Bu son kurtuluş savaşıdır

Bu son kurtuluş savaşıdır
Yeni şafak Gazetesi yazarı İbrahim Karagül gündemdeki son gelişmeleri değerlendirdi.

İbrahim Karagül, Yeni Şafak'taki bugünkü yazısında "Artık Türkiye'de iki siyasi kamp var: Vatan ekseninde mücadele verenler, Türkiye düşmanlarına hizmet edenler! Son Kurtuluş Savaşı budur" dedi.

Yenişafak yazarı "Katar üzerinden nasıl bir tezgah kurulduysa Türkiye’ye karşı da aynı tezgah kurulmak isteniyor. Bu sefer içerideki ortak değişti. FETÖ zayıfladı, o boşluğu CHP dolduruyor. Dikkat ederseniz CHP yönetimi, PKK, DHKP-C’ye hiçbir şekilde tavır almıyor, PYD’nin adeta Türkiye’deki koruyucusu gibi hareket ediyor" dedi.

Karagül, "Özellikle CHP'yi sert sözlerle eleştiren Karagül bunlar ABD güdümünde, Suriye’yi parçalamakla yükümlü. Çünkü bunlar FETÖ ile aynı kaynaktan besleniyor, efendileri aynı. Çünkü bunlar bütün coğrafyaya yönelen büyük istilanın öncü güçleri" ifadelerini kullandı.

İşte İbrahim Karagül'ün bugünkü yazısından bir bölüm:

Katar üzerinden nasıl bir tezgâh kurulduysa Türkiye’ye karşı da aynı tezgâh kurulmak isteniyor. Bu sefer içerideki ortak değişti. FETÖ zayıfladı, o boşluğu CHP dolduruyor. Dikkat ederseniz CHP yönetimi, PKK, DHKP-C’ye hiçbir şekilde tavır almıyor, PYD’nin adeta Türkiye’deki koruyucusu gibi hareket ediyor.

Neden? Çünkü bunlar ABD güdümünde, Suriye’yi parçalamakla yükümlü. Çünkü bunlar FETÖ ile aynı kaynaktan besleniyor, efendileri aynı. Çünkü bunlar bütün coğrafyaya yönelen büyük istilanın öncü güçleri.

CHP’nin artık milli tarafı kalmamıştır!

Çünkü bunlar daha sonra Türkiye’nin haritasını değiştirmek için harekete geçirilecek. İşte o zaman CHP’ye de yeni roller verilecek. İşte o zaman CHP ile bu örgütler arasındaki dayanışmayıdaha net göreceğiz.

Bu açıdan CHP’nin milli tarafı kalmamıştır. CIA operasyon gücü FETÖ ile iş tutmuştur. 15 Temmuz sonrası FETÖ’nin temsilcisi olmuştur. Tearöre karşı açık tavır koyamamıştır. Daha vahimi CHP bölgeyi yakıp yıkmaya yönelik küresel işgal fırtınasında işbirliği yapmak istediğine dair niyetlerini açık etmiştir. Kılıçdaroğlu’nun Katar krizi ile aynı anda, Sisi ile aynı cümleleri kullanması “bu ihaleyi bize verin” çağrısıdır.

Meselenin özeti şudur: Türkiye’de ve bölgede, muhalif çevreler, siyasi partiler hızla gayri milli zemine çekiliyor, çokuluslu operasyonların parçası haline getiriliyor. Bu meşru siyasi yapılar terör örgütleriyle yan yana. Belli bir dayanışma ilişkisine sokuluyor. Bu ortaklıklar üzerinden ülkelere yönelik istikrarsızlık, iç işgal ve parçalama senaryoları uygulanıyor.

CHP-FETÖ ilişkisinden daha çok şey çıkacak

CHP’nin FETÖ ve PKK-DHKP-C gibi yapılarla arasına mesafe koyamaması hatta onların etki alanına kapılması Türkiye için büyük tehdit oluşturuyor. Mesele bur ulusal güvenlik tehlikesine, bir dış tehdit meselesine dönüyor. Dahası, CHP’nin bununla da yetinmeyip, ülke dışı operasyonel çevrelerle yakınlaşması tehlikeyi alabildiğine büyütüyor. Bence CHP’de karar vericilerin bu tehlikeyi samimiyetle dikkate almaları lazım.

CHP-FETÖ ilişkisini çözdükçe çok şey çıkacak. CHP terör örgütleri ilişkisinden yabancı istihbarat ilişkilerine, BAE’nin paralı operasyonlarına, suikast planlarına kadar…

Bence Kılıçdaroğlu, Ortadoğu’nun örgütler bataklığı içine sürüklendi ama ne kadar farkında bilmiyorum. Umarım görür ve bunun nasıl korkutucu bir mesele olduğunu anlar! Yoksa CHP’yi bir yabancı örgüte, bir dış tehdide, bir ulusal güvenlik meselesine dönüştürmekle tarihe geçecek.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.