Köşe yazısı kritikleri
KöŞE YAZISI KRİTİKLERİ
“TANTI’NIN HAKKI VE SEZAR’IN HAKKI” MESELESİ
Sabah Gazetesi’nden Erdal Şafak, 20 Ocak 2008 tarihli yazısında; “Dünya “Tanrı'nın hakkı Tanrı'ya, Sezar'ın hakkı Sezar'a” ilkesinden yola çıkılarak özel yaşam ile kamusal alan arasındaki sınırların kalın çizgilerle çizildiği Aydınlanma çağı'nın öncesine mi dönüyor?” diye soruyor.
Ardından, cevabı kendisi şöyle veriyor:
“Şimdilik pek o kadar değilse bile, dini veya inancı özel yaşamla sınırlayan surlarda kocaman gedikler açıldığını, Tanrı'nın iri adımlarla Sezar'ın hak ve yetki alanına doğru ilerlediğini söylemek pek de yanlış olmaz.”
Sonra da, ülkemiz açısından, Kant’ın “aydınlanma nedir?” sorusunu verdiği “insanın kulluktan çıkıp sorumluluğunu bizzat üstlenmesidir” cevabının önemini vurgulayarak, insanımızı “kulluktan çıkma”ya özendiriyor.
Tabiî Erdal Bey istedi diye Allah’a olan kulluğumuzu terkedecek değiliz elbette.
Ancak, ağızlarda sakız edinilen ve “Laiklik”in temeli ve hatta delili sayılan şu “Sezar’ın hakkı Sezar’a, Tanrı’nın hakkı Tanrı’ya” söyleminin aslını araştırmak da gerekli oldu artık.
Konu muharref İncil’de, Matta İncili’nin 22. bölümünün 15-22. cümlelerinde yer alıyor. Aynen aktarıyorum:
“Bunun üzerine Ferisiler çıkıp gittiler. İsa'yı, kendi söyleyeceği sözlerle tuzağa düşürmek amacıyla düzen kurdular. Hirodes yanlılarıyla birlikte gönderdikleri kendi öğrencileri İsa'ya gelip, “öğretmenimiz" dediler, “Senin dürüst biri olduğunu, Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini, kimseyi kayırmadığını biliyoruz. çünkü insanlar arasında ayrım yapmazsın. Peki, söyle bize, sence Sezar’a vergi vermek Kutsal Yasa'ya uygun mu, değil mi?” İsa onların kötü niyetlerini bildiğinden, “Ey ikiyüzlüler!” dedi. “Beni neden deniyorsunuz? Vergi öderken kullandığınız parayı gösterin bana!” O'na bir dinar getirdiler. İsa, “Bu resim, bu yazı kimin?” diye sordu. “Sezar’ın” dediler. O zaman İsa, “öyleyse Sezar’ın hakkını Sezar’a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin” dedi. Bu sözleri duyunca şaştılar, İsa'yı bırakıp gittiler.”
Buradan açıkça anlaşıldığı üzere, eğer doğru kabul etsek bile, Hz. İsa’nın bu sözünden laiklik için delil çıkmaz. Zira, anlaşılacağı üzere, Ferisiler'le Hirodes yanlıları Hz. İsa'ya karşı birleşerek O'nu tuzağa düşürmek istemişler. Hz. İsa, eğer “Sezar’a vergi ödemeyin” derse O'nu isyancı ilan edecek, ama “vergi ödeyin” derse, Sezar’ı yasal olarak kral kabul etmiş olacaktı. Bu da O'nu Tanrı'ya isyan etmiş bir duruma sokacaktı.
Bunu sezinleyen Hz. İsa, kullandıkları parayı sorarak onlara şöyle demek istemiştir:
“Siz hem Sezar’ın egemenliğini tanımışsınız ve ona karşı eylemsizlik içindesiniz, hem de ona vergi verip vermemeyi soruyorsunuz. Eğer Sezar’a tâbî iseniz, onun hakkı olan vergiyi elbette vereceksiniz. Yok, eğer Allah’a itaat ediyorsanız, o zaman da Allah’ın hakkı olan kulluk vazifenizi yapmalısınız.”
Aslında Hz. İsa’nın bu sözünden “laiklik” değil, Allah’ın iradesine dayanmayan sistemlere karşı tavır çıkmaktadır. Bu sözü alıp, eğip bükerek “laiklik”e delil kabul edecek, sonra da gelip Kur’an’a tâbî olan müslüman mahallesinde pazarlayacaksınız.
Yok öyle yağma!
Faruk KöSE
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.