Çapa ve Haseki’nin durumu ağır

Çapa ve Haseki’nin durumu ağır
Sadece iki tıp fakültesinin medikal firmalarIna toplamda 600 milyon TL’ye yakın borcu var ve borçlar da 4 yıl gecikmeli ödeniyor

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nin medikal firmalara 250 milyon TL’lik borcu nedeniyle faaliyetlerini durdurma noktasına geldiğinin ortaya çıkmasının ardından İstanbul’daki İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin de borç batağında olduğu öğrenildi.

Medikal firmalardan ihale yolu ile tıbbi ürün ve ilaç satın alan iki üniversite hastanesinin ihalelerine birçok büyük firmanın katılmadığı, katılan firmaların da ödemelerini gecikmeli ALAbildiği için ürünlere normal fiyatlarının çok daha üstünde teklif verdikleri ortaya çıktı.

“BU SİSTEMİN AYAKTA KALMASI MÜMKÜN DEĞİL”

Tıp fakültelerinin hizmet tedarikçilerine giderek borçlandığını ve bu borçların ödenmesinin mümkün olmadığını belirten Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Dr. Raşit Tükel, “İlaç, malzeme alımları güçleşiyor. Kimse fakülte hastaneleri ile malzeme alımı için anlaşmaya yanaşmıyor. Mevcut sistem hiçbir şekilde ayakta kalamaz. Sağlık Bakanlığı hastaneleri de ayakta kalamaz, ancak Sağlık Bakanlığı kendi hastanelerini bir şekilde finanse ediyor. Fakat üniversite hastanelerinin böyle bir desteği de yok” dedi.

“ÖDENEKLER KEYFİ OLARAK VERİLİYOR”

Üniversitelere ayrılan ödeneklerin keyfi olduğunu söyleyen İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez bu durumun tıp eğitiminin kalitesini de düşürdüğünü belirtti ve şunları söyledi: “Yapılan tahsilatlarda üniversitelerin gelişmelerini ya da yerlerinde saymalarını sağlayacak kadar objektif bir dağıtım yok. Keyfe göre verildiği için üniversiteler perişan durumda. İstanbul Üniversitesi İstanbul (Çapa) ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hastaneleri son zamanlarda ağlanacak haldeler.”

AKDENİZ Üniversitesi Hastanesi’nin medikal firmalara 250 milyon TL’lik borcu nedeniyle faaliyetlerini durdurma noktasına geldiğinin ortaya çıkmasının ardından İstanbul’daki İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakülteleri’nin de borç batağında olduğu öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, bu iki tıp fakültesinin medikal firmalara toplamda 600 milyon TL’ye yakın borcu var ve borçlar da 4 yıl gecikmeli ödeniyor. Medikal firmalardan ihale yolu ile tıbbi ürün ve ilaç satın alan iki üniversite hastanesinin ihalelerine birçok büyük firmanın katılmadığı, katılan firmaların da ödemelerini gecikmeli alacaklarını bildiği için ürünlere normal fiyatlarının çok daha üstünde teklif verdikleri ortaya çıktı.

ÜNİVERSİTE HASTANELERİ NEDEN BORÇ İÇİNDE?

Üniversite hastaneleri, muayene olan her hasta için SGK’dan 42 TL ödeme alıyor. Bunun dışında hastalardan hiçbir şekilde ücret talep edilmezken, bu 42 TL içine hastanın muayene, laboratuvar tahlilleri ve diğer tüm tetkikleri giriyor. Üniversite hastanelerine gelen hastaların büyük bir çoğunluğunu da tıbben zor vakalar olduğu için, hemen her hastanın maliyeti, ödenen ücretin üstüne çıkıyor.

HASTANELER NELER İSTİYOR?

Üniversite hastanelerinin gelir-gider dengesinin sağlanabilmesi için öncelikli olarak sistemin düzeltilmesi gerekiyor ve SUT kararı ile 10 yıl önce belirlenen fiyatlarının düzeltilmesi gerekiyor. Şu ana kadar birikmiş borçların medikal firmalara devlet tarafından ödenerek silinmesi gerekiyor. 2010 yılına kadar 250 TL karşılığında poliklinik dışında hastanede muayene yapılabiliyordu ancak daha sonra bu ücretler 100 TL’ye kadar düşürüldü.

“CERRAHPAŞA VE İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ İHALEYE KATILACAK FİRMA BULAMIYOR”

Sağlık Bakanlığı’na bağlı olmayan birçok tıp fakültesi bu borç batağındayken fakülte yetkililerinin ilaç, tıbbi cihaz ve tıbbi malzeme almak için açtıkları ihalelere birçok büyük firma katılmıyor. Satın alınan malzemeler kalite olarak daha düşük olsa bile daha yüksek fiyata satın alınıyor çünkü ihaleye katılan firmalar ödemelerini gecikmeli alacağını bildiği için ürünleri daha yüksek fiyattan satmaya çalışıyor.

AMELİYATLAR ZARARINA YAPILIYOR

Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Dr. Raşit Tükel, “Üniversitelerde 2011 yılı başında döner sermayeli performansa dayalı ödeme sistemine geçildi. Bunun anlamı doktorların daha çok hasta bakması, daha çok işlem yapmasıydı. Tıpkı döner sermaye ile çalışan Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler gibi. Zor vakaları tedavi eden, eğitimin, araştırmanın yapıldığı üniversite hastanelerine ise hiç uygun değil. Önemli bir nokta şu aslında, SUT fiyatlarının 10 yıldır artmadığını, dolayısıyla hastanelere Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) ödenen paranın 10 yıldır aynı olduğunu biliyoruz çünkü SGK kendisi de borç içinde. Herhangi bir işlemde zarar eder duruma geliyorsunuz çünkü yaptığınız işlemin maliyeti SGK tarafından karşılanmıyor. Diğer taraftan üniversite hastanelerinde personel harcamaları, işletme giderleri, yatırım, bakım harcamaları devlet bütçesi yerine tıp fakültesi döner sermayesinden ödeniyor.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.