Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Genç Müsiadlılarla bir pazar

Genç Müsiadlılarla bir pazar

Alın teriyle meydana gelen “emek ekonomisinden,” yine alın teriyle kazanılan “emek harçlı eğitimli ekonomiye” geçişi en güzel Genç Müsiadlılar temsil ediyor.
Bir kısmının deneme yanılma yoluyla, bir kısmının atalarından gördüğü ticari ahlak ve terbiye metoduyla, bir kısmının da mektepli olarak kurduğu müesseseler, şimdi artık okumuş çocuklara devrediliyor ve işlerin başına geçiyorlar. Batılı ülkelerin hasret kaldığı bir durum.
Müsiad’ın şubesi bulunan her ilde ve yurtdışında teşkilatlanan Genç Müsiadlılar, ekonomik yarışta baba müesseselerini yaşatmak ve geliştirmekle birlikte, dünya ile rekabet edecek şekilde de yeni yeni işler kuruyor ve emek ile teknolojiyi birleştirerek çalışıyorlar.
“Emeksiz, tersiz, bedensiz, bedelsiz teknoloji; ekmeksiz tekneye benzer” diyerek, “Teknede ekmek olacaksa; buğdayında, hamurunda, yoğrulmasında, getirilip götürülmesinde insanın teri, emeği, sahiplenmesi, sevmesi olmalı” düsturundan hareket eden Genç Müsiadlılarla Pazar günü birlikteydim.
Genç Müsiad Koceli Şubesi’nin ev sahipliğinde yapılan toplantıya; Gebze, Bursa, Sakarya Genç Müsiadlılarının yanı sıra, İstanbul genel merkezden de yine Genç Müsiad Genel Başkanı Fatih Uysal ile yardımcısı M. Furkan Gümüş katılmıştı.
Gençlerin hepsi okumuş ve aklı başında çocuklar. Servetin şımarttığı, baba parası yiyen, baba parasıyla caka satan kentli ya da kırsaldan görmemiş ailelerin çocukları değillerdi. Hepsi iyi niyetli, samimi, yerini yurdunu bilen, ayağı yere basan, aklı bir karış yukarıda olmayan, kendilerinden emin ve çevrelerine güven veren aslanlar gibiydiler.
Gençlerin çalışma toplantısı Kocaeli’ndeydi. Haliyle Kocaeli olunca akla “Maşukiye” gelmeliydi. Cennetten bir köşe olan Maşukiye; “yeşilin, suyun, havanın” birbirine son derece uyumlu olduğu nadir mekânlardandır. Her üçüne de insan bütün hayatı boyunca ihtiyaç duyar. Bu sebeple Maşukiye; gönle ferahlık, kalbe huzur veren bereket yağmurlarındandır.
İşte böyle bir ortamda, akla gelen ilk ne olur? “Vur patlasın, çal oynasın, söyleyin nazlı yâre geç kalmasın” diye türküler tutturulur ve eğlence akla gelir. Genç Müsiadlılar ise tam aksine Pazar günü 40 kişiyi Maşukiye’ye toplamış ve ülkenin ekonomik gidişinden Ergenekona kadar memleket meselelerini tartıştı ve konuştu.
Kendi aralarındaki iş birliğinden, ekonomik pazarda paylarının nasıl artması gerektiğine, iç piyasada ve dış piyasada diğer gelişmiş ülkelerle nasıl yarışacaklarına, bu yarışta, salt para kazanma ve harcama yerine, alan ve satan tarafların ortak huzur ve güvenlerinin nasıl olması ve sağlanması gerektiğine kadar pek çok mesele üzerinde duruldu.
Kocaeli Müsiad Şube Başkanı Zihni Yılmaz’ın da bir konuşma yaptığı toplantıya, Koceli Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda görevli Nizam Şen de belediyenin; il merkezi, ilçeler ve köylerde yaptığı hizmetleri görsel materyalle anlattı.
Doğrusu herkesin arka taraftaki otobandan gelip geçtiği İzmit’in çehresinin bu kadar değiştiğini gözlerimle görmesem ve izlemesem inanmam mümkün değildi. İzmit ve civarının böylesine değişmesini, CHP’li zihniyetler kıyamete kadar rüyasını bile göremezlerdi. Eğer görebilselerdi, rüyalarında gördüklerinin bile mutlaka rantını hiç çekinmeden yerlerdi.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ve ekibi tam bir çılgınmış hakikaten. “Hakka giden yol halka hizmetten geçer” diyen ve “Çalışınca oluyor” sloganıyla hizmette sınır tanımayanlar, Türkiye’nin kaymağını yiyen malum “tersiz” ve “emeksiz” imtiyazlı çevrelere göre akıl sağlıklarını yitirmiş insanlardır. Başta CHP’li zihniyetler böyle düşünmekte, onların suyundan giden diğerlerini saymaya gerek yok.
Ben de Genç Müsiadlılara; yakın tarih başta olmak üzere çeşitli konularda hızlı bir kitap okuma kampanyası başlatmalarını, iş yerlerindeki ve evlerindeki süs eşyalarının yerini, kitaplarla doldurmalarını; yaptıkları, yapacakları, verdikleri ve aldıkları sözleri, yazılı hale getirmelerini, ARGE’ye önem vermelerini, ön yargısız ve peşin hükümsüz, herkesle diyalog kurmalarını, kendilerini inandıkları gibi ifade etmelerini tavsiye eden bir konuşma yaptım.
“İyilerin gücü birleşmeden, kötülerin fırtınası dinmeyecektir” İşte yaşadıklarımız ortada. Ülkemizin gelişmesi, insanımızın huzur ve güvene kavuşması için Müsiad ve benzeri kuruluşlarımıza büyük ihtiyaç var. İyiler öksürürse, kötüler bitkisel hayata girer. Yeter ki, birlikte öksürmeyi bilelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi