Türkiye’den ‘ince ayar’ diplomasi

Türkiye’den ‘ince ayar’ diplomasi
Türkiye, Suriye sorununda ABD ile Rusya ekseninde dünyadaki küresel güçlerin tehlikeli güç çatışmasında, “ince ayar” bir diplomasi geliştirdi.

 

Rusya ve İran ile Astana süreci çerçevesinde işbirliği içinde olan Türkiye, ABD öncülüğündeki koalisyonun, Esad rejimini kimyasal saldırıdan dolayı cezalandırma girişimine ise bu tarz saldırıların çözüme katkısının yeterli olmadığı çekincesini düşerek düşük profilli bir destek verdi. Türkiye; Suriye’deki rejim hedeflerine yönelik saldırıyı yakından izleyip, ABD tarafından bilgilendirilirken, İncirlik üssünün son saldırıda kullanımı da gündeme gelmedi.

ABD, İngiltere ve Fransa’nın, Esad rejimini cezalandırmaya yönelik saldırısı konusunda Türkiye’nin ortaya koyduğu tavır, “ince ayar” bir dipolmasi oluşturulduğunu ortaya çıkardı. Nisan ayı içinde yaşanan gelişmeler, bu diplomasiyle ilgili fikir verici bir nitelik kazandı:

- ABD’nin Suriye’de YPG’ye verdiği desteğin ardından Türkiye, Rusya ve İran ile işbirliğini artırdı. Astana ve Soçi’de yapılan toplantılarla bu işbirliği belirli bir çerçeveye oturtuldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 3 Nisan’da Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin (ÜDİK) yedinci toplantısı ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin temel atma töreni için Türkiye’ye geldi.

- 4 Nisan’de ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile Suriye konulu üçlü zirve toplantısı Ankara’da yapıldı.

İdlib ve Guta ayrılığı

- Türkiye ile Rusya arasındaki son dönemdeki yakınlaşmaya rağmen Suriye’de İdlib ve Doğu Guta bölgelerindeki gelişmelerde önemli fikir ayrılıkları bulunuyor. Dışişleri Bakanlığı’ndan aldığımız bilgilere göre; Rusya ile İran, Türkiye’nin Suriye’de rejim ile koordinasyon içinde olmasını istiyor. Böylece rejimin meşruiyetini maksimize etmeyi amaçlıyorlar. Ancak Türkiye, Esad rejimine karşı tavrını sürdürüyor. Rejimin Suriye’deki katliamlarına ilişkin görüntüler de, Putin’in özel temsilcisine verildi.

- 5 yıldır abluka altında bulunan Doğu Guta’daki gelişmeler Türkiye tarafından yakından ve içeriden izleniyor. Türk istihbaratının, bu bölgede Astana’da temsil edilen muhalif gruplarla bağlantısı bulunuyor. Nisan başında Doğu Guta’daki tahliye çalışmaları sırasında da, Türk istihbaratı, buradaki muhalif gruplarla temas kurdu.

- Ancak 7 Nisan’da rejim güçleri tarafından yapıldığı belirtilen kimyasal saldırı, gelişmeleri farklı bir noktaya taşıdı.

Arabuluculuk rolü

- Kimsayasal saldırının ardından ABD ile Rusya arasındaki gerilim yükselirken, Türkiye, iki ülke arasında arabuluculuk rolü yürüttü. Erdoğan, çarşamba akşamı ABD Başkanı Donald Trump, perşembe günü de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüştü. 

- ABD, İngiltere ve Fransa’nın rejim hedeflerine yönelik füze saldırısının ardından Dışişleri Bakanlığı’ndan dün açıklamanın erken saatlerde yapılması dikkat çekti. Dün bu açıklamanın ardından Cumhurbaşkanlığı ile Hükümet’ten de açıklamalar yapıldı. Açıklamaların bütününe bakıldığında; Türkiye, rejimin cezalandırılmasına onay verdiği ve memnuniyetle karşıladığı saldırılarla ilgili diplomatik ifadelerle bunun çözümü katkısının yetersiz olduğu çekincesini de düşmüş oldu. Böylece destek düşük profilde tutulmuş oldu.

- Saldırılarla ilgili ABD Genelkurmay Başkanı Donald Joseph Dunford, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a bilgi verdi. Saldırı çerçevesinde Türkiye’deki İncirlik üssünün kullanımı da gündeme gelmedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.