacak tedbirler hususunda görüştüklerini, Eskişehir'de görevli Tuğgeneral Recep Ünal ile görüşüp "Uçaklara engel olun, indirin, ülkeyi felakete götürüyorsunuz" benzeri konuşmalar yaptığını, onun da "Ben engel olamıyorum, elimden hiçbir şey gelmiyor" dediğini kaydeden Aksakallı, saat 02.16'da darbeci general Semih Terzi'nin, Halisdemir tarafından vurulduğunu öğrendiğini kaydetti.