Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Çevik Bir: “İhtilâl yapayım”

Çevik Bir: “İhtilâl yapayım”

Van eski Milletvekili Fethullah Erbaş’ın röportajı çok uzun, kısaltarak almaya çalıştım ama bazı bilgileri de tekrar tekrar hatırlamakta ve okumakta fayda vardır. Çünkü bizde resmi tarih, bunların hiç birisini yazmaz. Esas tarih, milletimizin hafızasında yaşayan sözlü tarihtir.
Resmi ideoloji ile milletimizin “devlet-millet ideolojisi” yıllardan beri çatışma halindedir. Devletin belli noktalarına gelen ve geldiği günden itibaren de topluma yabancılaşan garip bir zihniyet, ne yazık ki halkımızdan ülke gerçeklerini gizlemeyi kendilerine şiar edinmişlerdir. Bu sebeple; böylesi hadiseleri gayri resmi tarih ve sözlü tarihle yaşatmak gerekir. Röportaja devam etmek istiyorum.
“Amerika Refah-Yol iktidarından rahatsızlığını dile getirip, bunu Çevik Bir’le paylaşınca, Çevik Bir hemen; “İhtilâl yapayım..” diye çıkışır. Bunun üzerine ABD’liler der ki; “Artık ihtilâl dönemi bitti.” İşte o sivil inisiyatif dediğimiz beşli çete bu görüşmeden sonra ortaya çıktı.
Atina'daki toplantıda gerekli incelemeleri yapmışlar. ‘Bunun için ne yapalım?’ deyince orduyu ihtilâl yapmaya davet etme kararı çıkmış. Ama orduya da ihtilâl olmayacağı söylenince, bu kez medyada bir askerî yetkiliye dayanan haberler çıktı. O arada Kudüs gecesi oldu, Ali Kalkancı gibi sahte şeyh olayları ortaya çıktı.”
Şu soruya tekrar dönelim. ABD ve İsrail, Refah-Yol’dan neden rahatsız oldu?..
“Hükümet kurulduktan bir müddet sonra, Erbakan Hoca, İran'a gitmek istedi. Amerika itiraz etti, ‘Gidemezsin’ dedi. Hoca da itiraz etti: “Nasıl gidemem? Bağımsız bir ülkenin Başbakanıyım ben. Yoksa başka bir madde mi var? İçişlerimizde serbest, dışişlerimizde size mi bağlıyız?..” dedi.
Dinlemedi Hoca, çekti gitti. Amerika işte, ‘stratejik ortağız, İran'a gidemezsin’ diye bastırdı da bastırdı, Hoca dinlemedi. O zaman İran'da Rafsancani lider. Oradan Pakistan'a geçtiler. Pakistan'dan Bangladaş'e, Malezya'ya, Endonezya'ya geçtiler. Daha ilk aylarda orayı bitirip geldiler. D-8 programını açıklayınca, tüm dünyada böyle bir şey oldu.
Batı'nın pazarı elden gidiyordu. Adamlar sattıkları bütün ürünleri İslâm dünyasına satıyorlardı. Bir malı 100 liraya üretiyorlar, 500 liraya İslâm ülkelerine satıyorlar. Erbakan Hoca birden bunların can damarına el attı. Batılılar kaynaklarına el konulduğunda deli oluyorlar. Hoca da bunu bildiği için önce pazarlarına el koydu. D-8 kurulduğu zaman, bütün teknoloji Türkiye'den geçecekti ve D-8'ler bizimle çalışacaktı. Pazarın sahibi biz olacaktık.
O noktada Hoca Mısır'a giderken, “Mısır'da bayrak çekilmemiş” diye bir şey çıkarttılar. Oysa Mısırlıların öyle bir âdeti yok. Bayrak çekmiyorlar kim gelirse gelsin. Sonradan öğrenildi. Bir de Libya meselesi var, onu da anlatayım.
Libya'da müteahhitlerimizin alacakları vardı. Müteahhitler her gün Hoca'nın kapısındaydılar. Hoca da Libya'ya gitti. Kaddafi'nin âdeti, Saray'da kimseyi karşılamazmış. Çadırda Hoca'yı karşılamış. Orada ne oldu ise olmuş. Herhalde Kaddafi Arapça bir şey söylemiş, Hoca da Arapça'yı çok iyi bilmez. Herhalde tercüman da iyi tercüme edememiş.
Kaddafi terbiyesizce bir şeyler söylemiş. “Ben bütün dünyanın hâkimiyim, sen de benim komutanımsın..” gibi bir şeyler söylemiş. Hoca da hiç cevap vermemiş. Hoca demiş ki; ‘Bizim paramızı ver, biz gidelim..’ Ne kadar alacak varsa, hepsini almışlar.
Türkiye'ye geldiler, kıyamet kopuyor. Kaddafi şöyle yaptı, böyle yaptı. Kaddafi ne yaparsa yapsın kardeşim? Baksana, kaç milyon dolar para getirmişler oradan? Bizim ekonomimizden çıkmış para idi, getirdiler. Sonra da D-8'lerin protokolünü imzaladılar. İyi de oldu. İslâm Birliği kurulmuş oldu. Ama o kurulduğu andan itibaren, Hoca da bitti. Hoca'yı düşürdüler.
Fethullah Erbaş’ın söyledikleri burada bitti. D-8 meselesinin önemini herkes biliyor, ne pahasına olursa olsun, mevcut hükümet bu meseleyi acilen daha yoğun şekilde sahiplenmelidir. Erbakan Hoca'nın Başbakanlığı döneminde yaptığı ve yaptırılmayan diğer bütün icraatlarına sahip çıkılmalıdır. Refah dönemi bir yükseliş dönemidir çünkü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi