Serdar Arseven

Serdar Arseven

Kemal Efendi’yi anlıyoruz da... Bahçeli’nin derdi ne!..

Kemal Efendi’yi anlıyoruz da... Bahçeli’nin derdi ne!..

CHP’nin derdini anlıyoruz...
Kılıçdaroğlu açılım yapmak istese de “genetik miras” buna müsait değil.
“Ben CHP’lilerin içinde büyüdüm. Orada başörtülüye hayat hakkı tanımayan bir zihniyet hakim” diyen iri gazete yazarı haklı.
Oralarda yalnızca “merdiven silen”e yakıştırılır örtü.

CHP özgürlüklere takozdur.
AK Partililerin “çözüm” amaçlı ziyaretleri sırasında da “örtü serbestisi” görüşmelerinin içine “ıvır zıvır” mevzuların yer aldığı bir paket yerleştirmek suretiyle “evet” demiş oldu adamlar.
“Evet, biz hayra takoz partisiyiz!..”
Görüşmeden çıkan AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, CHP’lilerin önlerine başörtüsü meselesiyle uzaktan yakından alâkalı olmayan şartlar koyduklarını belirtti, “samimiyetsizlikleri ortada” dedi.
Ve.. “Bu işi sadece biz çözebiliriz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu “sözünün eri” olmaya davet etti...
Etti de... Ne çare, her olumlu adıma takoz olmak CHP’nin genlerinde var!..

Başlığa doğru geliyorum.
CHP öyledir de, ya MHP nedir?..
Biraz daha özelleştirecek olursak “Bahçeli” nedir?..
Tabanının kahire yakın ekseriyeti “örtülü” olduğu halde, yapının başındaki Bahçeli “özgürlüklerin önüne” niçin takoz koymaktadır?!..
Bahçeli “başörtüsüne özgürlük” meselesini her ele aldığında... Tıpkı CHP’liler gibi bir kayıt düşme ihtiyacını hissediyor:
“Başörtüsü özgürlüğü üniversitelerle sınırlı kalsın!..”

Bahçeli’nin zihni arka planını gözler önüne seren bir kayıt bu.
“Başörtüsü özgürlüğü üniversitelerle sınırlı kalsın”daki ısrar; “Başörtülü vekilimiz olmasın”daki ısrardır düpedüz!..
Başörtülü onmilyonların tek bir temsilcisi olmasın Meclis’te!..
Niçin?..
Bir hafta sonra ilan edilişinin bilmem kaçıncı yılını kutlayacağımız Cumhuriyet, kadına seçme ve seçilme hakkını vermedi mi?..
Kadının, kendisi gibi örtünen birini Meclis’e taşıma imkânı yoksa ve o haliyle seçilme imkânı zinhar yoksa...
Hak kağıt üzerinde olmuş ne, olmamış ne!..

Bahçeli’den devam edelim.
Sayın MHP Genel Başkanı’nın “başörtüsü özgürlüğü üniversitelerle sınırlı kalsın” ısrarı, “Nesrin Ünal nasıl oldu da başını açtı?” sorusuna da cevap oluşturuyor; değil mi?..
O gün orada, Merve Kavakçı’nın onurlu mücadelesine destek verilmesi halinde bu mesele halledilecekti.
Lâkin... Bugün güç bela “başörtüsü özgürlüğü üniversitelerle sınırlı kalsın” noktasına gelebilen zihniyet, o gün buna engel oldu!..
Hey gidi “Ecevit’e saygı ve hürmette kusur etmeyen Devlet Bahçeli” günleri!..

MHP’nin yükselişi-inişi Bahçeli’yi ne derece ilgilendirir bilemem.
Lâkin, posta kutumu taşıran samimi MHP’lilerin bu gidişten fevkalade rahatsız olduklarını görüyorum.
Bahçeli resmen barajın altına itiyor MHP’yi...
CHP yörüngesinde tüketiyor...
Ve tam da özgürlüklerinin önünün açılması için bütün şartların müsait hale geldiği bir zaman diliminde...
Bir yandan HSYK tabanının genişlemesine ve yeni Anayasa çalışmalarına, diğer yandan da örtü özgürlüğüne “takoz” koyuyor.
Hem özgürlüklerin, hem de partisinin önüne “takoz.”
MHP camiası, bu çileyi daha ne kadar çekecek acaba?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi