Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

“Ah dede vah dede...”

“Ah dede vah dede...”

“Sen neymişsin sen...”
Öyle de bir türkümüz var...
Torunlar mahir olan dedelerine “ah dede vah dede” derlermiş...
Ama bu dede o dedelerden değil.
Cem ayinlerinin dedesi!..
Sözde ailesi Peygamber soyundanmış da, kendisi bir vakit olsun bile alnı secdeye gitmez. Döner, dolanır cem ayini edebiyatları ile işi tatlıya bağlar.
Nasrettin Hoca felsefesi, göle maya atınca gerisi kolay.
Ya tutarsa!
Adına da din diyorlar.
Ne dini ise?
Kitabı, peygamberi, mabedi?!.
Her dinin hem kitabı, hem peygamberi, hem de mabedi var ama bu dedeliğin öylesi bir derdi yok. Efendim peygamber soyundanmışlar da, şişenin dibine öylesine vurdular mı ayakta duracak halleri kalmaz..
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu erenler?
Cehaletin değişmeyen nakaratı, çek çek sonu gelmez.
Hatta bu arenada yükselirsin bile...
Bize sadece sömürünün bir yönünü anlattılar, oysa ki cehalet adına yapılan sömürü hepsinden beterdir. Ekonomi sömürüsü gider ama cehaletin dayandığı “din sömürüsü” kutsandığından kolayına gitmez.
Dedeyim dedin mi baş köşeye oturtulursun.
Başka da bir maharetinin olması gerekmiyor.
Kör cehalete cahil insanlar öylesine inanmışlar ki bir sefer olsun soyundan geldiklerini iddia ettikleri peygamberin kitabını açıp okusalar tüm yalanları karaya vuracak, yalandan yonttukları putlar yıkılacak da ne var ki nefis veya gelenek o tarafa kapı açmaya engel oluyor.
Kur’an “oku” dese de o kesim okumuyor...
Veya Allah Resulü ile onun sahabeleri olan Hz. Ali gibilerin secdede kalışlarında döktükleri gözyaşlarının mana ve önemini anlayabilseler, yalancıların mumu yatsıya kadar da yanmaz, hemen sönüverir...
Secdesiz Alevilik, kıblesiz dedelik nasıl oluyorsa!
Ah cehalet sen neymişsin sen.
Şüphesiz bu arenada Kur’an ve sünnet deyip de Hz. Ali’ye intisap edenlerle Ehlibeyt aşıklarına(Alevilerine) bir damla olsun bile sözümüz yok.
Sözümüz insanları çakma unvanlar adına kandıranlaradır.
O neyse de, asıl konumuz CHP gibi dedeliği devri aleminde yasaklayan bir partinin başına gel de bir dedeyi genel başkan yap. Yakıştı mı?..
Ah CHP... Bu hallere de mi düşecektin!
Mustafa Kemal, mezarından kalksa da kurduğu partinin kasetler savaşı sonrasında ne hallere düştüğünü bir görse.
“Dersim’de analar ağlamadı mı” diyenleri alkışlayıp da, Dersim’e gidince inkar edenleri, Mustafa Kemal kurduğu partinin başında genel başkan olarak görmek ister miydi acaba? Veya o kadar pahalı bir gömlek giyip, sonra da fakir fukara edebiyatına soyunanı...
Altı okun birisi de inkılaplar dedikleri şeyhler, dervişler, dedeler yasağı olmalı.
Şimdi bu yasak, Kılıçdaroğlu gibi bir dedenin genel başkanlığa Baykal sonrası soyunması ile delinecek mi, gerilecek mi?
Yoksa kendi yutar salkımı, ele verir talkını...
Madem CHP, dedeliği devrim kanunları adına yasakladı, o halde Kılıçdaroğlu’nun “bende dede terbiyesi var” demesi ne anlama geliyor?
CHP belki de bu aşamada dede terbiyesi alınca türbelere çaput bağlayacak, el öpecek, etek kuşanacak. Baykal’ı yatağında görüntüleyip sonra da tahtından düşürenlerle bir de telefona sarılıp “geçmiş olsun” dileklerini yineleyen muhteremlere soralım.
Ne dersiniz, bu dede nasıl dede?


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi