Ülkücü yazar: Sandıktan ne çıkarsa çıksın MHP kaybetmez

Ülkücü yazar: Sandıktan ne çıkarsa çıksın MHP kaybetmez
Ortadoğu gazetesi yazarı Orhan Karataş yazısında, MHP’nin Başkanlığa verdiği desteği “tercih değil mecburiyet” diye değerlendirdi. Karataş, sandıktan evet de çıksa hayır da çıksa MHP’nin kaybedeceği bir şey olmayacağını söyledi.

MHP’ye yakınlığı ile bilinen Ortadoğu Gazetesi’nin önde gelen kalemlerinden Orhan Karataş, 2 gün kalan referanduma ilişkin “son ikaz” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Ülkücü yazar Karataş yazısında, MHP’nin anayasa değişikliğine verdiği destek konusunda “bu bir tercih değil mecburiyet” ifadesini kullandı. Karataş, referandumdan çıkacak sonuç ne olursa olsun MHP’nin kaybedeceği bir şey olmayacağını da kaydetti.

Ortadoğu gazetesi Ankara Temsilcisi ve yazarı Orhan Karataş’ın “Son ikaz” başlıklı yazısı şöyle:

Son ikaz

 Anayasa değişikliğinin akıbetini 2 gün sonra hep birlikte göreceğiz. Meydanlar, araştırmalar, hissiyatlar ve atmosfer Türk milletinin böyle bir değişikliğe neden ihtiyaç duyulduğunu gördüğünü, anladığını ve onayladığını gösteriyor. Buna rağmen "istemezük" cephesinin, ezberlerine devam ettiğini ve ipe-sapa gelmeyen açıklamaların sürdürdüklerini görüyoruz. Büyük bir kızgınlık, tahammülsüzlük ve saldırganlık içindeler. Unuttukları veya dikkate almadıkları şey, sonuç ne olursa olsun bu ülkede hep birlikte yaşayacağımız gerçeğidir. Dolayısı ile kırmak, dökmek yerine milletin kararına saygılı olmak ve uyum göstermek bir vatandaşlık görevidir.                          

TERCİH DEĞİL MECBURİYET

Bir defa daha ve altını çizerek tekrarlayalım: Anayasa değişikliği bir siyasi tercih değil, bu ülkenin selameti için bir mecburiyetten dolayı gündeme gelmiştir. MHP, vatanın ağır tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya kalmasına seyirci kalmamış, bir an önce düze çıkmak ve gerçek gündemimize dönebilmek için harekete geçmiş ve gereğini yapmıştır. Anayasa Değişikliği Teklifi'nin Türk milleti tarafından onaylanması halinde zaten çift başlı olan, 2007 değişikliği ve 2014 yılında Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle daha da karmaşık hale gelen yürütme garabeti ortadan kalkacak ve sistem rayına girecektir. Cumhurbaşkanının yetkileri ve pozisyonu 1982 Anayasasının kabul edildiği tarihten bu yana tartışmalıdır. Bu değişiklikle birlikte bu tartışmalar bitecek, hukuku ve sistemi tıkayan fiili durum ortadan kalkacak hükümet etme sistemi netleşecektir. Böylece istikrarlı ve hızlı icraat yapabilen bir yürütme sistemi kurulurken, TBMM'de asli görevlerini yerine getirme imkan ve yetkilerine kavuşacaktır. Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı, gerçek anlamıyla söz konusu olacaktır.                   

MİLLİ DEVLET TEMİNAT ALTINDA

Bu değişiklikte, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, Devletin şeklini ve Cumhuriyetin niteliklerini belirleyen Anayasa'nın ilk dört maddesine, üniter ve milli devlet esaslarına, Türk unsuru ve Türkçenin tek dil olarak kalmasına asla dokunulmamaktadır. Tam tersine bütün bunlar kesin olarak teminat altına alınmakta ve korunmaktadır. Bu yönde yapılan eleştiriler kasıtlıdır, mesnetsizdir ve milletin aklıyla alay etmekten öteye geçmemektedir. Özellikle CHP gelen eleştiriler trajikomiktir. Zira, bu değerlerle asıl sorunu olanların kimler olduğu, PKK uzantısı HDP ile nasıl paralel hareket edildiği, 2011-2013 döneminde yürütülen 24. Dönem TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalarının tutanaklarında net olarak görülecektir.                         

DENGE DENETLEME

Tek adamlık, keyfi uygulama, meclisi fesih gibi eleştiriler son derece zorlama ve temelsizdir. Bırakın Anayasayı, Türkiye'nin 140 yıllık demokrasi birikimleri, teamüller ve Türk milletinin demokrasiye olan inancı ve bağlılığı asla böyle bir şeye izin vermemiştir ve bundan sonra da vermeyecektir. Tek adamlık ve keyfi uygulama fiili olarak şu anda mevcuttur ve böyle gidilemeyeceği için bu düzenleme yapılmıştır. Hükümetin başı olacak Cumhurbaşkanı artık sorumsuz değildir. Bütün fiil ve eylemlerinden fiili ve hukuki olarak sorumlu olduğu gibi meclis denetimine de tabii olacaktır. Yüce divanı sevki imkansız olmaktan çıkmış ve mümkün hale getirilmiştir. Cumhurbaşkanı'nın kararname çıkarma yetkisi sınırlıdır ve kanun gücü taşımamaktadır. TBMM'nin aynı konuda kanun çıkarması halinde tamamen geçersiz kalmaktadır. Seçimlerin yenilenmesi kararı meclis ve Cumhurbaşkanını aynı anda kapsamakta ve böylece bir denge ve denetleme imkanı getirilmektedir.                             

RAHATLAMA OLACAK

 Anayasa değişikliği teklifinin kabulüyle birlikte Türkiye büyük ölçüde rahatlayacak, gerginlik azalacak ve sistem de, hükümet de, vatandaş da asli işlerine odaklanacaktır. Kısır çekişmeler son bulacak, ülkenin ivedi sorunlarına eğilmek, hızlı ve etkin biçimde çözüm üretmek kolay hale gelecektir. Bahane üretmek, suçlu aramak, mazlumu oynamak, Anayasayı veya başkalarını suçlayarak zihin bulandırmak artık mümkün değildir. Bu değişikliğe ve sağladığı imkanlara rağmen, içinde bulunduğumuz hazin ortamda bir değişiklik olmazsa, hesabını doğrudan millete vermek gibi, hem demokrasiye, hem hukuka, hem de vicdana uygun bir düzen kurulmuş olacaktır.                         

İSTİSMAR CEPHESİ

Değişikliğin kabul edilmemesi gibi bir ihtimal görünmüyor. Velev ki böyle bir sonuç çıkarsa, bunun sonuçlarının hayırlı olmayacağı şimdiden bellidir. Makul ve mutedil vatandaşlarımızın kararı elbette saygındır ve tartışmasızdır. Ancak, bir istismar cephesinin varlığı unutulmamalıdır. "Hayır" kampanyası yürüten PKK ve FETÖ gibi örgüler, bunun millet kararı olduğunu bir kenara bırakıp, kendilerine pay çıkaracak ve daha da azacaklardır. Mevcut fiili durum garabeti daha da ağırlaşacak, Anayasa ve hukuk içinden çıkılmaz hale gelecektir. Buna bağlı olarak ekonomiden siyasete, terörden dış politikaya kadar her yerde büyük bir panik başlayacaktır. Nitekim, Türkiye ile meselesi olanların tamamının "hayır" istemesi boşuna değildir ve tam da bu beklentilere bağlı olarak hareket edilmektedir.                               

MHP TARİHİ ROL ÜSTLENDİ

MHP üzerine düşeni fazlasıyla yapmış, tarihi bir rol üstlenmiştir. Mevcut durumdan en çok istifade edebilecek parti olmasına rağmen, varlık sebebine uygun olarak siyasi hesapları bir kenara bırakmış, "önce ülkem" demiş ve harekete geçmiştir. Çıkacak her türlü sonuçta MHP'nin kaybedeceği bir şey olmayacağı gibi, üzerine düşeni yapmış olmanın huzurunu ve güvenini yaşayacaktır. Türk milletinin meseleye böyle baktığı ve MHP'ye olan inancının ve güvenin pekiştiği tartışmasızdır. Bu gerçek bazı kesimleri çok rahatsız ediyor. Daha şimdiden bir karalama ve yok sayma kampanyası başlatmışlardır. Her şeyin farkındayız ve sonuç ne olursa olsun, kimseye pabuç bırakmayız.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.