DEAŞ'ın kadın ve çocukları konuştu

DEAŞ'ın kadın ve çocukları konuştu
DEAŞ'lı teröristler tarafından birçoğu kandırılarak Suriye'ye getirilmiş kadınlar şimdi çocuklarıyla birlikte kamplarda barınıyor. Yeni Şafak, örgütün bir eşya gibi kullanıp ortada bıraktığı o kadınlarla konuştu.

Suriye savaşına 2013 yılında dahil olan terör örgütü DEAŞ, 1.5 yıl içerisinde ülkenin yüzde 35'inde kontrol sağladı. Muhaliflerden ele geçirdiği bölgeleri 2015'in ikinci yarısından itibaren PKK'ya devreden DEAŞ, gelinen noktada Deyrizor-Hecin cebinde sıkıştı. DEAŞ üyelerinin 5 yılı aşkın süredir yurtdışından getirip örgüte dahil ettiği, sonrasında yüzüstü bıraktığı kadın ve çocuklar ise zor şartlar altında yaşamaya çalışıyor. Kocası ya da babası bir dönem DEAŞ'a katılmış kadın ve çocukların önemli bir kısmı şu an Fırat Kalkanı ve İdlib bölgeleri ile PKK işgalindeki yerlerde ve Esed rejimi kontrolündeki bölgede kalıyor.

KİMLİK-PASAPORT YAKILMIŞ

Ölmüş ya da kayıp durumdaki DEAŞ'lı teröristlerin eş ve çocuklarından oluşan 746 aile Fırat Kalkanı, 600 aile İdlib, 400 aile Esed rejimi ve en az 1400 aile ise PKK bölgesinde kalıyor. Muhalifler DEAŞ bölgesinden gelen kadın ve çocukları özel eğitim ve rehabilite amaçlı kurulan kamplara yerleştirdi. Esed rejimi ise Tedmur, Dera, Şam ve Deyrizor'da yapılan savaşlar sonrası rejime teslim olan aileleri, Kuneytra, Şam ve Humus'taki hapishanelere attı. PKK bölgelerindeki DEAŞ'lı aileler ise toplama kampını andıran yerlerde tutuluyor. Yeni Şafak, DEAŞ tarafından kandırılarak Suriye'ye getirilen yabancı kadınlarla konuştu. Almanya, Fas, Tunus, Fransa, Rusya, Suudi Arabistan ve Mısır pasaportluların çoğunlukta olduğu kadınların en büyük mağduriyeti tüm kimlik ve pasaportlarının örgüt tarafından imha edilmiş olması.

ÇIKIŞ UMUTLARI YOK

Muhalif bölgelere sığınmış eş ve çocuklar, 8 farklı rehabilite merkezine yerleştirildi. Mare'de 63, Azez'de 256, Bab'da 211, Çobanbey'de 21, Aktarin'de 23, Savran'da 29, Cerablus'ta 88, Hötümlet'te 55 aile kalıyor. Yeni Şafak'ın konuştuğu Alman asıllı Nadia, sosyal medya üzerinden tanıştığı Alman militan yüzünden Suriye'ye geldiğini anlattı. Ülkesinden 2014'te ayrılan 25 yaşındaki Nadia, Suriye'de evlendiği eşinin 17 ay sonra öldüğünü ve sonrasında 2 Arap DEAŞ'lıyla daha evlendirildiğini söyledi. Nadia, Rakka'nın PKK'ya devredilmesini müteakib 2017'de DEAŞ'tan kaçarak muhaliflere sığındığını dile getirdi. Alman Nadia, kendisi ve birçok yabancı kadının ailesi tarafından yok sayıldığını ve Suriye'den çıkabilmeleri için mevcut şartlarda hiçbir plan ve imkanlarının olmadığını kaydetti

İKİ ÇOCUĞUNUN PEŞİNDEN...

Faslı Meryem Saher ise eşinin Fransa'da yaşayan akrabaları vesilesiyle DEAŞ'la tanıştığını ve 2015 yılında Suriye'ye gittiğini söyledi. 14 ve 16 yaşlarındaki çocuklarını eşinin o dönem Bab ilçesine kaçırdığını kaydeden 46 yaşındaki Saher, "Ben de çocuklarım için Suriye'ye geldim. Eşim Ebu Kemal'de öldürüldü. Kabus gibi geçen bir 3 yıl yaşadım. Şu an rehabilitasyon merkezinde hem ben hem de çocuklarım kabus dolu dönemi unutmaya çalışıyoruz" dedi.

AİLE DİYE BİR ŞEY YOK

Sağlık teknikerliği alanında eğitim gördüğü 2015 yılında DEAŞ'la tanışan Hollandalı Sophia ise 'Cihad Nikahı' sisteminin egemen olduğu örgütte 'aile' kavramının bulunmadığına dikkat çekti. Suriye'ye gelişinden bir ay sonra DEAŞ'lı kocasının kendisini sağ ayağındaki bir problemi gerekçe göstererek boşadığını söyleyen Sophia, "Bazı arkadaşlarım 2 yılda 5 evlilik yaptı. Örgüt, kadınları değersiz bir eşya gibi görüyordu. Bu yok sayma anlayışı yüzünden şu an 10 binden fazla çocuk tehdit altında. Bu çocuklar babasız ya da annesiz büyüyor. Onlara yönelik faaliyet yürütecek bir tek dernek ya da STK'nın olmaması ise durumu daha da kötüleştiriyor" diye konuştu.

PKK şantaj yapıyor

Terör örgütü PKK'nın Deyrizor-Hecin, Ayn İsa-Hol, Kamışlı ve Rukba bölgelerinde kurduğu kamplarda 1400'ü aşkın DEAŞ'lı aile yaşıyor. Örgütün hapishanelerinde kalan 9 bin DEAŞ'lının dışında kadın ve çocuklar da şantaj amaçlı kullanılıyor. Batı ülkelerinden gelen ve istihbarat kurumlarıyla bağlantılı olan DEAŞ'lıların eş ve çocukları, büyük bedeller karşılığında sahte kimliklerle ülkelerine gönderilirken, ticari, siyasi, bürokratik kimliği ön plana çıkan ailelere mensup kadınlar için de yine haraç isteniyor. PKK'nın 2016-2019 aralığında bu yöntemle elde ettiği kazancın 300 milyon doları aştığı kaydedilmekte. Örgüt en son 'teslimatı' 5 Ocak 2018 tarihinde Rus istihbaratına yaptı. Haseke'den teslim edilen 46 kişilik grubun Münbiç konusunda Moskova'nın desteğini alma amaçlı gerçekleştirildiği bildiriliyor.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.