Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

İran, 60 günde nükleer güç mü oluyor?

İran, 60 günde nükleer güç mü oluyor?

İster inanın ister inanmayın, İran 60 gün içinde nükleer kulübe üye oluyormuş. İran'ın nükleer gücü veya potansiyeliyle alakalı olarak iddialar gidip geliyor, havada uçuşuyor. Son sayısını yayınlayan Mısır mahreçli The Middle East Times gazetesi "Could Iran Have Nukes in 60 Days? (CLAUDE SALHANI (Editor, Middle East Times) Published: April 10, 2009)" başlıklı yazısında İran'ın 60 gün içinde nükleer güç olabileceğini ileri sürdü. Daha doğrusu olabileceğini ve bu potansiyeli yakaladığını ileri sürüyor. Çok ilginç bir biçimde İran'ın nükleer programı konusunda kime ve neye ne kadar inanacağımızı kestiremez olduk. Her ülkenin farklı yetkilileri farklı değerlendirmelerde bulunuyor. Kimilerine göre, İran'ın nükleer silahlar üretebilmesi için en azından birkaç yıla ihtiyacı var. Kimilerine göre ise eli kulağında. Sözgelimi İsrail'in İran'a saldırmasına ve üçüncü cephe açmasına daha önce karşı çıkmış olan ABD Genelkurmay Başkanı Mullen, İran'ın çok yakında nükleer silahlar üretebileceğini ileri sürmüştü. Lakin ardından üstü olan Savunma Bakanı Robert Gates şaşırtıcı bir konuşma yaptı ve henüz ufukta böyle bir tehlikenin belirmediğine işaret etti. Amerikalı yetkililer de birbiriyle çelişkili konuşuyorlar. Hatta bazıları İran'ın nükleer güç olmasına psikolojik olarak hazırlanmış vaziyette. Dünyanın sonu olmadığını düşünüyor. Çok sayıda Amerikalı 'geçmişte SSCB'nin nükleer silahlarıyla yaşadık, nükleer silahları bulunan komşularıyla çevrili olan İran'ın da neden olmasın?' diyorlar. Belki de bu suretle 'ılımlı Araplara' daha rahat çoban olabileceklerini de düşünüyor olabilirler! Lakin Hillary Clinton ve diğerleri ise sürekli olarak nükleer güç olan Pakistan'ın Taliban türü cemaatların eline geçmesinden endişe duyuyorlar ve bütün mesailerini neredeyse Pakistan'ı izlemeye teksif etmiş bulunuyorlar. Meseleye çok alarmcı düzeyde yaklaşıyorlar. O halde Pakistan konusunda bu kadar titizlenen Amerikalılar İran noktasında taktik mi yapıyorlar yoksa başka bir bildikleri mi var? Irak'ta görev yapmış John Abizaid gibi komutanlar İran'ın nükleer güç olma seçeneğiyle birlikte yaşamayı öğrenmekten bahseder olmuşlardı. Obama'nın Yardımcısı Joe Biden de Netanyahu'nun iktidara gelir gelmez İran'ın nükleer programı hakkında toplantı üzerine toplantı yapması üzerine onu uyaran açıklamalarda bulunmuştu.

Middle East Times, İran'ın 60 günde atom bombasını üreteceğini yazarken aslında kimi İsrailli kaynaklar da İran'ı vurmak için İsrail'in eli kulağında olduğunu ve saldırının an ve saat meselesi olduğunu yazıyorlardı. Lakin o cepheden de çelişkili haberler gelmeye başladı. Avigdor Lieberman, Filistin meselesinden önce, önceliklerinin İran olduğunu ilan etti. Lakin başka bir tasnifte de AFPA bölgesinin tehdit sıralamasında İran'dan önce geldiğini söyledi. Netanyahu savaş tamtamları çalarken Şimon Peres'in soğukkanlılığı ve tersinden açıklamaları da gözlerden kaçmıyor ve insanı şaşkına çeviriyor. Netanyahu savaştan söz ederken Şimon Peres meselenin askeri seçenekle hallolmayacağını ileri sürdü. Bu açıklamasının ardından nükleer güç olsa bile bunun ne her şeyin başı ne de her şeyin sonu olacağını söyledi. O da İran'ın nükleer silahlarıyla yaşamayı öğrenmenin gereklerinden söz etmeye başladı. Netanyahu preempitive saldırı (önleyici darbe) teklif ederken Şimon Peres ise geçmişte SSCB-ABD arasında olduğu gibi korku dengesinin inşa edilmesi gerektiğini savunuyor. Netanyahu'nun önleyici darbesine mukabil cezalandırma darbesini teklif ediyor ve nükleer İran'ın tehditle bir şekilde mass/absorbe edilebileceğini ifade ediyor. İsrail'in diğer liderlerinde de benzeri üslup değişikliği gözlenmeye başlandı. Sözgelimi sabık Başbakan Ehud Olmert ve benzerleri İran'ın nükleer programını ontolojik ve varlıksal tehdit olarak değerlendiriyorlardı. Halbuki şimdi de Savunma Bakanı olan Ehud Barak, İran'ın İsrail için varlıksal bir tehdit olamadığını ve İsrail'in bölgenin en iyisi olduğunu ileri sürüyor. Yani İran nükleer silahlara haiz olsa bile bunun genel denklemi bozmayacağını ileri sürüyor

The Middle East Times gazetesinin görüşlerine başvurduğu Henry Sokolski adlı uzman İran'ın bu tempo ve hızla durmaksızın çalışması halinde 60 gün içinde ilk nükleer bombasını elde edebileceğini ve aynı tempo ile çalışması halinde keza 16 ile 18 aylık bir dilimde 60 nükleer başlık üretebileceğini söylemektedir. Sokolski'ye göre, İran en iyi ihtimalle nükleer bombasını 60 gün içinde elde edebilir ama bu azami bir yılı da bulabilir. Daha önce Wolfowitz'le birlikte çalışmış olan Henry Sokolski'nin analiz veya tahminleri bunlar. İsrail'in kendisine güvenmesinin nedeni ise İran'ın birkaç yıl içinde elde edeceği nükleer silahların birkaç mislinin silah tersanelerinde zaten stok olarak mevcut olmasıdır. Belki de İsrail nükleer dengenin konvansiyonel dengeden daha da garantili olduğunu düşünüyor da olabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi