Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

İki Darbe Arasında

İki Darbe Arasında

Mutlaka sinema filmi yapılması gereken bir kitap. Eğer hâlâ okumamışlar varsa, bence bütün işlerini güçlerini bırakıp bu eseri okumalılar. Ben de çok geç kalmışım okumakta. Bayramda ancak okuyabildim.
Kapı Yayınları’ndan çıkan eser, “İki Darbe Arasında” adını taşıyor. Yazarı ise; fikir, sanat ve edebiyat dünyamızın önde gelen isimlerinden Prof.Dr. İskender Pala.
Dünyanın ve Türkiye’nin saygın çevrelerince tanınan, sevilen, sayılan, okunan, takdir edilen, yazdıkları ve konuştukları güvenilir kaynaklar olarak gösterilen İskender Pala, “İki Darbe Arasında” adlı eseriyle, Deniz Kuvvetleri’nde yaşadıklarını anlatmış.
Beynelmilel filminin yönetmeni Sırrı Süreyya Önder mi olur, Sinan Çetin mi olur, bu eseri okuyup mutlaka sinemaya aktarmalılar. Türkiye’ye insanlık armağan etmek isterlerse bu işi yapmalılar. Çünkü eserde yaşanılanlar öyle bir sinema diliyle anlatılmış ki, kitapta bir tek kameraman ve yönetmen eksik. Neredeyse her on sayfada bir; “Yok canım, olamaz, bunların birçoğu yanılma ve yanlışlıkla yapılmıştır” demekten kendinizi alamazsınız.
Mesela küçük bir örnek vereyim. İskender Pala bir gün görev yaptığı okulun ikinci katında şöyle bir levha görür. Bu örneği verirken Sayın Pala’dan özür dilerim ama kendisi de kitabına almış. Okulun ikinci katında şöyle bir levha asılıdır: “II. KAT TUVALETLERİ Temizlik Sorumlusu Dr.Kd.Ütğm. İskender PALA”
İskender Pala; yalan yanlış yazacak karaktere sahip olmayan son derece dürüst, dürüstlüğünden de asla taviz vermeyecek bir süt ve mayaya sahip insandır. Bu yüzden her yazdığının ve her söylediğinin doğru olduğuna bütün kalbimizle inanmalıyız.
Akla şu gelebilir: “YAŞ mağduru bir tek İskender Pala mı ya da Sayın Pala’nın yaşadıklarını yaşayan yüzlerce subay, astsubay var.” Evet, doğru. Belki daha kötülerini yaşayanlar oldu. Onlar da yazıldı çizildi, kitaplaştırıldı ama İskender Pala; edebiyatçı, hikâyeci, romancı ve şair kimliğiyle yaşadıklarını çok akıcı ve sade bir dille anlatmış.
Bir örnek daha vermek isterim. İskender Pala, eşinin başörtülü olması nedeniyle birlikte pek sokağa çıkmazlar. Hanımefendi ikinci çocuğa hamiledir. Sayın Pala, bir tatil günü eşiyle birlikte hem Deniz Kuvvetleri”nin matbaasındaki bir işi için hem de Heybeli’deki askeri tesiste yemek yemek amacıyla diğer çocuklarını da yanlarına alarak giderler.
Masalarına otururlar, askeri garsonlar gelip siparişlerini alır. Fakat siparişler bir türlü gelmek bilmez ve ayrıca yanlarına da hiçbir garson gelip gitmez. Herkes yemeğini yerken bunlar masada bekler. Yemeklerini yiyen diğer subayların gözleri Pala ve ailesinin üzerindedir. Karı-koca ve yanlarındaki çocuklarıyla adeta uzayda yapayalnız kalmış gibidirler.
Biraz sonra İskender Pala’yı gazinonun yetkili subayı yanına çağırır ve şöyle der: “İskenderciğim, ne olur kusura bakma, benim evimde istediğin kadar kal, misafirim ol, ama burada kalma, çünkü yukarıdan gelen emir gereği eşin başörtülü olduğu için sana burada hizmet veremeyeceğiz. Ben de emir kuluyum” gibi laflar eder.
Meselenin detayları kitapta daha geniş anlatılmış, ben size sonunu söyleyeyim. Meğer İskender Pala’nın gazinodan çıkarılma sebebi şuymuş:
Bölgede görev yapan daha üst bir subayın kızı, arkadaşlarıyla gazinoya gelmiş. Bir bakmış ki, içeride başörtülü bir bayan ve subay oturuyor, arkadaşlarına dönmüş; “Bakın” demiş, “Ben şimdi şu başörtülü hanımı ve kocasını nasıl dışarı attırıyorum.” Hemen babasını aramış, babası da gazinonun yetkilisini arayıp, dışarı çıkarılmalarını emretmiş.
Eminim bu yaşananlara da “Olmaz, olamaz” diyenler çıkacaktır. Daha bunlar ne ki? Diğer hadiseleri yazmaya yüreğim yetmedi. Kısacası; karıncayı bile incitmekten korkan bir ruha sahip İskender Pala bu acıya dayanabildiyse, sırtını yasladığı tek güç imanı olsa gerek.
Eser hakkında bilgi için; Kapı Yayınları, (0212) 513 34 20


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi