Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Yavuz Sultan Selim

Yavuz Sultan Selim

Geçmişte her Pazartesi kitap tanıtmaya çalışıyordum. Yeni Akit’te de Pazartesi günleri kitap tanıtıp tanıtmayacağım epeyce soruldu.
Kitap hayattır. Kitapsız bir hayat yaşanmamış demektir. Yaşanmayan hayattan, hayat sahibi sorumludur, okuyarak veya yazarak bu görev yerine getirilmelidir.
Böyle söyledikten sonra karınca kaderince yine Pazartesi günleri kitaplardan söz etmeye gayret edeceğim.
Bu haftaki eserimiz, Yitik Hazine Yayınları’ndan. Yazarı Prof. Dr. Feridun M. Emecen. Eserin adı ise Osmanlı Devleti’ni zirveye yürüten ünlü isim Yavuz Sultan Selim.
Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim hakkında bugüne kadar yazılanların ve konuşulanların çok çok üstünde bir eser meydana gelmiş.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Feridun M. Emecen’in yazdığı esere Yavuz’un bir sözüyle başlayalım:
“… Ben Allah’ın emirlerini yerine getirmek, zulüm görenlere yardım etmek için zırh giydim, kılıç kuşandım.”
Böyle diyor “Zamanın İskenderi Şarkın Fatihi” Yavuz Sultan Selim. Aslında bu ifade bile Yavuz’u anlatmak için yeterlidir.
¥
Yavuz Sultan Selim’in sekiz yıl kadar süren saltanat dönemi, Osmanlı tarihi için bir dönüm noktasını teşkil eder.
Bu kadar kısa süre içinde saltanatının çoğunu seferde geçirmiş olması ve gerçekleştirdiği büyük fetihler, Osmanlı tarihinde farklı ve hayranlık uyandıracak bir iz bırakmasına yol açmıştır.
Özellikle doğu meselesini ele alışı ve bunlara kesin çözüm bulma çabalarıyla dikkati çekmiştir.
Onun, İslam dünyası üzerinde bütünleştirici bir lider sıfatına haiz olması, dönemin çağdaş bazı kaynaklarınca “hilafet tahtının sultanı” olarak anılmasına sebep olmuştur.
Resmi belgelerde ise Mekke ve Medine’nin koruyucusu unvanıyla zikredilmiştir.
Yavuz denilince ilk akla gelen sorulardan biri de; “Neden küpe taktığı” sorusudur. Şimdiye kadar çok şey söylendi ama kimse de söylenenlere iltifat etmedi.
Bu konuda eserde şu bilgilere yer veriliyor:
“…. Bununla birlikte ona atfedilen başında on iki dilimli tac ve kulaklarında küpe bulunan resmin Şah İsmail ile karıştırıldığı söylenebilir.
Şah İsmail de Safevi minyatürlerinde ilginç biçimde Yavuz Sultan Selim’e benzer şekilde sakalsız ve pala bıyıklı olarak resmedilmiştir.
Muhtemelen bu karışıklıklar, Batılı ressamların muhayyilesinde kendisini iyice belli etmiş, görmeden yapılan hayali çizimler, kopyalana kopyalana çoğalmış, böylece minyatürlerinden hayli farklı Yavuz Sultan Selim portreleri ortaya çıkmıştır.”
“Evet, Yavuz Sultan Selim’i tanıdık, anladık da küpesi mi kaldı” deyip, kendime bir destur çekerek, şu bilgileri aktarayım.
Prof. Dr. Feridun M. Emecen, doğumunun 540. senesinde, Sultan Selim hakkındaki ilk ilmi çalışmaya imza atarken, Yavuz’u gelecek nesillere efsanelerle değil, gerçeklerle anlatmış.
Şimdi “Küpeli Padişah” menkıbeleriyle değil, kulaklara küpe olacak bir hayat hikâyesiyle Yavuz’u tanıma zamanı…
Eser hakkında bilgi için; Yitik Hazine Yayınları 0216 522 11 44


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi