Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Deccal üssünden kovuluyoruz

Deccal üssünden kovuluyoruz

Etrafı seyrederek Ben Gurion Havaalanına doğru ilerliyoruz. Ben Gurion Havaalanı Tel Aviv yakınlarında. Giderken Remle yakınlarından geçiyoruz. ‘Remli’ isminde İslâm tarihinde çok sayıda alim var. Alim ocağı bir yer. Arzda ve satıhta İsrail’in üstünlüğünü gösteren hiçbir şey göremiyorum. Çölü yeşillendirdikleri söyleniyor. Zaten Filistin bereketli topraklar. Aksine, Kur’an ifadesiyle onlar harsı yani ekini (modern anlamda kültürü de)ve nesli de bozar ve mahvederler. Gerçekten de öyle olmuştur. Mısır’ın ve ardından dünyanın tarımını mahvetmişler ve Mısır’ın eski tarım bakanı Yusuf Vali ile işbirliği sayesinde toprağı bereketsizleştirmişler ve tohumları da kendileri gibi ebter/soysuz hale getirmişlerdir. Hilkat garibesi GDO’lu besinler de onların ürünüdür. El attıkları ürünlerde Deccal etkisi gösteriyorlar. Yiyeceklerin genetiğini bozuyorlar. Bu harsı bozmak değil midir? Bundan dolayı Bi’r Seb’a’da bize takdim edilen biber ve benzeri yiyecekleri eline alan Kahramanmaraşlı Nuri Yıldız, ‘Bunlar GDO’lu besinler ve yiyecekler’ diye tutsaklara gösteri yapıyordu.
Etrafa dalmış bir biçimde seyrede seyrede finale doğru geliyoruz. Ben Gurion Havaalanına doğru yaklaştığımızda bir belde ismi dikkatimden kaçmıyor. El Lud olarak geçen belde hadis kitaplarından tanıdık bir yer ismi. Hadislerde daha ziyade Lüd Kapısı (Babu’l Lüd) olarak geçiyor. Bunu Lut Gölü veya Ölü Deniz ile karıştırmamak gerekir. Daha sonra geçtiğimiz bu yeri uçakta arkadaşlara izah ediyorum. Lud mevkii birçok hadis mecmuasında geçen bir yer adı. Hazreti İsa’nın Mesih olarak Deccal’ı yani sahtesini burada yakalayacağı ve yok edeceği ifade ediliyor. Esasında, Hazreti İsa’nın Mesihliği tartışmasız olsa da keyfiyeti veya mahiyeti tartışmalıdır. Eskiden kral olanlar yağlanırlar ve kraliyet tacını giyerken yağla mesh edilirlerdi. Bundan dolayı Yahudiler Hazreti Mesih’i Hazreti Davud’un soyundan bir kral olarak bekliyor ve mesh edilerek başlarına ve tahta geçmesini bekliyorlardı. Lakin Hazreti İsa ilk gelişinde mülkün değil melekütün (yerin değil göklerin) sultanı olduğunu ilan etti. Saltanatını manevi saltanat olarak tanımladı. Bundan dolayı da Yahudiler ona inanmak bir tarafa yüz çevirdiler ve Mesihliğini inkar ve reddettiler. Ve kendileri tasavvurundaki Mesih’i beklemeye devam ettiler. Ve bu bağlamda aralarından ‘İzmirli Mesih’ Sabatay Sevi gibi birçok Mesih müsveddesi türedi ve zuhur etti. Bununla birlikte, Mesih’in birçok anlamı daha vardır. Bazıları seyahatlerinden dolayı Hazreti İsa’ya Mesih dendiğini zira yeryüzünü mesh ettiğini söylemişlerdir. Ahirzamanda nüzülünü tasvir eden hadislere göre onun saçlarında adeta mesh edilmişlik vardır.
¥
Bir hikmete mebni olarak Hazreti İsa’nın misyonunun ikinci devresi İslâm içine demcedilmiştir. Bu onun Peygamberlik misyonuyla nüzül edeceği anlamına gelmiyor. Belki Mesih adına yolunu şaşırmış sürü ve koyunlara İslâmiyet adına manevi rehberlik yapacağı anlamına gelmektedir. Dolayısıyla ilk devresinde meleküt sultanı olan Hazreti İsa kendisini bu yüzden reddedenlere karşı mülk sultanı olarak geri döner ve nüzül eder. Bu defa bir nevi Yahudilerin beklediği dünyevi saltanata da haizdir lakin sahte Mesihlerin peşindeki Yahudiler imtihanı kaybetmişlerdir. Dünyayı sahte ve dünyevi Mesihlerin şerrinden temizlemeye ve kurtarmaya gelir. Bu defa onun dünyevi saltanatı Yahudilerin dünya adına kurduklarını yıkmakla eşdeğerdir. Bu durumda insan şöyle söylemekten kendisini alamıyor: El cezau min cinsi’l amel. Yani Allah Yahudilerin dünyaya düşkünlüklerini, dünya adına reddettikleri Hazreti Mesih tarafından cezalandırıyor. Elbette ki Hazreti İsa’nın nüzülü bu anlamda müteşabihattandır. Hadislerde Hazreti İsa’nın Şam’da Beyaz Minareye ineceği ve Kudüs’te bir sabah namazını Mehdi’nin arkasında kılacağı ve Babu’l Lüd’de ise anti Mesih’e yani Deccal’e yetişerek onu yok edeceği rivayet edilmiştir. O alandan geçerken ben de heyecanlandım ve gezimizin sırlarından birisinin de Deccal üssünden kovulmak olabileceğini düşündüm. Zira Vakit dağıtıcısı Nurhan’ın rüyasında da sanki buna işaret vardı. Ve gerçekten de Ben Gurion Havaalanı tamamen Lud bölgesi sınırları içinde yer alıyor. Biz de tahliye edilmek üzere hadislerde Deccal mevkii veya üssü olarak anılan mekana getirilmiştik. Burada birçok arkadaş da ayrıca eziyet çekmişlerdi.
¥
Nevvas b. Sem’an (Radıyallahu Anh)’dan rivayetle Hz. Peygamber (S.A.V) şöyle buyurmuştur: “…Sonra o (deccal) yetişkin gençlik dolu birini çağırır, onu vurup iki parça halinde keser de parçaları bir ok atımı mesafesi kadar birbirinden ayırır. Sonra Deccal, parçaladığı genci çağırır, o da hemen yüzü parıldayarak ve gülerek yönelir, gelir. Deccal bu işle meşgul bulunduğu sırada, Allah birdenbire Meryem oğlu İsa’yı gönderir. O da Dımeşk’in doğu tarafındaki beyaz minareye, her boya ile boyanmış iki parça elbise içinde ve ellerini iki meleğin kanatları üzerine koymuş vaziyette iner. Başını aşağıya eğince su damlatır. Yukarıya kaldırdığı vakit de ondan iri inci tanesi gibi duru ve güzel bir su iner. Artık hiçbir kafir için onun nefesinin rüzgarını diri olduğu halde bulması mümkün olmaz. Onun nefesi de gözün göreceği yere kadar ulaşır. Müteakiben İsa, Deccal’i arar ve sonunda onu Beytü’l-Makdis’e yakın bir yer olan Babu’l-Lud denilen yerde yetişerek öldürür. Sonra İsa’ya Allah’ın Deccal’ın şerrinden korumuş olduğu bir kavim gelir. İsa onların yüzlerine eliyle dokunup mesh eder ve onlara cennetteki derecelerini söyler…”


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi