Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Türkiye ile Mısır’ın ortak girişimi

Türkiye ile Mısır’ın ortak girişimi

Hem İsrail hem de Filistin tarafıyla ilişkilere sahip iki ülke Ürdün'ü saymayacak olursak Mısır ve Türkiye'dir. Hatta Mısır iki taraf arasında Ömer Süleyman aracılığıyla çoktandır mekik diplomasisi uyguluyor. Daima devrede lakin Rafah üzerinden Gazze ile dünya arasında tek fiziki bağlantıya sahip olması nedeniyle hassas bir konuma sahip. İsrail tek fiziki bağlantı veya sınır kapısı olan Rafah'ın kapalı tutulmasını isterken Filistinliler ise, tek nefes boruları ve dünyaya açılış noktası olan Rafah sınır kapısının açık tutulmasını ve ikmalin buradan sağlanmasını istiyorlar. Lakin Mısır, İsrail ve ABD baskısı altında olması hasebiyle buna yanaşmıyor. Bir de Hamas ile Mübarek rejimi arasında ideolojik zıtlık var. En son olarak Babacan'la birlikte basın toplantısı düzenleyen Ebu'l Geyt, uluslararası hukukun kendilerine verdiği yükümlülük nedeniyle Rafah kapısını kapalı tutmak zorunda olduklarını söylemiştir. Bu uluslararası hukuku İsrail gözüyle ve gözlüğüyle okumaktan ve yorumlamaktan başka bir şey değildir. Uluslararası hukuk İsrail'in işgal etmiş olduğu toprakları terk etmesine amirdir. Bu yapılmıyor da, aksine uluslararası hukuk işgalcilerin heva ve hevesine göre yorumlanıyor. İşte Mısır bu yaklaşımından dolayı İslâmi camianın ve dünyadaki İslâmi toplulukların nefretini üzerine çekmekte ve hedefine oturmaktadır. İsrail'le birlikte Mısır da öfkenin odağı olmakta; gösterilerin ve göstericilerin hedefi olmaktadır. Bir ay zarfında Rafah kapısı nedeniyle başta Tahran'da olmak üzere Şam, Amman ve Beyrut'ta gösteriler yapılmıştır. Zira, Gazze saldırısından önce Tzipi Livni Kahire'de kendi evinde gibi rahat konuşmuş ve HAMAS'a tehditler savurmuş ve ilelebed Gazze'nin bu statüsüne tahammül edemeyeceklerini ve Gazze rejimini yıkacaklarını söylemiştir. Böylece sadece saldırganlığını göstermemiş aynı zamanda misafirliğin adabını da ihlal etmiş ve ev sahibi ülkeyi zor duruma düşürmüştür.
-
Esasında HAMAS ile Mısır rejimi arasında bir kan davası bulunmuyor. HAMAS kendisini Mısır'ın düşmanı kategorisinde konumlandırmıyor. Halit Meş'al, El Cezire'de yapmış olduğu konuşmasında aynen bunları teyit etmiş ve şunları söylemiştir: "Bizim Mısır rejimine yönelik bir düşmanlığımız sözkonusu olamaz.. Mısır'ın düşmanları Tel Aviv'dedir ve İsrail'dir. Mısır'a saldırması halinde biz Mısır'ın askerleri oluruz. Aynı hendekte çarpışırız…" Lakin Mısır'ın İsrail'in tesirinde kalması sonucu Hamas ile Kahire arasında güven bunalımı aşılamamıştır. Bu itibarla, Mısır, Rafah sınır kapısını açtıklarını söylerken Filistinliler bunu pek tasdike yanaşmamaktadırlar. Çünkü ambargo Gazze'yi o kadar etkilemiştir ki, tek başına sınır kapısının açılması bile yetmemektedir. Yaralıların Mısır hastanelerine götürülmesi için gerekli benzin ve yardım araçları bile yoktur. Bu açıdan Mısır kapıyı kerhen ve tepkilerden çekindiği için açarken Filistinliler de yardım elini kerhen kabul etmektedir. Genel kanaat Tzipi Livni, Ehud Barak ve dışarıdan da Netanyah'nun desteklediği Hamas'ın tasfiyesi planına doğrudan veya dolaylı olarak Özerk Yönetim Başkanı Mahmut Abbas ile Mısır lideri Hüsnü Mübarek'in de bir şekilde ortak olmasıdır. Genel kanaat, İsrail'in Gazze kuşatmasına Mısır'ın da ortak olduğu yönündedir. Bunun sonucunda karşılıklı olarak güvensizlik ve öfke havası hakim olmuştur. O kadar ki, Filistin'i yüzüstü bırakan Mısır rejiminin devrilmesi için çağrılar yapılmış ve Mısır halkı ve ordusunun Mübarek rejimine karşı intifadaya geçmesi istenmiştir. Halit Meşal içte üçüncü intifadaya çağırırken dışarıdan da bazıları Mısır halkı ve ordusunu Mübarek rejimine karşı intifadaya çağırmıştır.
-
Ali Babacan ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Ebu'l Geyt bazı devlet, uydu kanalları ve şahısların katılımıyla Mısır'a karşı bir kampanya açıldığını ve ülkeyi kaosa sürüklemek istediklerini ileri sürüyor. Esasında bu kaosun nedeni İsrail'in planlarına alet olmaktan kaynaklanıyor. Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın ifade ettiği gibi İsrail'in Gazze saldırısı Türkiye yönetimine karşı bir saygısızlıktır. Gündemlerinde saldırı planı olmasına rağmen saldırı öncesinde İsrailli yetkililerin Türkiye ve Mısır'a gitmesinin başka ne anlamı olabilir? Bunun sonucu olarak Türkiye, Suriye-İsrail cephesindeki yürüttüğü arabuluculuk rolünden çekilebileceğini ilan etmiş ve Suriye de bu şartlar altında barış ortamının kalmadığını açıklamıştır. Diğer Arapların suskunlukla işbirliği yaptığı bir ortamda Mısır ve Türkiye, İsrail'e baskı yapar ve bundan böyle Rafah sınır kapısının açık tutulmasını sağlayabilirse belki de tepki ve öfkelerin bir kısmını yatıştırabilir. Bu bağlamda, Ebu'l Geyt ile Babacan toplantısında iki taraf dört maddelik bir plan açıklamıştır.
-Ateşkes anlaşmasının yenilenmesi.
-Rafah sınır kapısının açılması.
-Sınır kapılarının açık tutulması hususunda Filistin tarafına uluslararası garanti verilmesi.
-HAMAS hükümeti ile Özerk yönetim arasındaki kopukluğun giderilmesi ve Filistinliler arasındaki yaraların sarılması ve soğukluğun aşılması.
Bütün bu maddeler güzel hoş ama mesele bunun nasıl sağlanacağında düğümleniyor. Ateşkesin sona ermesi sınır kapılarının kapalı tutulması ile Gazzelilerin açlığa mahkûm edilmesi sonucu olduğuna göre ateşkesin varlığı da bu şartların kalkmasına ve sona ermesine bağlıdır. Bu temin edildiğinde ve sınırlar üzerinde İsrail vesayeti ve gölgesi kalktığında diğerleri maddeler tali kalacaktır. Çünkü Rafah sınır kapısının açılması temel ve en asgari şarttır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi