Mehmet Şimşek'ten kritik dış borç açıklaması!

Mehmet Şimşek'ten kritik dış borç açıklaması!
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, katıldığı programda gündeme ve ekonomiye ilişkin soruları cevapladı.

BAŞBAKAN İLE TÜSİAD GÖRÜŞMESİ

Güzel bir istişare toplantısı oldu. Sayın Başbakanımız da uzun bir konuşma yapmadılar, daha çok dinlediler. Soruları cevaplandırdılar. Tabi genel olarak Türkiye’nin var olan bir takım sorunlarını orta vadeli bir perspektifle çözümüne ilişkin sorular geldi. Bizim bu dövizle borçlanmaya sınırlayıcı tedbir çerçevemiz var. KOBİ’ler için devreye girdik, büyükler için devreye gireceğiz. Genel çerçeve bu.

Tabii ki ülkemizin bir takım ortada başarıları var. Reel ekonomi kısmında hakikaten büyük bir başarı var. Aksayan taraflar var. Gündemde bir çok konu var. İş aleminin ufak tefek sorunları oluyor, onları bir kenara bıraktığımız zaman makro çerçeveye ilişkiliydi. Dengeli bir yaklaşım gördüm.

İSTİHDAMDA HEM AVRUPA'NIN HEM OECD'NİN ÜZERİNDEYİZ

Güçlü bir büyüme var. Her şeyden önce büyümenin istihdam yaratıp yaratmadığı önemli. 1.2 milyon vatandaşımıza iş bulmuşuz. Son 1 yılda çok önemli. 512 milyonlu Avrupa'da komple 2 milyon kişiye iş bulundu. Son 10 yılda 8,8 milyon vatandaşa iş bulundu. 2002 sonunda Ak Parti iktidara geldi. 2003-2017 arasında inşaat sektörüne baktığımızda, bunu bize benzer ülkelerle karşılaştıralım. Üretim içinde yüzde 7 civarında inşaat sektörünün payı var. OECD'nin üzerindeyiz, Avrupa'da yüzde 5,3. Avrupa'nın da üzerindeyiz. İnşaatın payı yüzde 6,9. Geçen sene bu oran daha yüksek, 2017'de bu rakam yüzde 8,6. Bazı ülkelerde Avustralya'da yüzde 8,1, Meksika yüzde 7,8. Avrupa Birliği oldukça oturmuş kuralları, şehirleşme anlamında altyapısı... Türkiye'de kentsel dönüşüm ihtiyacı had safhada. Avrupa'da böyle bir şeye ihtiyaç yok. Hükümetlerimiz öncesinde. Bugün New York'a gidersiniz, köprüler 100-150 yıl önce yapılmış. Ak Parti iktidara geldiğinde yol ağı ciddi sorun yaşıyordu. 

Aslında uzun bir süredir, Türkiye'de gayri safi yurtiçi hasılaya bakarsak harcamalar itibariyle, tüketimin payı her zaman 3/2 ile 4/3 arasında olmuştur. Türkiye iç talep eksenli büyümüştür. Türkiye'nin büyümesi hep iç talebe dayalı, ağırlıklı olarak tüketime dayalıdır. 100 liralık milli geliriniz var. 76 lirasını tükettiniz, 24 liranız kalıyor. Açık ekonomi olduğunuz için 24 liralık tasarrufla 30 liralık yatırım yapmışsınız, yetmez buna cari açık diyoruz. 

ALIMDA HER NOKTADA 10 KAT ARTIŞ SAĞLANDI

Tüketim arttı, tüketim kısmen, cari açığa yansıyor ama bir parantez açayım. Büyüme gerçek mi diyorlar, rakamlar vereyim... 2002'yle karşılaştırmalar yapayım. Mesela satılan traktör sayısı 2002'de 7 bin geçen sene 73 bin. Otomotiv 2002 91 bin, geçen sene 723 bin. Her konuda neredeyse 8 kat 10 kat artmış. Yurt dışına tatile gidenler 2002'de 3 milyon geçen sene 8 milyon küsür. 

Sürdürülebilir yüksek büyümedir, esas olan. Gelirin adil dağıtılmasıdır, esas olan. Türkiye'de tabii ki yüzde 7 üzerinde bir büyüme olabilmesi için daha köklü dönüşüm sağlamamız lazım. Büyümenin yılın ikinci yarısından itibaren dengeleneceğini, iç talebin yumuşacağını söylüyorum. Fiyat istikrarını yakalamak, cari açığı makul düzeye düşürmek için zaten tedbir alıyoruz. Para politikasında normalleşme sağlandı. Önemli adım attık, orayı düzelttik. Turizm, dış talep canlı bu bize yardımcı olacak. Orta vadede gördüğümüz yüzde 7,4 büyüme zaten. 

TÜRK LİRASI AÇIKLAMASI

Türkiye'nin başına gelmedik felaket kalmadı. Orta Doğu'daki kaosun yansımaları, terör örgütleri, FETÖ hain darbesi var, bölgesel küresel gelişme var. Türkiye'nin algısına olumsuz yansıdı tabii. Lirada bunun sonucu değer kaybı var. Ham madde ithalatı üzerinden enflasyon olarak geliyor. Petrol, doğalgaz, hurda demir gibi en son açıklanan enflasyon yüzde 12,2, bu enflasyonun 4 puanı Liradaki değer kaybı, petrol fiyatlarındaki artış. Liranın istikrara kavuşması için para politikasının desteğe ihtiyacı vardı. Yaptık. Geçen sene hazinemiz yüzde 11,4'ten borçlandı, enflasyonumuz 11,9. Türkiye'ye kalıcı yatırım bir miktar azaldı ama, 1980-2002 arasında yıllık 750 milyon dolar geliyordu, son 15 yılda 12 milyar dolar geliyor. Doğrudan yatırımlar zirveye göre azaldı. Ama küresel arka planda çok farklıydı. 12 milyar doların üzerinde doğrudan çekiyoruz. OHAL'i inşallah kaldıracağız. 

DOLAR AÇIKLAMASI

Portföy yatırımları... Borsa ya da hazineye gelen sıcak para... Ona getiri lazım. Aslında ortada reel faiz yok. Merkez Bankası fonlama politika faizini yukarı çekti, liraya destek oldu. 3 temel trend var. 1 tanesi dışarıda faiz yükseliyor. 2 Amerikan doları genel olarak değer kazanıyor. 3 Amerikan Merkez Bankası dağıttığı parayı çekiyor. Doların değer kazandığı bir durum. 12.3 milyar dolar çıkışı oldu, sadece bizden değil bizim gibi ülkelerden.

'TÜRKİYE'NİN DIŞ BORÇ ORANI YÜKSEK DİYEMEYİZ'

453.2 milyar dolar, dış borç, milli gelire oranı yüzde 53.3 bu oran küresel baktığımızda yüksek sayılmaz. 3/2'sinden fazlası özel sektöre ait. 2002'de 3/2'sinden fazlası kamunundu. Kamu elini düzene koymuş, dış borçta temkinli gitmiş. Özel sektör yurt dışına açılmış, bu bir realite. Vade yapısı daha uzun olsa tabii ki tercih edilirdi. Türkiye'nin dış borcunu bize benzer ülkelerle karşılaştıralım. Şu anda bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin toplam borcunun milli gelire oranı yüzde 142. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 90. Borç nerede ağırlıkta nerede düşük. Türkiye'nin dış borç oranının yüksek olduğunu söyleyemeyiz. 

Bazı şirketlerimiz var, isim veremem ama 3-5 milyar dolar şirket almışlar. Yapılandırmalar, doğaldır, önemli olan bunların daha iyi yönetilmesidir. Paldır küldür yaparsanız dışarıda bankacılık sektörünün bakışını bozarsınız. Şu anda toplam yapılandırılan kredilerin toplam krediler içindeki payı 3/8. Geri ödemede sorun yok maalesef. Bu yapılandırmalar basın üzerinden olunca. Bankacılık sektörünün aktif kalitesi yüksek. Sorun yaşansa da sermayeye etkisi sınırlı olacak. Diyelim faiz yükseldi, kur yükseldi. Bunların oturup IMF'nin bir araç seti var, onu uyguladık, bu şokların etkisinin yüzde 16/7'den yüzde 15'e çekeceğini gördük. Ben sorun yoktur demiyorum. Makro açıdan baktığımızda tasarruflarımızın yetersiz olduğu, çok açık net. Bireysel emeklilik, otomatik katılım, bunlar hep tasarrufu artırma. Büyüme ve enflasyon arasında tercih yapamazsınız.  Kamu harcamalarını kontrol altına alacağız, bakanlık sayısını azaltacağız. 

Kısa vadede imar barışından gelecek rakam 48 milyar lira. Tahmini bir rakam bu. Yarısı dahi gelse, bir de yeniden yapılandırma var. Oradan matrah artırımı gibi unsurlar var. Oradan da gelir. 1 yıla denk gelen harcama artışını karşılıyorsunuz. Biz 2 şey yapacağız. Birincisi harcamaları gözden geçirip önceliklendirip, harcama kısılmasına gideceğiz. Kamuda tasarrufa gideceğiz. Kamunun bir miktar büyüdüğü doğrudur. Türkiye'nin altyapı ihtiyaçlarını giderdik. Dünya Ekonomik Formu'na göre altyapı kalitesinde dünyanın gelişmiş ülkeleri içindeyiz. Derslik sayısına Cumhuriyet tarihindekine eklemeye çalışıyoruz. Hastane konusu ihtiyaç, ihtiyaçları giderdik...

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.