Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Prof. Dr. Namık Açıkgöz

Muğla Şâhidi Camiinde Ramazan

Muğla Şâhidi Camiinde Ramazan

Medeniyet merkezi şehirler vardır. Büyük medeniyetlerin omurgası o medeniyet merkezlerinde oluşur. Elbette taşradan etkilenmenin önemi inkâr edilemez fakat taşradan gelen kültür unsuru, medeniyet merkezlerinde “ortak davranış potası”nda yeniden şekillenerek kamuoyuna mâl olur.
İstanbul da böyledir. Orada olgunlaşan her şey bir medeniyet unsuru olarak kültür tarihi oluşturur. Tabiri câizse, durum “İstanbul’da pişer; bize de düşer” durumudur.
Diğer kültür alanlarında olduğu gibi Ramazan kültüründe de, bir “İstanbul merkezlilik” vardır. Bütün Ramazan ayı boyunca, gündemde olan hep İstanbul Ramazan akşamlarıdır. Toplu iftarlar... Sultanahmet Meydanı... Eminönü... Eyüp Sultan... Haberlerin çoğu bu merkezlerdendir ve bu son derece tabiidir de...
Ama ben merak ediyorum. Meselâ İzmir, Ankara, Erzurum, Konya, Bursa, Diyarbakır, Van, Ağrı, Trabzon, Edirne gibi şehirlerimizde Ramazan nasıl geçiyor ve Ramazan akşamları millet iftarlarını yapıp teravihlerini kılıp televizyonların başına mı geçiyorlar?... Buralarda ve diğer şehirlerimizde Ramazan füyuzâtı nasıl yaşanıyor?
Başka şehirleri bilmiyorum ama Muğla’da bu sene Ramazan füyuzâtını bizzat yaşamak için, bir grup aydın ve Muğla Müftülüğü el ele vererek güzel faaliyetler gerçekleştirmeye koyuldular.
Muğla Müftülüğü ve bir grup aydının bir araya geldiği Menteşe Grubu, Ramazan boyunca Muğla’da 11 faaliyet gerçekleştirmek için kolları sıvadı ve bir yandan da planlanan faaliyetleri hayata geçirmeye başladı.
Türkiye’nin şehir seviyesinden aşağıda tek yaylası olan Muğla Karabağlar Yaylası’nda camiler var. Bazıları zamanla terk edilmiş ve bazıları da yıkılmaya yüz tutmuş. Son zamanlarda tamir edilen bazı camiler de ibadete açılmış.
Karabağlar Yaylası’nda camiler sadece bir ibadethane değil; aynı zamanda yaylaya göçenlerin bir araya geldikleri mekânlar. Her birinin yanında mutlaka bir kahvehane de var. İşte bu Ramazan’da bu camilerin bahçelerinde, her hafta Pazartesi akşamları, Teravih sonrası sohbetler edilecek. Sohbetlerde çoğunlukla akademisyenler konuşacak. Böylece Karabağlar Yaylası, bereketi ve serinliği ile beraber, Ramazan füyuzâtı ile de gündeme gelecek.
Bitmedi...
Her hafta Perşembe akşamı, Teravih namazından sonra, Batı Anadolu Mevleviliğinin en önemli ismi olan Şâhidî’nin türbesinin de bulunduğu Şahidî Camii bahçesinde sohbetler var.
Gene bitmedi...
Her Cuma akşamı, Teravih namazından sonra, Muğla’nın en gözde tarihî mekânı olan Yağcılar İşhanı’nda geleneksel Türk müziği konserleri var. Gerçekten mükemmel ve “süzme” bir konser serisi olacağı teminatını, şimdiden verebilirim. Çünkü, sanatçılar son derece nitelikli ve müzik konusunda hassas icracılar.
Kısacası, bu Ramazan’da Muğla, Ramazan füyuzâtını, birbirine paralel 3 ayrı dizi program ile dolu dolu yaşayacak...
Daha doğrusu yaşamaya başladı bile...
Perşembe akşamı, Teravih namazından sonra fakir, Şâhidî Cami bahçesinde, Şâhidî’nin bir şiiri etrafında sohbet ederek elinden geleni yapmaya çalıştı.
Şâhidî Camiindeki sohbet halka duyurulduğu için, o akşam bütün mahalleli ve konuya ilgi duyan uzaktan yakından herkes camiyi doldurmuştu. Muğla akşamı, birbirine yakın camilerden yükselen Salat-ı Ümmiye sesleriyle süslenirken, bu seslere cırcır böcekleri de eşlik ediyordu. Elbette, Teravih namazlarının vaz geçilmez figürü, çocukların masum yaramazlıkları arasında Teravih bittikten sonra, herkes bahçede hasırların üstüne veya sandalyelere oturdu. Müftü Bey’in kısa konuşmasından sonra fakir, Şâhidî Hazretlerinin 5 beyitlik bir gazelini şerh etti. Sonra mütevazı bir ikrama geçildi. Az önce muziplikleriyle gördüğümüz yavrucaklar, ikram hizmetinde âdetâ yarış ettiler. O yavrucaklar, o akşam yıllar sonra anlatacakları hatıra hazinelerini zenginleştirmiş de oldular. Mahalleli hanımlar, erkekler, gençler, orta yaşlılar, o akşam cami bahçesini doldurdular ve alışılmışın dışında bir Ramazan akşamı geçirmenin tadını ve bereketini yaşadılar.
İlki geçen yıl gerçekleştirilen bu tür faaliyetlerle, üniversite ile cami, sivil bir oluşumla bir araya gelmiş ve aydınlar Ramazan bereket ve füyuzâtını halk ile paylaşmış oldu.
Demek ki, medeniyet merkezleri Ramazan’ı idrak ederken gündemi de belirliyorlar ama taşrada da yapılacak olan iyi şeyler olabilirmiş.
Darısı diğer şehirlerin başına...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Namık Açıkgöz Arşivi