Mete Yarar El Bab'taki telsiz konuşmalarını köşesine taşıdı

Mete Yarar El Bab'taki telsiz konuşmalarını köşesine taşıdı
Karar Gazetesi yazarlarından Mete Yarar, El Bab'a düzenlenen operasyonla ilgili değerlendirmelerde bulunarak kolay bir hedef olmadığını yazdı.

Mete Yarar yazısında,"Koalisyon güçleri ve Esad yönetiminin mücadeleyi bırakmış olması nedeniyle bölgeye takviye yapma fırsatı DAEŞ’e verilmektedir. Musul harekatının da durdurulmasıyla bu örgütle mücadele edilen tek yer olarak El Bab kalmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

Karar gazetesindeki köşesinde içerde ve dışardaki psikolojik harekat gruplarına dikkat çeken Yarar, "Açıkcası herkesin amacı El Bab’da Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü test etmektir. Bir şer grubu, memleketin azmini burada kırdırmak, siyaseten kaos yaratmak, halkın devlete güveninin zayıflamasına yol açmak, Suriye’de ne var sorusunun sorulmasına yol açmak, belki de en önemlisi Suriye ve Irak’ta oluşabilecek oldu bittilere seyirci kalınmasına yol açmak için yoğun çaba sarf etmektedir." diye yazdı.

İşin gerçeğinin 16 askerimizin şehit düştüğü o gece harekat merkezinde çınlayan telsiz konuşmalarında olduğunu söyleyen Yarar,"El Bab’da şehit düşen Binbaşı Bülent Albayrak ve arkadaşlarının yaptıkları mücadele işte o konuşmalarda yatıyor. Telsizden yankılanan o cümleler “Komutanım vur vur bitmiyorlar”dı." dedi.

İşte o yazı:

El Bab’da yaşanacakları daha olmadan söylememdeki amaç işin zorluğunun anlaşılması ve birlikler üzerinde psikolojik baskı kurulmamasıydı. Çünkü yapılan harekat bir hibrit (melez) operasyondu. Düşman belli değildi hatta dost bile belli değildi. Arazi, ortam ve hava şartları devamlı değişiyordu. Buna adapte olmaya çalışan bir TSK ve MİT vardı.


Bu tür operasyonlarda tek bir teşkilat yapısı ile operasyonu sürdürmeniz de mümkün değildir. Bugün tartışılan konuların anlamsızlığı burada başlamaktadır. Harekatın derinliğe inmesiyle beraber kuvvet ihtiyacı daha da artmaya başlamaktadır. Harekatın başlangıcında kullanılan kuvvet ile bugünkü arasında yaklaşık 10 misli fark mevcuttur. Bu bile şu anda sahanın gerçekliğiyle karşılaştırıldığında bazı noktalarda yetersiz kalabilmektedir. Kendi ülkemizdeki tecrübelerden edindiğimiz birikim buralardaki şehir savaşları için yeterli bir veri vermese bile sonuçta El Bab kolay bir hedef değildir.

Şehrin kuşatılması tam anlamıyla mümkün görünmemektedir. Bunun büyüklük ve stratejik anlamda nedenleri mevcuttur. Yani DAEŞ takviye gönderirken, şehir alınmak zorunda kalınacak gibi görünmektedir. Sağolsunlar, bütün cephelerinde koalisyon güçleri ve Esad yönetiminin mücadeleyi bırakmış olması nedeniyle bölgeye takviye yapma fırsatı DAEŞ’e verilmektedir. Musul harekatının da durdurulmasıyla bu örgütle mücadele edilen tek yer olarak El Bab kalmıştır.

Açıkcası herkesin amacı El Bab’da Türkiye Cumhuriyeti’nin gücünü test etmektir. Bir şer grubu, memleketin azmini burada kırdırmak, siyaseten kaos yaratmak, halkın devlete güveninin zayıflamasına yol açmak, Suriye’de ne var sorusunun sorulmasına yol açmak, belki de en önemlisi Suriye ve Irak’ta oluşabilecek oldu bittilere seyirci kalınmasına yol açmak için yoğun çaba sarf etmektedir. Bunun için de içerde ve dışarda oluşturdukları psikolojik harekat grupları ile harekete geçmektedirler. El Bab’da ne oluyor sorusunu sormak yerine psikolojik harp tekniği sorularını yönelterek kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Buna destek olmak için örgütlerin yaydığı görüntüleri, doğru olup olmadığını düşünmeden yayınlıyorlar (ben doğru olsa bile yayınlamanın örgüt propagandası olduğunu düşünüyorum). Arkasından yalan bilgilerle de yeni süsleme haberler yazabiliyorlar.

İşin gerçeğini gözden kaçırmak için ellerinden gelen gayreti gösterenlere inat, biz sahada kalmaya devam edeceğiz. Sızma harekatının özel bir operasyon tekniği olduğunu bilmeyenlere bu harekata ÖSO’nun katılamayacağını hatırlatacağız. İlk sızan birliklere ilaveten daha sonra komando birliklerinin bölgeye takviye gönderildiğini ifade edeceğiz. İşin gerçeğinin o gece harekat merkezinde çınlayan telsiz konuşmalarında olduğunu söyleyeceğiz. El Bab’da şehit düşen Binbaşı Bülent Albayrak ve arkadaşlarının yaptıkları mücadele işte o konuşmalarda yatıyor. Telsizden yankılanan o cümleler “Komutanım vur vur bitmiyorlar”dı. Evet o gün koalisyon güçlerinin, PYD’nin ve Esad güçlerinin gözü önünden geçerek gelen bu örgüt mensupları vurmakla bitirilemedi. Bugüne kadar bu aslanları birebirde vuramadılar, ya kimliği belli olmayan uçakla, silahlı İHA ile, havan saldırısıyla ya da bombalı araçlarla şehit edebildiler. Eğer askerlerimizi sahada korumak istiyorsak bu ‘kimliği belirsiz’ ibaresinin ne olduğunu milletçe sorgulamak zorundayız. Bunu yapalım ki onlar da işlerini sürdürebilsinler.

El Bab’da asker olmak zordur diye yazmıştım. Bugünlerde toplumca onların kahramanlıklarını geride izlemek de bir o kadar zor geliyor bizlere. El Bab’da Türkiye test ediliyor ve bu testi 15 Temmuz’da olduğu gibi yine yüzümüzün akıyla geçeceğiz. Allah yar ve yardımcımız olsun.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.