AK Partili Selçuk Özdağ: “Bugün Nihal Atsız’ın fikirleri iktidardadır”

AK Partili Selçuk Özdağ: “Bugün Nihal Atsız’ın fikirleri iktidardadır”
AK Parti’nin en etkin milletvekillerinden ülkücü kökenli Selçuk Özdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Atsız'ın mısralarını okuduğuna dikkat çekerek “Bugün Hüseyin Nihal Atsız’ın fikirleri iktidardadır” dedi.

AK Parti Manisa Milletvekili ve Meclis darbe komisyonu Başkanvekili ülkücü kökenli Doç. Dr. Selçuk Özdağ, enpolitik.com adlı haber sitesinde çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Recep Tayyip Erdoğan-H.Nihal Atsız” başlıklı yazısında Özdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Şanlıurfa’da yaptığı konuşmada Nihal Atsız’ın mısralarını okuduğunu hatırlatarak “Bugüne kadar millî görüş câmiasının iltifat etmediği, yok saydığı (Hüseyin)Nihal Atsız’ı tanıyalım” dedi ve uzun uzun Nihal Atsız’ı anlattı.

AK Partili Özdağ ardından da, “Bugün Hüseyin Nihal Atsız’ın fikirleri iktidardadır. Geç de olsa  Atsız’ı n hatırlanması bir kadirşinaslıktır” yorumunda bulundu.

İşte Selçuk Özdağ’ın kaleminden Nihal Atsız ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın okuduğu şiir:

“İnsan büyür beşikte 

Mezarda yatmak için.  

Ve...........................  

Kahramanlar can verir  

Yurdu yaşatmak için...  

Cumhurbaşkanı Urfa konuşmasında Atsız’ın bu mısralarını okudu. Bugüne kadar millî görüş câmiasının iltifat etmediği, yok saydığı (Hüseyin)Nihal Atsız’ı tanıyalım. 

ATSIZ’IN ÇANAKKALE İHTİFALİ 

Şair, yazar, târihçi Nihal Atsız, Çanakkale Müdâfaası’nın bugünki nesiller tarafından idrâk edilmesinde birinci derecede rol sâhibidir. Şöyleki; 

Çanakkale şehitlikleri Lozan Antlaşması ile İngilizlerin insâfına terk edilmiştir.  (129. Madde). İngiliz ve Fransızlar, Çanakkale’deki mezarlarını îmâr ederken bizim şehitliklerimiz ihmâl edildi. Nihal Atsız, 1932 yılında, Atsız Mecmûa’da, devletten bir heyetin Gülcemal Vapuru ile Çanakkale’ye gidip sâhillerden bakarak güyâ şehitleri ziyâret etmesini eleştirdi. Çanakkale ziyâretinin gemiyle değil, İstanbul’dan yaya olarak yapılması ve bizzat harp alanının ve şehitliklerin gezilmesi gerektiğini; hattâ, o sene bunu yapmak istedikleri hâlde yapamadıklarını da ifâde etti. Elbette Atsız’ın bu teklifi, Çanakkale şehitliklerine mesâfeli duran rejimi rahatsız etti. 

Ertesi yıl Nihal Atsız ve 8 arkadaşı Çanakkale'yi ziyâret yasağını delerek Ağustos başında şehitliğe gittiler. Günlerce şehitlerimizi andılar. Yeni Zelanda Anıtı önünde kahrolan Atsız, Lozancıları da sert bir dille eleştirdi. Yolcuların hüznü ve öfkesi, şehitliği dolaştıkça artar. İngilizlerin mezarları ne kadar bakımlıysa bizim şehitliğimiz o kadar perişan ve sâhipsizdir. İşgâlciler için anıtlar dikilmiştir. Mehmet Çavuş’un mütevâzı mezarını görünce ağlayan Atsız, Yeni Zelandalılar için dikilen âbide için şöyle isyân eder:   

0-008.jpg

“Eğer siz Lozan’ın ne demek olduğunu anlamak istiyorsanız ve gözleriniz Lozan muâhedesiyle tanıdığımız ecnebi mekteplerini görmüyorsa Çanakkale Savaşı’nın olduğu yerlere gidin...  Âbidelerini ve âbidelerimizi görün. Türk yurdunun en kutlu parçasını İngiltere hâline sokan manzaraya bakın. O mukaddes topraklarda insanın içinde riyâ kalmıyor. O riyâsız dakikada, hükmünüzü verin!” 

Bu  ziyâret, Çanakkale'ye  ilgiyi artırarak her yıl artan sayıda ziyaretçinin şehitliklere gitmesine vesile oldu.Ve nihâyet millet tarafından Çanakkale Şehitleri Âbidesi yapıldı. Bugün Çanakkale şehitlerini lâyıkıyla anabiliyorsak bunda en fazla Atsız’ın emeği vardır. 

 

ANDIMIZIN YAZARI ATSIZ’I FAKÜLTEDEN ATTIRDI 

Artık tarihe karışan Andımız, bilindiği gibi 1933’de dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşid Gâlib tarafından yazıldı. Reşid Gâlib, 1932’de yapılan 1. Türk Tarih Kongresi’nde büyük târihçi Zeki Velîdî’yi (Togan) cehâletle suçlayarak talebesi olmadığı için şükrettiğini söyledi. Atsız ve arkadaşları, Reşid Gâlib’e telgraf çekerek, "Zeki Velîdî'nin talebesi olmakla iftihar ederiz." dediler. Sonraki sene, Reşid Gâlib Milli Eğitim Bakanı olunca, ilk işi, Edebiyat Fakültesi Dekanı Ali Muzaffer Bey'e baskı yaparak genç Atsız'ı fakülteden attırmak oldu. Nihal Atsız bu! Adam gibi adam! Türk gibi Türk! Tokatlıyan Oteli'nde, dekanı, milletin içinde tokatladı.   

İşte Türk milliyetçilerinin bir kısmının ısrarla savunup okuduğu Andımızın yazarı Reşid Gâlib budur.  

Nihal Atsız, Türk milliyetçileri tarafından 3 Mayıs 1944’de Milli Şef iktidarına isyanıyla bilinir. Oysa Atsız 1932’de isyan etmiş ve Kemalizmle mücâdele etmeye başlamıştır.  Her nedense 3 Mayıs’ı bayram olarak kutlayanlar, Atsız’ın 33’deki  O muhteşem direniş hâlini hiç konuşmazlar..   

  

Nihal Atsız'ı, İslâm'a (itikade)aykırı kimi  fikirlerinden dolayı eleştirebilir. Ama, Kemalizm'e karşı dik durması takdire şâyândır. Daha 1956’da birilerinin görmeme israrına rağmen "Abdülhamid Han-Göksultan"  makalesini yazmak, ittihatçıları eleştirmek, her babayiğidin harcı değildi. Necip Fazıl ve Kadir Mısıroğlu çok sonraları bu konu da kalem oynatacaklardır.Ayrıca ilerleyen yıllarda İslâmî yönü de tekâmül etmiş ve önceki fikirlerinden eser kalmamıştır. Fethi Gemuhluoğlu’nun ifâdesiyle, din düşmanlarıyla dindarlardan daha çok mücâdele etmiştir. Hapis, ikbâl, sürgün umûrunda olmamıştır. Türk Tarihinin Bugün ki Meseleleri adlı kitabı tarihçiler için hala bir başvuru eseridir.

Atsız, Kemalist değildir. (Dalkavuklar Gecesi Z Vitamini kitabı)İstiklâl Harbi’nin komutanına bağlıdır. Bu, Mustafa Kemal değil de başka biri olsa gene aynısını yapardı. Nitekim şiirinde,  

Arkasında olmasaydı şanlı bir mâzi 

Bu milletten çıkar mıydı bir büyük Gâzi 

Derken Gâzi’yi ortaya çıkaran şanlı mâziden bahseder. Ne demek bu? Şanlı mâzimiz dâima kahramanlar çıkaracaktır. 

Kemalist olsa ne Lozan’ı eleştirirdi ne de Çanakkale’ye giderdi.   

Atsız, nev’i şahsına münhasır bir insandı. Türk’e âit her şeyi severdi. Osmanlıydı; Selçukluydu; Göktürktü. 2. Abdülhamit Han’a “Göksultan” dedi. Vahdeddin Han’ın vatan hâini olmadığını söyledi.  

Nihal Atsız, Türkiye Cumhuriyeti’ni Osmanlı’nın devamı olarak görür. Osmanlı da Selçuklu’nun..  Böylece devlet Orta Asya’ya kadar gider. Adeta Cumhuriyet ne kadar bizimse Osmanlı ve Selçuklu da o kadar bizimdir. 

Osmanlı, Selçuklu ne kadar bizimse Cumhuriyette o kadar bizimdir.  

70’lerde yazdığı Ruh Adam romanında, Çanakkale savaşı hakkında müthiş fikirler ortaya koydu. “Çanakkale, erlerin; İstiklâl Harbi, subayların savaşıdır.” dedi. Evet, Çanakkale ne Mustafa Kemal’in zaferidir ne de bu fikre karşı çıkanların dediği gibi Enver Paşa’nın. Mehmetçiğin zaferidir. Savaş olmasaydı, O Mehmetler, 20. asrı Türk asrı yapacaklardı.   

Atsız çok yönlü bir yazardır. Şâirdir, romancıdır, târihçidir.  Korkusuz bir dâvâ adamıdır. Bir yazısında, Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in tek taraflı bir kadrolaşma faaliyetinde bulunması nedeni ile istifâsını istemiştir. Bu kadar mert ve gözü karadır. Yufka yüreklilerle çetin yolların aşılmayacağına inanır.

Bugün Hüseyin Nihal Atsız"ın fikirleri iktidardadır. 

Geç de olsa  Atsız’ı n hatırlanması bir kadirşinaslıktır.”

 

Kaynak: enpolitik.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum