Camilerde 'mahya' krizi

Camilerde 'mahya' krizi
İstanbul'un kurtuluşunun 86. yıldönümü kutlamaları çerçevesinde tarihi camilere asılan ve bugüne kadar pek görülmeyen mahyalar dikkat çekti. Bazı vatandaşlar mahyalarda yer alan ifadelerin sakıncalı olmadığını, bazıları ise demokratik açılım tartışmaların

Süleymaniye Camii'ne asılan 'Ne Mutlu Türküm Diyene', Eyüp Sultan Camii'ne asılan 'Önce Vatan', Sultanahmet Camii'ne asılan 'Ordumuza Şükran Borçluyuz', Yeni Cami'ye asılan 'Milli Birlik Esastır' yazılı ibareler, dün geceye kadar ışıklandırıldı. İddiaya göre, gelen tepkiler üzerine gece mahyaların ışığı söndürüldü. 

Süleymaniye Camii çevresindeki esnaflar, ilk defa Ramazan ve kutsal geceler dışında ışıklandırılmış mahya gördüklerini ve bugüne kadar da "Ne Mutlu Türküm Diyene" ifadesinin yer aldığı bir mahyaya rastlamadıklarını belirtti. Bazı vatandaşlar mahyalarda yer alan ifadelerin sakıncalı olmadığını, bazıları ise demokratik açılım tartışmalarını yaşandığı bir zamanda buna benzer eylemlerin ayrımcılığı körükleyeceğini ifade etti.

Diyanet İşleri Başkanlığı İç Denetçisi Doç. Dr. Karagöz: Camilerin duvarlarına çok sayıda levha asılması doğru değil

Diyanet İşleri Başkanlığı İç Denetçisi Doç. Dr. İsmail Karagöz, bazı camilerin iç duvarlarına çok sayıda levhalar asıldığını, camilerin adeta bir sergi salonu haline getirildiğini belirterek bunun doğru olmadığını vurguladı.

Karagöz'ün, Diyanet Aylık Dergisi'nin 2008 Ekim sayısında yayımlanan 'Camilerde Kurallara Aykırı Uygulama ve Davranışlar ' başlıklı yazısı Camiler ve Din Görevlileri Haftası sebebiyle Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinde yeniden konuldu.

Camilerin sade olmasının esas olduğunu kaydeden Karagöz, yazısında şunları kaydetti: "Cami duvarlarına sadece Allah, Muhammed ve cihar-ı yâri güzinin (halife) isimleri yazılı levhalar takılabilir, aşırılıktan kaçınmak gerekir. Camilerin kıble duvarlarına saat takılması, çalar saat bulunması da namazın huşuunu ihlâl etmektedir. Onun için camilerde çalar saat bulundurulmamalı, pilli veya kurmalı saatler yan duvarlara takılmalıdır."

NAMAZ SIRASINDA ÇALAN CEP TELEFONU BİR HARAKETTE KAPATILABİLİR 

Yazıda, namaz sırasında çalan telefonun bir harekette kapatılmasının namazı bozmayacağını ifade eden Karagöz, şu ifadeleri kullandı: "Cep telefonları camilere teknolojinin getirdiği bir sıkıntıdır. Telefonunu açık tutan bir kısım cemaatin telefonu çalmakta, namaz kılanları rahatsız etmekte ve namazın huşuunu ihlâl etmektedir. Telefonları kapatmasak bile mutlaka sessizse almalı ve bunu bir görev bilmeliyiz. Unutulur da telefon çalarsa "amel-i kesir" olmayacak şekilde bir tek eylemle telefon kapatılabilir. Bu şekildeki bir hareket mekruh olur ancak namazı bozmaz, "amel-i kesir" olursa namaz bozulur."

Diyanet Sen'den mahya yorumu: Garip, yerinde olmayan, yanlış bir davranış  

Diyanet Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, İstanbul'daki camilere asılan 'Ne mutlu Türküm diyene', 'Ordumuza şükran borçluyuz' türünden bazı mahyalar ile ilgili, "Yanlış, garip, yerinde olmayan bir davranış." değerlendirmesinde bulundu. Yıldız, "Camilere bir kavmi, bir milleti, bir kurumu öven şeyler asılmamalı. Daha evrensel, tüm insanlığı kuşatan mesajlar verilmeli." dedi. 

Diyanet Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, CİHAN'a yaptığı açıklamada İstanbul'daki bazı camilere asılan mahyaları değerlendirdi. Bu durumun kendilerini şaşırttığını ve garip bulduklarını belirten Yıldız, "Yani, 'Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü' der halkımız." şeklinde konuştu.

Üzerinde 'Ne mutlu Türküm diyene', 'Ordumuza şükran borçluyuz' yazılı pankartların asılmasına karşı olmadıklarını söyleyen Yıldız, "Camilerde bunların asılmasının isabetli olmadığını düşünüyoruz." dedi. İslam'ın bir millete, kavme ya da devlete ait bir din olmadığını vurgulayan Yıldız, şöyle devam etti: "İslam evrensel bir dindir. Mesajı tüm insanlığadır. İslam'ın sembolü olan mabetler de tüm Müslümanlara aittir. İslam'ın mabedinde, bir milleti, bir kavmi öven, bir kurumu öven şeylerin asılmaması lazım. Daha evrensel, tüm insanlığı kuşatan mesajlar verilmesi gerekir. Kurumlarla ilgili mesajlar, o kurumlara asılabilir. Asılabilecek birçok yer vardır, ancak camiler en son akla gelecek yerdir. Camilere bu tür pankartların asılmasını, garip, yerinde olmayan bir davranış olarak görüyoruz."

Olayı, tek parti zihniyeti ve ideolojik devlet yapısının bir kalıntısı olarak gördüklerini kaydeden Yıldız, "Türkiye demokratik bir açılıma gelmiş, küreselleşen dünyada yerini almış. Ancak maalesef Diyanet'in, küreselleşmeye, açılıma ayak uyduramadığını düşünüyorum. Diyanet sorumluluğu başkasına atsa bile, cami deyince akla Diyanet gelir. Diyanet burada müdahil olmalıydı. Bir daha böyle garip bir olaya sebebiyet verilmemesi gerekir." (CİHAN)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.