Erdoğan uyardı: Her şeyimizi kaybederiz!

Erdoğan uyardı: Her şeyimizi kaybederiz!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen 3. Milli Kültür Şurası'nda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

İşte o konuşmadan satır başları

28 yıl sonra yeniden toplanan Milli Kültür Şurası için Nabi Avcı ve ekibine teşekkür ediyorum. Tabiat alemi bize verilmiş bir emanettir. Kültürümüz için kafa yorarken medeniyetimiz için de daha fazla çalışmalıyız. Toplum olarak, STK'lar olarak, sanat ve kültür adamları el ele vermeli ve ortaya bir şeyler koymalıyız. 

SON 14 YILDA KÜLTÜR ALANINDA ÖNEMLİ İŞLER YAPILDI

Kültür mirasımızı koruma sorumluluğu sadece devlete değil topluma da aittir. Ülkemizin 2015 yılında en çok ziyaret edilen müzeleri olan Ayasofya'ya 3,5 milyon, Topkapı Sarayı'na 3,2 milyon ve Mevlana Müzesi'ne 2,3 milyon kişi geldi. Buna karşılık sadece Paris'teki Lur Müzesi aynı yıl 9 milyon kişi tarafından ziyaret edildi. Ülkemizin kültür harcamalarına baktığımızda kitap, gazete, dergi harcaması yüzde 13, sinema tiyatro konser harcamısı da yüzde 5,7 ile kültür ekonomisinde yer alıyor. Bunlar düşündürücü olmakla birlikte geçtiğimiz 14 yılda kültür alanında çok önemli işler de yapıldı. Mesela doğrudan Bakanlığa bağlı müze 93'den 198'e çıktı.

SOSYAL MEDYA UYARISI: İZİN VEREMEYİZ

Balkanlardan Orta Asya'ya kadar geniş bir alanda ata yadigarı eserlere sahip çıktık. Bütün bunlar çok önemli hizmetlerdir fakat önümüzde yapmamız gereken hayati işler olduğunun farkındayız.Kültür faaliyetleri adı altında niteliksiz etkinlikler konusunda dikkatli olmalıyız. Çağıımızın en büyük sorunlarından biri kültürel sığlaşmadır. Televizyonların, internetin  özellikle sosyal medyanın kültürümüzü adeta yiyip bitirmesine izin veremeyiz.

TORUNUM DİRİLİŞ DİZİSİNİ TEKRAR TEKRAR SEYREDİYORSA...

 Bu imkanların kendi kültürümüzü yeni kuşaklara aktarma konsunda etkin bir şekilde kullanmanın yollarını aramalıyız. Nasıl geçmişte Osmancı, Kuruluş dizisi çok önemli bir işlev görmüşse günümüzde de Diriliş Ertuğrul dizisi ülkemizin içinde ve dışında ilgiyle takip ediliyor. Eğer benim 6-7 yaşındaki, 13-14 yaşındaki torunum tekrarını da izliyorsa demek ki bunu kazanmışız.

KÜLTÜR EMPERYALİZMİNE KARŞI YERLİ VE MİLLİ OLMALIYIZ

Gönderde dalgalanan al bayrağımız anlamını şehit ve gazilerimizin mevcudiyetiyle kazanıyor. ayrağa şehitlerimizin nazarında bakmazsanız o ay da, yıldız da birer grafik unsuru olmanın ötesine geçemez. Kültür iktidarı olmak için çok daha çalışmaya, alın teri dökmeye ihtiyacımız var. Kültür emperyalizmine karşı yerli ve milli değerlerimizi evrensel bir dille yeniden keşfetmeli ve yeniden inşa etmeliyiz. Bütün kültürler belli toplumun, coğrafyanın içinde doğar, büyür ve gelişir. Onu evrensel yapan verdiği mesajın derinliğidir. Kendi tarihimizden, değerlerimziden beslenen kişi ve kuruluşlarından artık kaliteli ve küresele doğru akan bir kültürel eğitim yapmaları gerekiyor.

BİZİM KÜLTÜRÜMÜZ GELİŞMEYE MANİ DEĞİL TEŞVİK EDİCİDİR

Bizim kültürümüz gelişmeyi teşvik eder. Bir dönem bilinçli bir şekilde yürütülen inancımıza ve kültürümüze yönelik aşağılamanın amacı önce gözden uzaklaştırmak sonra da tarihe gömmektir. Saldırılara rağmen hala kültürümüz dünyanın en önemli kültürleri arasında yerini koruyor. Teslimiyeti değil tahkimiyeti esas olan anlayışla üzerimize düşenleri hep birlikte yapmalıyız. Kültür sadece kitap, sadece müzik, sadece mimari de değildir. Kültür bütün bunları içine alan aslında bir hayat biçimidir. Selamlaşma, oturup kalkmaya, giydiğimize, yiyip içmemize, evimizin düzenine kadar kimliğimizin tüm unsurlarını sahip olduğumuz kültür belirler.

BUNUN İÇİN YENİ BİR SİSTEME GEÇMENİN MÜCADELESİNİ VERİYORUZ

Bizim kuşağımız deyimlerden, araç gereçlerine kadar mahalli değerlerin son şahitleri, son kullanıcılarıdır. Yeni kuşakların önemli bölümleri bu zenginlikten mahrum kalmıştır. Eğer bugün İstanbul sokaklarında yürüyen bir kişinin kıyafetinden, ayakkabısından, şapkasından, vücut çalımından hangi kültüre mensup olduğunu çıkaramıyorsak kültürel kuraklığın pençesindeyiz demektir. Bir sofranın hangi milletin ürünü olduğunu anlayamıyorsak durum gerçekten vahimdir. Biz hem medeniyet birikimi, hem tarihi geçmişi hem de devlet geleneği bakımından çok farklı bir milletiz. Çağ açıp çağ kapatmış bir millet olarak büyük bir medeniyete sahibiz. Bunun için büyük Türkiye diyoruz. Bunun için Anayasa değişimiyle ülkemizi yeni bir sisteme kavuşturmanın mücadelesini veriyoruz.

MEDENİYETİMİZDEN KOPARSAK HER ŞEYİMİZİ KAYBEDERİZ

Benim sizden ricam: Bize 2023 vizyonumuza uygun, derinliği, gelecek vizyonu olan uygulanabilir bir yol haritası hazırlayın. Bunu çok iyi çalışın. Biz de bunu çok çalışalım ve uygulama alanına koyalım. Bu şurada uygulanabilir her önerinin bizzat takipçisi olacağımı, bununla ilgili bir heyeti oluşturacağımı burada özellikle açıklamak istiyorum. Burada Milli Kültür Şurası'nı topluyor olmamız da işte bu gayeye yöneliktir. Medeniyetimizden koparsak herşeyimizi kaybederiz. Kültürümüzü kaybedersek yok olurzu. Kimliğimizi, kişiliğimizi, özgürlüğümüzü terkedersek yılların içinde kaybolup gideriz. Her fırsatta tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek devlet diyoruz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.