Serdar Arseven

Serdar Arseven

Vaadini sevdiğimin CHP’si!..

Vaadini sevdiğimin CHP’si!..

Kılıçdaroğlu iktidara gelecek olursa her “yoksul aileye” ayda en az 600 “kâat” verecekmiş!.
Bu vaadi “yiyenin” hazmını kolaylaştıracak iki misalimiz var...
Birincisi...
Halk TV vardı ya; bizim Aslan Sosyal Demokratlar’ın “milyon dolarlar” şey edip, sonra da şeyini şey ettiği şeyi...
O battı!..
Bana ne batsın da, bu işten meslektaşlarım zararlı çıkmasa!..
Duydunuz mu; benim kıymetli meslektaşlarımı beş kuruş tazminat ödemeden kapının önüne koymuşlar!..
Ve dahası, içerde de altışar, yedişer, onar aylık maaşları var garibanların!..
Hani, iktidar yardımları da olmasa...
Çolukları çocukları aç arkadaşlarımın!..
*
Halkçılığını sevdiğimin, emekçiliğini sevdiğimin, “yoksula maaş vaadini” sevdiğimin “Sosyal Demokrat”ları!..
Bir başka misal...
“Bizim” Mehmet Faraç’ın başına gelen...
Ekranda bolca kavga ediyoruz, o başka mesele...
Görüşlerinin hemen hiçbirine katılmıyorum o da başka...
Mesele şu ki biz Müslüman’ız.
Ve inancımız gereği mazluma kimlik sormayız!..
Mehmet Faraç, yirmi yılını Cumhuriyet gazetesine vermiş...
Taaaa stajyer muhabirlikten başlamış oralarda, dişiyle tırnağıyla tırmanmış...
Köşe yazarı olmuş...
Öyle masa başı yazarlığı da değil; diyar diyar dolaşarak, “Laiklik” savunuculuğu yapmış!..
Kemalizm’i, statükoyu ölesiye savunmuş!..
Aslında tam da Cumhuriyet gibi “Yarı Askerî” bir yayın organının hoşlanacağı bir gazeteci...
Ve şunu da ifade etmek lazım; görüşleri bir yana, ortaya koyduğu “emek yoğunluğundan” dolayı benim de saygı duyduğum bir meslektaş...
Hani demiş ya büyük Üstad:
İnan da, oduna inan!..
*
Bu arkadaş her daim “emek sermaye çelişkisi”nden bahseden Cumhuriyet’in son mağdurlarından...
Evet, onu “da” şutladılar Cumhuriyet’ten...
Hani olabilir, bir gazeteci ile gazetesinin yolları ayrılabilir de...
Bir çalışanı, yirmi yıllık bir çalışanı, beş kuruş tazminat ödemeksizin kapının dışına koymak olacak iş mi?..
Ve bir de şu:
Cumhuriyet okuru birazcık “delikanlı” olsaydı...
Hani biraz adam...
“Mehmet Faraç’a yapılan haksızlıktan dolayı Cumhuriyet yönetiminin yakasına yapışmaz mıydı?..”
Biliriz ki Cumhuriyet okurunun kahir ekseriyeti CHP’ye oy verir!..
Ve oradaki “emek sömürüsü” ile bu “emek sömürüsüne kayıtsızlık” CHP iktidarında (!!!) vatandaşın başına gelecekler hakkında iyice fikir verir!..
*
Yazımın sonunda bütün CHP’li dostlarımı “öptüğümü” belirtmiş olayım...
Bir kez daha öptüğümü!..
VAH MHP VAH!..
Yazıyı bitiriyordum ki...
Şu meseleyi de “boş” geçmeyeyim dedim...
Bahçeli’nin lakırdısı...
Başbakan Erdoğan’ı hedef alarak diyor ki Devlet Bahçeli;
“Eşin Arap, sen Gürcü, peki oğlun Bilal’e ne diyeceğiz!..”
*
Vah MHP vah...
Kimlerin elinde kaldın sen!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi