Mehmet Talu

Mehmet Talu

Eşyayı tabiatında bırakmak

Eşyayı tabiatında bırakmak

Kadının tabiatını ALLAH Teâlâ şöyle belirliyor: "Ey Müslüman hanımlar! Evlerinizde vakarla oturun!.." (Ahzab Sûresi:33)

Bir zorunluluk bulunmadıkça evde oturmak, evden dışarı çıkmamak bu âyet-i kerimeyle Müslüman hanımlara emredilmiştir. Hiç şüphe yok ki, bu emir, kadının vakarına uygun düşmekte ve ona saygınlık kazandırmaktadır.

Cenâb-ı Hak bu emirle, kadının devamlı dört duvar arasında ömür tüketmesini kastetmemiştir. Emirden sonra gelen:

"Ey Müslüman hanımlar! Eski cahiliyet günlerindeki gibi kırıtarak, sokaklarda süs ve güzelliklerinizi dışarı atmayınız! ..." (Ahzab Sûresi:33)cümlesi, onun hikmet ve yorumuna işaret etmekte ve bize yol göstermektedir. Şöyle ki: Kadının sokağa çıkması gerektiğinde, açılıp saçılmayacak, tesettüre mutlaka riâyet edip tam bir İslâm hanımı olarak çevresine hürmet telkin edecek; cahiliyet devrindeki kadınlar gibi, kırıtarak, süs ve güzelliğini teşhîr ederek dolaşmıyacak; vakar ve iffetine leke dokundurmayacaktır.

Ahzâb Sûresi'nin 59. âyet-i kerimesinde de:

"Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle: Evden çıkarlarken üstlerine vücutlarını iyice örten dış elbiselerini giysinler. Bu, onların iffetli bilinmelerini ve bundan dolayı eziyet görmemelerini daha iyi sağlar..." buyurulmaktadır. Bu âyet-i kerimede, Müslüman hanımların evlerinden çıkarken, üstlerine vücut hatlarını belli etmeyecek bir dış elbise almaları, ev kıyafeti ile sokağa çıkmamaları emredilmektedir.

Nûr sûresi, 31. âyet-i kerimesinde kadınlarla ilgili olarak Cenab-ı Hak:

"... Zinetlerini açığa vurup teşhir etmesinler..." buyurmaktadır.

Bütün bu ayet-i kerimeler: Çıplaklığı, zinetin açığa vurulup teşhir edilmesini yasaklamaktadır. Harama ve zinaya götüren yollar ve davranışlar, dolayısıyla tahrik edici kıyafetler ve çıplaklık haramdır.

Cahiliyet devrinde kadınların ölçü tanımaz davranışlarını müfessirlerimiz şöyle tesbit edip özetlemişlerdir:

a- Baş açık, saçlar bazan dağınık, bazan süslenmiş; gerdan ve göğüsler yarı açık bir halde sokağa çıkarlardı.

b- Giyindikleri entari iki yandan yırtmaçlı olur; yürüdükleri zaman bacak ve baldırları görünürdü.

c- Kırıtarak, cilvelenerek, güzel kokular sürünerek gezip dolaşırlar ve her vesileyle erkeklerin dikkatini kendilerine çekerlerdi.

Anlaşıldığı gibi, yirminci asrın cahiliyeti de belirtilen konuda o dönemden geri kalmamakla beraber, daha da ileri bir safhada kendini yer yer, ülke ülke hissettirmektedir.

Abdullah b. Mesut (R.A.)'dan rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

"Şüphesiz ki kadın avrettir. Dışarı çıkınca şeytan onu gözleyip bekler." (Tirmizi, Reza:18, No:1173, 3/476)

Bu bakımdan Müslümanım diyen hanımların, kızların en iyi barınacakları, oturacakları yerleri, her şeyden evvel kendi evleridir. Zaruret icabı sokağa çıkmaları gerektiğinde, bu konuda onlara izin verilmiştir. Fakat iffetlerini ve namuslarını korumalıdırlar. Herkesin dikkatini çekecek şekilde giyinmemelidirler. Erkekleri kendileri ile meşgul olmaya zorlamamalıdırlar. Gözler aracılığıyla erkeklerin gönüllerini avlayacak şekilde güzellik gösterilerinde bulunmamalıdırlar. Yürürken ağır başlı olmalıdırlar. Elleriyle işaretler yapmamalıdırlar. Yüzlerini göstererek kaş ve göz oyunlarına başvurmamalıdırlar. Dikkat çekici bir şekilde yürümemelidirler. Yabancı bakışları üzerlerinde toplayıcı hareketlerden sakınmalıdırlar. Mücevherlerini, bilezik ve saireni gizlemelidirler. Bunları şangırdatarak, seslerini duyanların gönüllerini avlamaya kalkmamalıdırlar. "Benim de cicilerim var." kabilinden hareketler yapmamalıdırlar. Konuşmaları gerekiyorsa ciddi olmalıdırlar. Fiskos yapmamalıdırlar. Ölçülü konuşmalıdırlar. Bakın! Bu hususta ALLAH Teâlâ hanımlara özel ne buyuruyor:

"Ey hanımlar! Eğer ALLAH Teâlâ'dan korkuyorsanız yabancı erkeklere karşı kırıtarak konuşmayın, sonra kalbinde şehvetten dolayı hastalık bulunan kimsede arzu uyanabilir. Güzel, ölçülü ve ağır başlı söz söyleyin." (Ahzab Sûresi:32)

Bu sebeple: Namahrem erkeklere karşı kırıtarak konuşmamalıdırlar. Yılışıklık ifade eden davranış içinde söz söylememelidirler. Gülerek, işvelenerek konuşmamalıdırlar. Naz ve cilve yaparak hitap etmemelidirler.

Zira bir hanımın bu şekilde konuşması, kalplerinde şehvetten dolayı hastalık bulunan erkeklerde arzu ve ilgi uyandırabilir. Böylece kötü niyetin ilk adımı atılmış, kötü düşünmenin tohumuna ortam hazırlanmış olur. O bakımdan kadının kırıtarak, işvelenerek, cilve yaparak konuşması haram kılınıp yasaklanmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi