M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Başörtüsü evrenseldir

Başörtüsü evrenseldir

Yeniden tartışmaya açılan başörtüsünün dini sembol mü yoksa siyasi simge mi olduğu konusunda kurumlar arasındaki mutabakat hâlâ sağlanabilmiş değil. Bu da gayet doğal. çünkü, bu olay problem olarak gündeme getirildiğinden bu yana, bilerek hep ideolojik yaklaşımlarla ele alındı. Bugün de öyle görülmesi malûm kesimlerce ısrarla sürdürülüyor.

İster başörtüsü deyin ister türban, kadınların en tabii temel hak ve özgürlükleri kapsamında değerlendirilmesi gereken bu kıyafet şekli veya modelini tartışmaya açmak, tarihi gerçeklere ters düşer. çünkü, başörtüsü ne ideolojik bir işaret, ne siyasi bir simge, ne de dini bir semboldür. Başörtüsü, tüm dünya kadınlarının ortak giydiği evrensel bir giysidir. Başörtüsünün tarihi de, insanlık tarihi kadar eskidir. Şöyle dünyaya bir göz atarsanız tüm coğrafyalarda başörtüsünün giyildiğini görürsünüz.

Hangi inanca mensup olursa olsun, hangi ülkede yaşarsa yaşasın tüm dünya kadınları başörtüsünü bilirler ve başlarına örterler. Başörtüsünün dini bir sembol sayılabilmesi için, sadece o dine inanan kişiler tarafından giyilmesi, diğer din mensupları tarafından giyilmemesi gerekir. Oysa, sadece o dine inanan veya başka dinlere inanan ve hatta hiçbir dine inanmayan kadınların da her devirde başörtüsü taktıkları bir vakıadır.

“Siyasal simge“ meselesine gelelim. “Başörtüsü siyasal bir simgedir” demek, tutarsız ve mesnetsiz bir iddiadan öteye geçmez. Siz başını örten kadınların sadece tek bir partiye mensup olduğunu söyleyebilir misiniz? Diğer partilerde başörtüsü takan hiç mi bayan yok! Bırakınız MHP, DP, BBP, DTP ve TBMM dışındaki diğer partileri, herkes bilir ki, bugün başörtüsü yasağını “siyasal simge” diye hararetle savunan CHP ve DSP’de bile başı kapalı binlerce kadın mevcuttur. Peki bu nasıl siyasi bir simge oluyor?

Konuyu biraz daha somutlaştıralım. Mesela, Hıristiyanların Haç’ı dini bir semboldür. çünkü, bunu sadece Hıristiyanlar giyer, takar ve kullanırlar. Yahudilerin başlarına giydikleri kippa da böyledir, dini bir sembol olarak Yahudilerden başkası kippa’yı giymez. Ama, başörtüsü böyle mi?

Başörtüsünü, Müslüman olan da, olmayan da, Hıristiyan da, Yahudi de, dinli de dinsiz de herkes giyebilir ve giymektedir. Bunu, sırf İslam’ın emri olduğu için “şeriatçılığın simgesi” gibi gösterip “laikliğe aykırı” teraneleriyle engellemeye çalışmak, kurnazca bir tuzaktan ibarettir ve gerçeklerle asla bağdaşmaz. Bu konunun çözülmesi, tartışmaların ve istismarın bitmesini istemeyenlerin işine gelmeyeceği için ortalık velveleye veriliyor. Artık bu oyunu bozmak lazım…

Tekrar vurgulayalım: İnsanların vücûdunu örten elbisenin ayrılmaz bir parçası durumundaki başörtüsü, insanın yaratılışıyla birlikte fıtri bir ihtiyaç olarak tarihte yerini almış ve tüm kadınların tarih boyunca ortak olarak kullandıkları evrensel bir giysi konumundadır.  Bu giysiyi yasaklamak, bir insanlık suçudur. Ayrıca, kadın haklarına ve giyim özgürlüğüne saldırıdır. Bu saldırı, amacı itibariyle sadece Müslüman kadınlara yönelik gibi görünse de, aslında tüm dünya kadınlarına yönelik genel bir saldırıdır.

Kadınların şahsında, insan haklarına ve giyim özgürlüğüne yapılan bu saldırıya karşı çıkmak, her kadın ve erkeğin vicdani bir görevdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi