Muzaffer Çağlar'dan G. Mine'ye Ahlak dersi!
Menapozundan sen sorumlusun G. Mine başının çaresine bak!
Fransız kültüründen besili küçük burjuva bir kadın için yaşlılık elbette kötü bir dönem... Moda dergilerine verdiği pozlarla tanınan ve daha sonra eş durumundan yazar olan Ruhat Hanım’dan bile daha yaşlı Mine’yi kastediyorum...
Köşe yazılarında fransız entelijansiyasına özenen fakat nedense cümlelerindeki anlam bozukluğu nedeniyle çıfıt bir komedyene dönüşen Mine...
Keşke yazılarındaki nitelik, eteğinin o kısacık boyuna ulaşabilseydi. O zaman biraz Proustvari olacak ama seni ciddiye almak zorunda kalırdık. İnan bana; sana daha ciddi bir yazıyı layık görebilirdik... Fakat sana bu bile fazla Mine... Çünkü senin bilinçaltınla, belaltın arasında müthiş bir uyum var....
Fransz sinemasnn yaramaz çocuğu olarak bilinen yönetmen Gaspar Noê’yı iyi tanırsın... Bir filminde o burjuva özentisi -senin kanalındaki kadınlardan- (aynı kanaldan gel’i hatırla) nasıl intikam aldığını gösteriyordu. Ve o film çok ciddi tartışmaları da beraberinde getirmişti. Bahsi geçen filmde burjuva kadına haddini bildiren adam başka bir filmde bambaşka bir role bürünerek ve hatta karakter de değiştirerek (Lars Von Trier’in Dogville filmi) köylü riyakarlığa haddini bildirmişti. Verilmek istenen mesaj aynıydı: Riyakarlığa ve gösteri toplumuna haddini bildirmek
Sen o gösteri toplumunun bir parçası olarak prim yaptığın dönemi kapattıktan sonra yaşlılıkla birlikte malum menapoz dönemine girdin... Bu yüzden bilindik bir travma yaşıyorsun... Bu ağır menapoz vak’asına eski doktorluğum münasebetiyle şöyle bir reçete sunuyorum; Sabah sporu ve günlük olarak en az 20 dakika yürüme... İlaçlar yerine güneşlenme de bu yaz günlerinde çok faydalı olur. Vitamin takviyesini boşver o bilgiler sağlıklı değil...
Fakat Mine bu tavsiyelere uymak yerine içip içipte kendini kaybettikten sonra etrafa bağırıp çağıranlar misali eline her fırsat geçtiğinde manevi değerlere sövüyor... “Din” denildiğinde, islamcı erkeklerden alamadığının ızdırabıyla çılgına dönüyor... Bakınız önceki gece habertürk televizyonundaki Yiğit Bulut’un ‘sansürsüz’ isimli programı...
Yıllardır bir köşeyi işgal edeceksiniz ve tek bir tane akademik cümleniz olmayacak. Gerçekten bunu yalnızca Mine başarabildi Türk basınında....
Meşrebi icabı hakaretler etti. Biz de onun anladığı dilden bir yazı kaleme aldık ki sancıları biraz daha kavileşsin ve köşemizden bu vesileyle neş’emizi bulalım...
Çetin Altan bey, üç yıl kadar kapatmalığını üstlenen Mine’den kurtulmak için çok uğraşmıştı. Mine yeni bir Çetin arayışında. Oysa bilmiyor ki herkes Çetin Altan kadar sabırlı değil...
Üzgünüz Mine artık Çetin bey çok yaşlandı. Sen de öyle... O dönemleri hatırlıyorum da Çetin bey’e yeşillenirken ne kadar da mülayimleşmiştin... Nasıl da unutmuştun bir süre feminist söylemi...
Ünlü Alman Filozofu Niçe haklı... Kadın; kendini ezecek, ona boyun eğdirecek erkeğini bulana kadar, karşıt cinsin bir düşmanı gibi olacaktır. Mine’nin, Niçe’yi haklı çıkardığını görme zevki de bize yeter...
Tamam biz Mine’nin bekçisi değiliz ve fakat burada sorun ‘o malum şey’ üzerinden yaptığı kariyer.... Bir de en kral ahlakçıya bile ders verir pozlarıyla nasıl sahne alıyor hayatta. Onun bu kişiliğine bakarak “bir feministe böyle olmak yakışırdı” diyorum doğal olarak...
Ölmeden önce haftalık yayınlanan müslümanların tavizsiz dergisi Cuma’daki mülakatında Solcuların saygı duyduğu Can Yücel “Solcuların hepsi dangalaktır, onlardan adam çıkmaz” dediğinde de Mine çılgına dönmüştü... Yine bir şiirinde de şöyle diyor Can Yücel: “Ne kadar rezil olursak o kadar iyi”
Mine yaptığı komikliklerle, anladığım kadarıyla Can Yücel’in şiirine muhatab olmak için uğraşıyor... Onu bu hakkından mahrum bırakmak istemeyiz elbette. Bu ülke özgürlükler ülkesidir ve herkes istediği kadar kendini rezil etme hakkını kullanabilir. Fakat kendini rezil ederken müslüman insanlara da hakaret ediyor ki; biz ona cevaben şöyle demeyi pek uygun gördük:
Hadi ordan başka kapıya yaşlı ateist!
MUZAFFER ÇAĞLAR-VAKİT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.