M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

CHP zihniyetiyle çelişen tavırlar

CHP zihniyetiyle çelişen tavırlar

İnancımızda; “sizin hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde hayır vardır” prensibini biliyorsunuz.
Bir de, “olanlara eyvah çekerek üzülmeyip, kazanımlara da sevinip şımarmadan” ibret alıp ders çıkarmak prensibini de.
Olayları değerlendirirken bu gerçekleri gözden uzak tutmamak gerek.
Dolayısıyla Baykal’ın istifası iyi mi oldu, kötü mü oldu, bunun değerlendirmesine girmeyeceğim.
Ama tahminim, Türkiye’de siyaset rüzgarının daha sert eseceği ve çizgisinin çok farklılaşacağı yönündedir.
***
Baykal’ın istifasından sonra CHP’nin geleceğini belirlemek, elbette partinin iç sorunudur.
Ama Türkiye’yi ve Türkiye’de yaşayan insanları dolaylı olarak etkileyeceği için bu sorun bizi de ilgilendiriyor.
Önce şunu belirtelim:
Demokrasilerde oyla seçilen liderler, yine oyla gitmelidir.
Askeri darbeler ve ihtilaller, bu yüzden antidemokratiktir, asla tasvip edilmez.
Bugüne kadar parti içindeki rakiplerini kurnazca manevralarla devre dışı bırakan Baykal’ın Genel Başkanlıktan bu şekilde çekilmesi, hiçte demokratik olmamıştır.
Keşke, müteveffa İnönü gibi demokratik yoldan indirilmiş olsaydı!
Baykal için bu çekilmenin adı; “darbe” dir.
Ama bu darbe, CHP’nin içinden mi yoksa dışından mı yapılmıştır, bunu zamanla öğreneceğiz.
Baykal’ın giderayak malum kaset’in doğruluğunu veya yanlışlığını açıklamak ve kamuoyunu ikna etmek yerine, başkalarını suçlayarak asıl konuyu gizlemesi, hepimizi şaşırtmıştır.
Baykal, burada da iyi bir sınav vermemiştir.
Hesabı tutacak mı, bunu zaman gösterecek.
***
Oysa Baykal, partisini ayakta tutan anlayışa ters olmayan bir tarzla başına gelenleri tararftarlarına inandırıcı bir dille anlatsa ve yaşadıklarını savunabilseydi, bence daha ilkeli davranmış olurdu.
Muhtemelen, CHP’ye gönül veren “ilerici, çağdaş, modern” düşünceli insanlar da bu anlayışı içlerine sindirebilirlerdi!..
Şunu anlarım.
İslamî duyarlılığa sahip ve fakat CHP’lilere göre “mürteci, yobaz ve muhafazakâr” kesim için bir erkekle bir kadının nikah dışı ilişkileri “günah”tır ve dince kabul edilebilir bir şey değildir!
Çünkü onlar, dini değerleri her şeyden üstün görürler.
İslam ahlakının toplumda hakim olmasını isterler.
Ailenin kutsallığını ön planda tutarlar.
Zaten onları “gerici” yapan da bu özellikleri değil mi?
Bu durumda, CHP anlayışının ortaya koyacağı tavır farklı olmalı diye düşünüyorum.
Yani, dini değerleri laikliğe aykırı bulan, İslam ahlakı yerine batı ahlakının toplumda hakim olmasını isteyen, Allah’ın emri ve Peygamberin kavli ile kurulan aile kutsallığını dogmatik düşünce olarak niteleyen insanların savunduğu bir zihniyet için, bu kaset içeriğinin çok da fazla bir önemi olmasa gerek!
Sadece bir örnek vermem yeterli olur sanırım.
Hatırlayın, okullarda okutulacak “Ahlâk Bilgisi” müfredatı gündeme ilk geldiğinde, CHP’liler “İslam ahlâkı” verilmesine karşı çıkmış, batının “Yunan ahlâkı”nın ders olarak okutulmasını savunmuşlardı.
Kısaca, İslam ahlakını ve dini değerleri “tehdit” unsuru olarak gören zihniyet sahiplerine göre, bu kaset içeriğinin korkulacak bir tarafı olmamalı!...
***
Örneklerini çok gördüğümüz kadarıyla CHP anlayışı; “modern dünya”da normal sayılan bu tür “çağdaş” ilişkileri rahatlıkla tolere edebilecek noktada bulunuyor.
Bu açıdan sayın Baykal, -eğer gerçekse- kasette yer alan görüntülerin benzerlerinin her zaman ve her yerde yaşana geldiğini, pek çok filme konu olup herkesçe seyredildiğini, televizyon dizilerinde sergilendiğini anlatıp bunun “çağdaş dünya”mızda yaşanan “modern hayat”ın bir parçası, hatta bunun “ilerici” olmanın bir gereği olduğunu söyleyebilirdi.
Böylece, temsil ettiği siyasi geleneğin tolere edebileceği ve içselleştirebileceği bir tavır sergileyebilirdi.
İlkeli ve tutarlı davranmayarak olayı dürüstçe savunmak yerine, başkalarını suçlayarak işin içinden sıyrılmaya çalıştı.
Bu suçlamalar, karşı suçlamaları da beraber getirecektir.
Sanırım Baykal’ın istediği de budur!
Yani, silahları elinden alınmış mağdur ve mazlum rolüne bürünerek zevahiri kurtarmak ve bu kavgadan kurultay, referandum ve genel seçimler öncesi partisine siyasi prim sağlamak.
İktidar bu tuzağa düşerse, Baykal amacına erişmiş olacaktır.
Nitekim Başbakan durmadı, zehir zemberek bir açıklamayla Baykal’ın ekmeğine yağ sürdü.
Acı tatlı her olaydan siyaset üreten, bizden başka bir millet dünyada var mı acaba!?..

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi