Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Sart'ların kaderi

Sart'ların kaderi

Sofya'da Nedim Gencev 'hortlağı' yeniden ses vermeye başladı. Veya onun gibi sabık komünist müftüler küllerinden yeniden doğuyor. Kosova'da ise Tito döneminden kalma yasaklar yeniden avdet ediyor ve okullara başörtüsü yasağı getiriliyor. Ne Bulgaristan komünizm dönemindeki eski Bulgaristan ne de Kosova Tito döneminin Kosovası. Öyleyse neler oluyor veya niçin böyle oluyor? Her ikisinde de Batı yanlısı rejimler var. Kosova, Amerikalıların vesayeti altında. Bulgaristan ise AB'nin yeni ve çiçeği burnundaki ortaklarından. Lakin her ikisinde de İslam'a karşı komünizm dönemindeki yasakların hortlamasına şahit oluyoruz. Elbette ki bu ülkelerde kiliseye ve değerlerine dair bir kısıtlama yok. Ama mesele İslamiyet'e gelince eski uygulamalar tekerrür ediyor ve yeniden hortluyor. Neredeyse yeni Garp ve uyduları eski şarkın yani SSCB'nin ve uydularının yerini almış durumda. Aynı durumu yaşayan Tacikistan gibi ülkeleri peki hangi kefeye koymalıyız? Başörtüsü yasağında ısrar eden ve belki de eski bir siyasimiz gibi 'Arabistan'a gitsinler' diyen İmamali Rahmanov'u hangi kefeye koyacağız? Komünizm kalıntısı mı, yoksa post modern yasakçı mı? Bilindiği gibi bir zamanlar belki de el'an,-geçmişte Tacikistan'la aynı kara ve toprak parçasını paylaşan- Özbekistan'da İslam Kerimov yönetimi de özellikle de kamusal alanda başörtüsü yasağı uyguluyordu. Şimdiler de yasakla alakalı olarak güncel akisler yok. Acaba yasakçılar uslandılar mı? İslam Kerimov, adı bütün heceleriyle İslam'ı çağrıştırıyor. Lakin uygulamaya baktığınızda bambaşka bir manzarayla karşılaşıyordunuz. Tacikistan da öyle. İmamali Rahmanov gibi tumturaklı bir adın sahibi başörtüsü yasağıyla birlikte anılıyor. Bir zamanlar Tunus da böyle idi. Yine isminin bütün heceleri İslam'ı hatırlatan Zeynelabidin Bin Ali de kamusal alanda ve üniversitelerde başörtüsü yasağı uyguluyordu. Lakin bugün rejim eski uygulamalarından veya keskinliklerinden ricat etmiş ve dönüş yapmış ve başörtüsü serbest kalmıştır. Lakin Stalinizmin son kalesi olarak Tacikistan'ın yoluna devam ettiğini görüyoruz.

Hem Tunus hem de Tacikistan Nahda hareketleriyle anılan ülkelerdi. Her ikisinde de Nahda hareketi çeşitli baskı ve manevralarla çökertildi. Tacikistan'a dönecek olursak; esasında geçmişte Özbeklerle birlikte yaşıyorlardı. Dolayısıyla Özbekistan'ın bir parçası idiler. Her ne kadar Farsça konuşsalar da Tacikler, Özbek halkı ile kaynaşmış ve bir bütün haline gelmişlerdi. Hatta ikisine birden 'sart' diye hitap ediliyordu. Uluslaştırma kampanyası ve sürecinde Özbekler, Kazaklar ve Kırgızlar birbirlerinden koparıldıkları gibi keza imtizacen tek bir millet haline gelen 'sart'lar veya Özbek veya Tacikler de sonunda birbirlerinden ayrıştırıldılar. Tacikistan ücra bir köşede olmanın da avantajını yaşayarak Enver Hoca'nın başına buyruk ve dünyadan kopuk uygulamalarını sürdürüyor. İmamali Rahmanov kafayı sosyal mekanlarda İslami kıyafetin artmasına takmış. Kadınların kapanmalarını ve tesettüre bürünmelerini İslam'ın aşırı yorumunun yayılması olarak görüyor ve bu yönde halkını uyarıyor. Komunizm döneminde SSCB'de Ramazanlar ateizm etkinliklerinin tavan yaptığı dönemler olurdu. Şeytanlar bağlanır ama Komünist Parti onların yerini alarak icra-ı faaliyet yapardı. İmamali Rahmanov da o günlerden kalma alışkanlıklarını sektirmeden uyguluyor. Tacikistan Milli Üniversitesi'nde öğrencilere hitap eden Rahmanov genç kızların milli kıyafetleri terk ederek 'yabancı ve yaban kıyafeti' giymelerinden ve başlarını kapatmalarından yakınıyor. Özellikle genç bayanların başka ülkelerin kıyafetlerine özendiklerini savunuyor. Bu da aslında bize 28 Şubat kalıntısı bir liderin 'başörtülüler Arabistan'a gitsinler' sözlerini çağrıştırıyor. Kızlardan bu ülkeye teşekkür etmelerini ve kendi kültür ve medeniyetlerine minnettar olmalarını isteyen İmamali, Türkiye'deki siyasetçi gibi: "Aksi takdirde onları beğendikleri ülkelere göndermekte bir an bile tereddüt etmem" demektedir (http://www.almesryoon.com/news.aspx?id=38282). Bu konuşmasını 25 Ağustos (2010) tarihinde yani Ramazan ayının tepe noktasında yapan İmamali Rahmanov dışarıda çocuklarını dini mekteplerde okutan ailelere de çağrıda bulunarak; 'aşırı dindar' yetişmelerinin önünü almak için çocuklarını bu okullardan çekmelerini istiyor. Ayrı düşseler de sart'ların kaderi hiç değişmiyor hatta aynı görünüyor. Tacikistan ile Özbekistan aynı nakaratı tekrarlıyor gibiler. Ayrılsakta beraberiz! Buna ne şüphe!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi