4 parti destekledi, tarihi Libya anlaşması kabul edildi

4 parti destekledi, tarihi Libya anlaşması kabul edildi
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki kararlı duruşu tüm dünyada büyük yankı bulurlen, tarihe geçen bir hamle daha geldi.

Suriye'nin kuzeydoğusundaki terör yapılanmasına büyük darbe vuran Türkiye, Doğu Akdeniz'de tarihi bir adım daha atmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayez Al Sarraj Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası imzalamıştı.


Türkiye, yeni sınırları belirten harita yayınlamıştı


4 PARTİNİN DESTEĞİYLE TBMM'DE KABUL EDİLDİ

Türkiye-Libya anlaşması Meclis Genel Kurulunda kabul edildi. İki ülke arasındaki Doğu Akdeniz mutabakatı ile, deniz yetki alanlarının sınırları çiziliyor. Anlaşma, AK Parti, CHP, MHP ve İyi Partili milletvekillerinin desteğini aldı.

Bu adımla, belirlenen alanda balıkçılıktan, petrol ve doğalgaz aramaya kadar pek çok faaliyette söz hakkı Libya ve Türkiye'de olacak. Türkiye bu alanda petrol ve doğalgaz arama ve sondaji için ruhsatlandırma da yapabilecek.

HARİTANIN DETAYLI ANALİZİ

Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) arasında 2011'deki anlaşmada belirlenen hat A ve B noktaları gösterilen haritada, Türkiye ve Mısır arasındaki "ana karalar arası ortay hat" C, D ve E noktalarıyla işaretlendi. Türkiye ile Libya'nın geçen hafta imzaladığı "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası" ile belirlenen noktalar ise E ve F şeklinde gösterildi.

ANLAŞMA TARİHE GEÇTİ

Türkiye ile Libya arasında imzalanan mutabakat zaptı Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de kıyı komşusu olan bir ülkeyle bölgedeki stratejik haklarını korumak amacıyla imzaladığı ilk Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırlandırma anlaşması olarak tarihe geçti.



TÜRKİYE'DEN YENİ AÇIKLAMA!

Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, Türkiye-Libya arasındaki yapılan anlaşmaya ilişkin, "Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) Avrupa Birliği (AB) üyeliğini de istismar etme suretiyle arkasına aldığı bir takım mesnetsiz hiçbir hukuka veya uluslararası ilişkiler teorisine yaslanmayan ilkelerin hiçbir kaideyle, hiçbir uluslararası kurallar bağdaşmayacak temayülle bağdaşmayacak şekilde davranan ülkeleri arkasına almak suretiyle Türkiye'yi sıkıştırmaya yönelik hamlelerini boşa çıkardık" dedi.

RUM YÖNETİMİ LAHEY'E BAŞVURDU

Türkiye ile Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmaları nedeniyle uzun süredir gerginlik yaşayan Rum yönetimi, Doğu Akdeniz’deki yeraltı zenginliklerini koruma altına almak için Lahey bulunan Uluslararası Adalet Divanına başvurdu.



Konuyla ilgili açıklamayı Güney Kıbrıs’ta düzenlenen bir enerji konferansında Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis yaptı. Doğu Akdeniz’deki durumu Lahey’e taşıdıklarını belirten Anastasiadis, kendi topraklarındaki haklarını koruma altına almak için tüm hukuki yollara başvurduklarını ifade etti. Anastasiadis, “Egemen haklarımızın korunmasını öngörüyoruz. Kıbrıs Cumhuriyetinin egemenlik haklarını korumak için her yasal silahı, her uluslararası forumu, her uluslararası örgütü kullanacağımızı söyledik” dedi.

Rum lider, Lahey’e başvuru ile ilgili Atina’daki Türkiye Büyükelçiliğine bildiride bulunmaya çalıştıklarını ancak başarılı olamadıklarını ifade etti. Anastasiadis, ilgili dosyanın Türkiye’ye başka yollarla gönderildiğini kaydetti

TÜRKİYE İLE LİBYA ARASINDAKİ MÜTABAKAT METNİ

Türkiye ile Libya arasında deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin 5 maddelik mutabakat muhtırasının detaylarını anlatmakta fayda var. Bu muhtıranın içeriğinde neler var? 5 maddelik muhtıranın ilk maddesi kıta sahanlığı ve munhasır ekonomik bölgenin sınırlarıyla alakalı. Bu noktada da iki eki var bu maddenin. Bu eklerin kıta sahanlığı ve koordinatlara ilişkin haritalar olduğunu söyleyebiliriz.



Madde 2'de de bu iki haritanın önemine atıf yapılıyor. Bu haritaların mutabakat metninin ayrılmaz bir parçası olduğu belirtiliyor. Madde 3, Birleşmiş Milletler'e tescil edilmesine ilişkin. Bu mutabakat muhtırasının parlamentolarda onaylanması ardından yürürlüğe girmesinin ardından BM'ye bildirileceğinden bahsediliyor. İşte bunun ilk adımı da bugün burada atılıyor. Madde 4'te de herhangi bir uyuşmazlık durumunda çözüm yöntemine atıfta bulunuluyor. Madde 5 de gözden geçirilmesine ilişkin.

--------------------------

İSRAİL'İ RAHATSIZ ETTİ

 

Türkiye ile Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) arasında imzalanan Akdeniz'de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat, İsrail yönetiminde rahatsızlığa neden oldu.

İsrail Dışişleri Bakanlığının Twitter hesabından yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin Akdeniz'de attığı son adımların İsrail tarafından "endişeyle takip edildiği" belirtildi.

İsrail'in Yunanistan ile iş birliğine büyük önem verdiği ve Tel Aviv'in Atina yönetiminin yanında olduğu kaydedilen açıklamada, "Türkiye uluslararası deniz kanunlarını görmezden gelerek bölgede barış ve istikrarı tehlikeye atıyor. İsrail, Yunanistan'ın deniz yetki alanına tam destek verdiğini yinelemektedir ve bu hakları ihlal edecek her türlü girişimin karşısındadır."  ifadelerine yer verildi.

Türkiye ile UMH arasında 27 Kasım'da "Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası" ile iki ülkenin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının muhafazasını hedefleyen "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası"nın imzalandığı bildirilmişti.

YUNANİSTAN VE MISIR ANLAŞMAYI HAZMEDEMEDİ

Türkiye'nin bölgedeki haklarını temsil etmesi için stratejik önemi büyük olan mutabakat zaptı Yunanistan ve Mısır'da büyük bir telaşa neden olmuş, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Mısır ve Yunanistanlı bakanlar anlaşmanın ardından hızlı bir telefon trafiği gerçekleştirmişti.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, Türkiye'nin Atina büyükelçisi Burak Özügergin'i bakanlığa çağırarak konuyla ilgili izahat talep ettiklerini açıklarken, Libya ve Türkiye arasında her türlü deniz anlaşmasının "çok bariz bir şeyi göz ardı ettiğini", bunun da "bu iki ülke arasında Girit gibi büyük bir coğrafi kara parçası bulunduğu gerçeği olduğunu" kaydetmişti. Dendias ayrıca, "Neticede sınırlar üzerinde böyle bir girişimde bulunmak absürt" ifadesini kullanmıştı.

Mısır da yaptığı açıklamada anlaşmayı "yasa dışı" olarak nitelemiş ve "herhangi bir üçüncü tarafın çıkarlarını ya da haklarını etkilemediğini ve bağlayıcı olmadığını" savunmuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.