Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Şeyh Tayyip

Şeyh Tayyip

Mübarek, hasta yatağından yeni Ezher şeyhini jet hızıyla tayin etti. Bu açıdan Mübarek'in şanına ve lakabına bir de 'maşallahı' eklemek lazım gelir. Yeni Ezher şeyhi için dedikodu borsasında birçok isim telaffuz edildi. Bunların başında da Karadavi geliyordu. Son sıralarda Karadavi her makam için aday gösterilir oldu. Adeta joker. Galiba kaht-ı ricalden olsa gerek hangi makam boşalırsa boşalsın bir defa adaylar listesinde Karadavi boy gösteriyor. Bu Karadavi açısından iyi olsa da Müslümanlar açısından kötü bir durum. Sağdan baksan Karadavi ve soldan baksan yine Karadavi gözüküyor. Pekala, Müslümanlar başka adam yetiştiremediler mi? Bir başka aday da Mısır Müftüsü Ali Cum'a idi. 46'ıncı Ezher şeyhi için aslında en şanslı aday Ali Cum'a gösteriliyordu. Zira 1952 yılından beri boşalan Ezher şeyhliğine Mısır müftüsünün getirilmesi teamül olmuştur. Bu teamül Ali Cum'a ile bozulmuştur. Pekala, neden Ali Cum'a olmadı? Teknik nedene göre, Ali Cum'a'nın Ezher'e sonradan intisap etmesidir. Ticaret fakültesini okumuş ve daha sonra doktora seviyesinde Ezher'e intisap etmiş. Bundan dolayı Ezher'i temsiliyeti nakıs olarak değerlendiriliyor. Bu teknik gerekçe galiba gerçeği aksettirmiyor. Gerçek nedeni, Ali Cum'a'nın biraz daha gelenekçi ve belki biraz daha şahsiyetli olmasıdır. Her ne kadar bazı ramazanlarda orucunu lions veya rotary kulüplerde açsa da esasında Ezherlileri az çok temsil ediyor. Bundan dolayı galiba adı çizildi. Elbette başka adaylar da vardı. Lakin Mübarek ale-'l acele ve hasta yatağından Ahmet Tayyib'i yeni Ezher şeyhi olarak atadı. Bu jet seçimde acaba hangi özelliği kriter alındı?

Arap basınına bakacak olursanız bazı kayda değer özellikleri var. Bunların en başında aydınlanmış bir Ezherli olması ve onun ötesinde yeni dini söyleme yatkın olmasıdır. Yeni dini söylem, aslında 11 Eylül reçeteleri anlamına geliyor. Bu bağlamda, Ahmet Tayyip, Ezher rektörü iken, 2006 yılında Müslüman Kardeşlere mensup Ezherli talebeler maskeli bir biçimde karate ve benzeri oyunlar sergilemişler ve bu da rejimin öfkesini kabartmış ve celp etmişti. Bunun sonucunda birçok öğrencinin okulla ilişiği kesilirken bazıları da tutuklanmıştır. O dönemde Ezher rektörü olan Ahmet Tayyip bu savaş oyunlarını ve gösterileri, terör gösterileri olarak tanımlamış ve buna kalkışan talebeleri de 'terör milisleri' olarak suçlamıştır. Bundan dolayı da yeni Ezher Şeyhi Ahmet Tayyip Müslüman Kardeşler muhalifi olarak biliniyor. Bu dönemde de Mübarek rejimi için en önemli muhalefet odağı ise Müslüman Kardeşler. Ve Muhammed Bedii'nin seçilmesinden sonra İrşad Bürosunun ileri gelenlerinden birkaç üye gözaltına alınmıştı. Yeni veya sekizince Müslüman Kardeşler Mürşidi Muhammed Bedii döneminde rejim İhvan'la yeni bir hesaplaşma içine girmiş ve Bedii ve yeni yönetimin Seyyid Kutupçu imajından yararlanmak ve yeni yönetimi köşeye sıkıştırmak ve sindirmek isteyen Mübarek yönetimi harekete geçmiş ve ön saflarda önemli tutuklamalar yapmıştır. Ahmet Tayyib'in seçilmesi de bunu perçinler bir adım olmalıdır. Esasında matruş bir görüntüye de sahip olan yeni Ezher Şeyhi Ahmet Tayyib, Katar'ın Şeriat Fakültesi eski Dekanı Abdulhamid El Ensari gibi şahsiyetleri hatırlatmaktadır. Bunlara pekala 11 Eylül rejimi hocaları denebilir.

Bu haliyle yeni Ezher şeyhi gideni aratmayacaktır. Son dönemlerde sakalsız Ezher şeyhlerinden birisidir ve bu da okurların dikkatinden kaçmaktadır. Kendisine kısaca 'Şeyh Tayyip' diye hitap ediyorlar. Evet, eskisini aratmayacağı söylenebilir. Eskisinin seçimi ise 3 ayı almıştı. Şeyh Cadu'l Hakk'ın yerine seçilmişti. İlginçtir, Ezher şeyhliği için adı geçen Karadavi, eski Ezher Şeyhi Muhammed Seyyid Tantavi ile dostluğunu ve öğrencilik arkadaşlığını anlatıyor. Aslında anlattığı tabloda güzel insani değerler de var. Karadavi'ye sadakati ve hapis günlerinde ailesiyle birlikte kendisine yardımcı olması ve ilmine hürmeti vesaire. Karadavi onun özellikle de tefsir alanında kendisinden daha yetkin ve iyi olduğunu itiraf ediyor. Bununla birlikte, şahsiyet ve karakterindeki az gelişmiş diğer bazı özellikleri bu güzel hasletlerini gölgelemiş. Bazı hususlarda çok çabuk öfkelenmesi ve devlet ricali karşısındaki pasifliği ve edilgenliği onun kimyasını bozmuştur. Kitap ve Sünnette Beni İsrail adlı çalışmasına ve bürosunda Kubbetü's Sahra maketi bulundurmasına rağmen zaman zaman Şimon Peres gibilerin önünde ve zaman zaman da Sarkozy gibilerin karşısında bükülmüş ve eğilmiştir. Karadavi onun tefsir alanında başarılı olduğunu lakin fıkıh ve fıkhiyyat alanında isabet edemediğini ve birçok isabetsiz ve tartışılır fetvalar verdiğini hatırlatmıştır. Başbakan Erdoğan'ın da ödül aldığı Faysal ödülleri dağıtım törenlerine katıldıktan ve tanklık ettikten sonra havaalanında fenalaşmış ve ardından da hakkın rahmetine kavuşmuştur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi