Doğan'ın yazarını şok eden soru!
Hürriyet Gazetesi yazarı Sedat Ergin, Sabah Gazetesi yazarı Hasan Bülent Kahraman, Zaman Gazetesi yazarı İhsan Dağı, eski AİHM yargıcı Rıza Türmen ile Avrupa Kadın Lobisi Yönetim Kurulu Üyesi Selma Acuner'in konuşma yaptığı oturumda, ayrıca Uluslararasi Af Örgütü ve Sınır Tanımayan Muhabirler Örgütü'nden de birer temsilci sunum yaptı.
ŞOK EDEN SORULAR
Temsilciler Meclisi Tom Lantos İnsan Hakları Komisyonu'nun organize ettiği etkinlikte konuşan Kongre Üyesi Donna Edwards, Doğan Grubu'nun medyadan tasfiyesinin sonuçlarının neler olabileceğini sordu. Edwards, "Doğan Grubu nasıl bu kadar güçlü pazara sahip olabildi? Nasıl bir adam bu kadar büyük rol oynayabilir?" sorusunu da yöneltti.
Hürriyet Gazetesi yazarı Sedat Ergin "Bu ceza bir servet. Bill Gates bile bu miktarı ödemede zorluk çekerdi. Guinness rekorlar kitabına bile girebilir." dedi. Ergin, sürecin sonunda adaletin sağlanacağından emin olduğunu vurguladı.
Ergenekon soruşturmasının sonuna kadar gitmesi yönünde Türkiye'de bir konsensüs olduğuna dikkat çeken Sedat Ergin, "Davanın basın ve akademi dünyasından muhalif sesleri susturmak için kullanıldığı yönünde kaygılar da var." dedi. Ergin, bu sürecin hukukun üstünlüğüne tam saygı göstererek yapılması gerektiğini vurguladı. Ordunun siyaset üzerindeki etkinliğini azaltmaya yönelik reformlar konusunda hâlâ yapılması gerekenler olduğunu belirten Ergin, demokratik açılımları 'Türkiye tarihinin en cesur adımlarından biri' olarak nitelendirdi. Bu konuda henüz spesifik adımlar atılmadığını dile getiren Ergin, "Ama ivmenin yaratılması bile başlı başına önemli." dedi.
Doğan Grubu'na kesilen ceza miktarının çok ciddi olduğunu belirten Zaman gazetesi yazarı İhsan Dağı ise, "Ama suçlamalar da çok ciddi: vergi kaçakçılığı." dedi. İhsan Dağı, ABD'de de vergi kaçakçılığının en önemli yüz kızartıcı suçlardan olduğuna dikkat çekti. Doğan Grubu'nun Batılılar tarafından 'hükümet karşıtı' olarak tanımlanmasına şaşırdığını belirten Dağı, şunları söyledi: "Cumhuriyet mitinglerinde Doğan Grubu gazeteleri yakılmıştı bu gazetelerin hükümet yanlısı olduğu gerekçesiyle. Bu gazetelerin birdenbire hükümet karşıtı nasıl olabildiğini anlayamıyorum." Türk medyasında Doğan grubunun tekelini de tartışmak gerektiğini dile getiren Dağı, "Doğan Grubu sadece medya grubu değil, birçok alanda iş bağlantısı var. Medyadaki iş bağlantıları diğer alanlara da yaymak için kullanılıyor Türkiye'de." değerlendirmesini yaptı.
"DİNK CİNAYETİ KAFES EYLEM PLANIYLA BAĞLANTILI OLABİLİR"
Türkiye'nin insan hakları alanındaki performansında ileriye gidiş gözlemlendiğini dile getiren İhsan Dağı, Hrant Dink, Rahip Santaro ve Malatya'daki misyonerlere yönelik cinayetlerin Ergenekon sanıklarına yönelik davalarla bağlantılı olduğunu savundu. Dağı, "Dink cinayetine baktığınızda, katil 17 yaşındaki bir aşırı milliyetçi. Aynı şekilde Santaro ve Malatya cinayetleri de genç aşırı milliyetçilerce işlendi. Bu, cinayetlerin derin devlet olarak tanımlanan gizli bir çeteyle bağlantılı olduğu yönünde bir düzen olduğunu gösteriyor." şeklinde konuştu.
Gayrimüslimlere yönelik saldırılar yapılmasını öngördüğü öne sürülen Kafes operasyonu konusuna da vurgu yapan Dağı, " Ergenekon davası Türk demokrasisi ve insan hakları için çok önemli" diye konuştu.
İnsan hakları konusunda eksikliklerin elbette var olduğunu ifade eden Dağı, "Ergenekon davasında da var. Ama büyük resmi kaçırmamalıyız. Büyük resim şu: Türkiye'nin insan hakları karnesi, önceki zamanlara göre çok gelişti. Hala yapacak işler var, demokrasi ve insan hakları hala kırılgan. Ordunun Türk siyasetindeki rolü de bir eksiklik. Türkiye, normal demokrasilerde olduğu gibi askerin siyasetle ilişkisini kontrol edemediği sürece, Türkiye'de insan hakları ve demokrasini sürdürmek oldukça zor." ifadesini kullandı.
"KİMSE SADDAMLARCA YÖNETİLMEK İSTEMEZ"
Dağı bir soru üzerine, Türkiye'de demokrasiden yana güçler ile eski elitler arasında bir sivil mücadelenin olduğunu iddia ederek, "ABD yönetiminin Orta Doğu'da ve Türkiye'nin yakın çevresinde barışa önem veriyorsa, buralarda demokrasiyi güçlendirme gayreti içinde olmalı. ABD de dahil olmak üzere herhangi bir yabancı ülke, Türkiye'nin demokratik olmayan, otoriter tipte kişilerce yönetilmesinin daha iyi olduğunu düşünüyorsa yanılıyor. Bölgede barış ve istikrarı korumak ve güçlendirmek için bu şart. Türkiye'de, halkıyla savaşan bir otoriter rejim, komşu ülkeler için büyük sorun yaratır. Bence hiç kimse Türkiye'nin yeni Saddamlarca yönetildiğini görmek istemez" dedi.
"Sabah gazetesi yazarı Hasan Bülent Kahraman ise insan hakları konusunun modern Türkiye tarihinde her zaman sorun olduğunu fakat AB'ye tam üyelik sürecinin insan hakları konusunda olumlu yansımaları olduğunu da kaydetti. Kahraman, basın özgürlüğü ile ilgili tartışmalar konusunda "Basın özgürlüğüne karışan her zaman hükümet değil. Mahkemeler ve başsavcılar da var." hatırlatmasını yaptı.
ABD Kongresi Üyesi Donna Edwards, Türkiye'nin bölgesinde kritik bir ülke olduğunu, Avrupa ve Orta Doğu arasındaki tarihi köprü rolünü halen sürdüğünü ifade etti. Edwards, "Türkiye AB üyelerinin masasındaki haklı yerini almalı ve umarız bu uzun sürmez." dedi. Edwards, Türkiye'deki reform çabasının hız kestiği, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik tehditler bulunduğu yorumlarını da aktardı.
(CİHAN)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.