Hac Arafat’tır... Arafat; diriliş ve şahlanıştır
Vakfe, duruş. Rabbimizin huzurunda edebimizi takınarak duracağız. Hz. Musa’nın Tur-u Sina’ya gidişi gibi, bizler de Rabbimizin davetlisi olarak Arafat meydanındayız. Dua edeceğiz. Dua kulluğun özü demek.
DUALARIMIZI yaptıktan sonra akşam vakti güneş batıncaya kadar Arafat’ta kalacağız. İhlâs-ı şerif okuyup dualar edeceğiz. Akşam güneş battıktan sonra, Arafat’tan ayrılacağız. Yeni hedefimiz, Müzdelife... Burada ilk önce yatsı vaktinde, akşam ve yatsı namazlarını cem ederek kılacağız. Daha sonra, şeytana atacağımız taşları toplayacağız. Sabah namazını burada kılıp vakfemizi yaptıktan sonra Mina’ya hareket edeceğiz.
“Ya Rabbi, topuyla, tüfeğiyle, askeriyle ve her türlü teçhizatıyla, Suriye’de, Filistin’de, Afganistan’da, Çeçenistan’da, Keşmir’de, diyar-ı Şam’da, Mısır’da, Doğu Türkistan’da, (Arakan’da) ve dünyanın daha pek çok bölgesinde, çoluk çocuk, kadın-erkek, genç-yaşlı demeden, Müslüman din kardeşlerimizin dinine, malına, canına, namusuna, vatanına ve bütün hak ve hukuklarına saldırıda ve tecavüzde bulunan zâlimler ve kâfirler topluluğuna ve onların şer ittifakına karşı, malları ve canlarıyla mücadele ve mücahede eden mümin ve Müslüman kardeşlerimize yardım eyle, onları muzaffer eyle ya Rabbi. Karşılarındaki zalimleri ve kâfirleri hezimete uğrat ve mağlup eyle ya Rabbi!
Ey düşmanlar üzerinde sille-i kahrı her zaman galip olan Azîz-i Cebbâr ve ey kâfirler ve zalimlerden, yaptıkları azgınlık ve zulümlerinin intikamını pek şiddetle alan izzet azamet ve celâl sahibi Kahhâr-ı Zülcelal ve şedîd-ulikâb olan Allah’ım!
Musa’yı (A.S.) Firavun ve ordusuna karşı, İbrahim’i (A.S.) Nemrut ve ordusuna karşı, Peygamber Efendimizi (S.A.V.) Mekke müşrikleri ve onların şer ittifakına karşı yardımın ve inayetinle muzaffer eylediğin gibi; firavunların, nemrutların, müşriklerin ve onların ordularının adını ve şanını yeryüzünden sildiğin gibi, bugün de, dünyanın dört bir tarafında Müslümanların başına bela olan ve onlara zulmeden, çocuklarını yetim, annelerini yavrusuz bırakan, eşleri birbirinden ayıran, aileleri paramparça eden, Müslüman bacılarımızın namuslarını payimal eden, insanlıktan nasibini almamış günümüzün firavunlarının, asrımızın hubelinin, nemrutlarının, müşriklerinin ve onların zulüm ordularının adını ve şanını da yeryüzünden sil ve onları zir u zeber eyle ya Rabbi, hezimete uğrat ya Rabbi, kahr u perişan eyle ya Rabbi.
Ey kuvvet ve kudreti; hüküm ve hâkimiyeti her şeye mutlak galip olan ve hiçbir kuvvet ve galebe ile karşısına çıkılamayan, en küçük haksızlığı bile cezasız bırakmayan ve adaleti her bir mazluma melce’ olan Âdil-i Hakîm ve Kaviyy-i Azîz olan Allah’ım! Senin dinine ve mukaddesatından olan Kâbe’ne, beytine karşı, ordularına ve fillerine güvenerek savaş açan ve saldıran Ebrehe’nin ve onun ordusunun başına, kuşlarını musallat ederek cehennem ateşi yağdırdığın gibi; peygamberlerini ve onların getirdiği dinleri dinlemeyerek onlara karşı cephe alıp, onlara ve inananlara saldıran ve zulmeden, Nuh, Ad, Semud, Lut ve Medyen ahalisini, çok şiddetli ses, rüzgâr, yağmur sel ve sair afetler ile helak ettiğin gibi, bugün de, senin Peygamberin torunu Hz. Hüseyin’lerin, amcası İbniAbbas’ların, Enes b Malik gibi seçkin arkadaşlarının ve daha nice sahabelerinin, İmam-ı Azam’ların, Abdulkadir Geylani’lerin ve daha başka yüzlerce İslam güneşinin medfun olduğu, yüzyıllar boyu Müslümanlara ilim ve irfan merkezliği yapmış olan işgal altındaki Bağdat, Hama, Şam; peygamberler diyarı Kudüs gibi mübarek beldelere tonlarca bomba yağdıran ve oraları yakıp yıkan, senin Kâbe’ne, evine karşı hain kalplerindeki kin ve nefreti gizleyemeyen ve Beytullah’a saldırma tehdidinde ve küstahlığında bulunan, asrımızın Ebrehe’si ve onun ordularını da, zaman zaman emarelerini gösterdiğin böyle semavî ve arzî afetlerle helak eyle, kahreyle ya Rabbi.
Ey Bedir’de Müslümanları üç bin melekle destekleyen Rih-i Nâsır gönderen, veli-yi Nâsır! O kâfirler uçaklarının ve demirin gücüne o kadar güveniyorlar ki, bizler de fazlasıyla senin yardımına güveniyor, Nusretini bekliyoruz. Mücâhidin-i fî sebilillahın üzerinden Nusretini esirgeme ya Rab!
Ey bütün müfsitleri, bütün fesat ve ifsatlarıyla bilen, gören ve işiten Zât-ı Alîm-i Ezelî! Barış, özgürlük, huzur, emniyet vs. gibi masum terimlerin arkasında, kin, nefret, zulüm, çıkar, düşmanlık gibi menfur emellerini gerçekleştirmeye çalışan ikiyüzlü zalim işgalciler, zulüm ve işgallerini meşru göstermek için, İslam dünyasında, bizzat kendilerinin zeminini hazırlayıp, oluşmasına sebebiyet verdikleri kargaşa ve anarşi ortamını sebep gösteriyorlar. Ya Rabbi, sen Müslümanlara ve onların idarecilerine bu hain oyunları görebilme ve bu oyunların birer parçası olmadan basiretle davranabilme şuur ve iz’anı ver. Ey kâfirlerin ve zalimlerin hile ve yalanlarını bilen ve onları bozup sonuçsuz bırakmaya kadir olan Zât-ı Alîm-i Hakîm!
Memleketimizi ve bütün İslâm âlemini, çeşitli hileler, desiseler, plan ve projelerle, bölmek, parçalamak, sömürmek, köleleştirmek isteyen ve bu uğurda anarşi, terör, zulüm vs. yoluyla bu emellerine ulaşmaya çalışan içte ve dıştaki bütün düşmanlarımızın bu planlarını kendi aleyhlerine çevir ya Rabbi. Ey musîbet zamanında ümîdimiz ve istinatgâhımız olan Rabb-i Rahîmimiz! Müdebbir-i Hakîmimiz!
Dünyanın neresinde olursa olsun bütün Müslümanların, başlarına gelen bu felaket ve musibetlerden ibret alarak, aralarındaki bütün ihtilaf noktalarını bertaraf edip, şahsi çıkar ve menfaatlerini de bir tarafa bırakarak, birlik beraberlik içerisinde kardeşçe yaşamalarını, zulmün ve küfrün karşısında, tek yürek ve tek vücut halinde, canlarıyla ve mallarıyla mücadele ve mücahede etmelerini nasip ve müyesser eyle ya Rabbi.
Ey duâlara en güzel ve en hayırlı şekilde cevap veren Rabb-i Mucîb!
Dualarımızı kabul eyle. Şüphesiz hakkıyla bilen, kemaliyle gören sensin. Salat ve selam Hz. Muhammed’e (S.A.V.), O’nun âline ve ashabına olsun. Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Âmin.”
MÜZDELİFE’YE HAREKET
Dualarımızı yaptıktan sonra akşam vakti güneş batıncaya kadar Arafat’ta kalacağız. İhlâs-ı şerif okuyup dualar edeceğiz. Akşam güneş battıktan sonra, Arafat’tan ayrılacağız. Yeni hedefimiz, Müzdelife... Burada ilk önce yatsı vaktinde, akşam ve yatsı namazlarını cem ederek kılacağız. Daha sonra, şeytana atacağımız taşları toplayacağız. Sabah namazını burada kılıp vakfemizi yaptıktan sonra Mina’ya hareket edeceğiz. (Günümüzde ekseriyetle Müzdelife vakfesi, gece yarısını geçtikten sonra yapılmakta ve ardından Mina’ya hareket edilmektesir.)
BAYRAMIN BİRİNCİ GÜNÜ
Cuma günü, yani, bayramın birinci günü yalnızca büyük şeytana 7 taş attıktan sonra, şayet kurbanlarımız kesilmişse tıraş olup ihramdan çıkacağız. Ziyaret tavafını ve haccın sa’yini de yaptıktan sonra hac vazifemizin farzlarını tamamlamış olacağız, inşallah. Bu vazifeler, ilmihal kitaplarında tafsilatıyla anlatıldığından ayrıntıya girmiyorum. Yani zorlu bir görev bizi bekliyor. Eh, Allah’a kul ve asker olmak, öyle kolay mı? Bizlere çok dua edin. Bizler de Arafat’ta sizlere dua edeceğiz. Rabbim kabul buyursun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.