Ahmet Varol

Ahmet Varol

NATO Afganistan ve Libya’da Farklı mı?

NATO Afganistan ve Libya’da Farklı mı?

Afganistan’da NATO askerlerinin sivillere pusu kurmalarının ve onları vahşice katletmelerinin görüntüleri daha birkaç gün önce Internette yayınlandı. Bunlar tabii ki NATO’nun Afganistan’daki sivil insanlara yönelik tek pusuları ve ilk saldırıları değildi. Her ne kadar “yanlışlıkla oldu” iddialarıyla izah edilmeye çalışıldıysa da, sivillere yönelik olarak yanlışlıkla olabilecekten çok çok fazla sayıda saldırı gerçekleştirildi.
Afganistan’da sivillere yönelik bunca saldırı, cinayet ve katliam gerçekleştiren NATO’nun Libya’ya sivilleri korumak amacıyla askerî operasyon düzenlediğine nasıl inanacağız? Afganistan’daki NATO ile Libya’daki NATO birbirinden çok farklı mı? Afganistan’da insana bir sinek kadar bile değer vermeyen NATO, Libya’da Kaddafi’nin sivilleri rastgele öldürmesine tahammül edemediği, vicdanı bu vahşete ve cinayetlere katlanamadığı için mi operasyon başlattı?
Afganistan’dan tanıdığımız NATO’ya Libya’da da şüpheyle yaklaşma hakkımız var. Sivillerin zarar görmesini engelleme iddiasında onu hiç samimi göremiyoruz. Bizim daha önce muhtelif yazılarımızda da dile getirdiğimiz üzere bunu gerçekleştirmenin yani Kaddafi katliamlarının önüne geçmenin, özellikle sivillerin zarar görmesini engellemek için hareket alanını daraltmanın başka yolları da vardı. Ama o yollara başvurulmayıp doğrudan askerî müdahale, saldırı yolu tercih edildi. Bu operasyon, artık akışının engellenmesinin imkânsız olduğu kesinlik kazanan bir selin rotasını belirleme amacı taşıyan müdahaledir. Sivillerin zarar görmesini engelleme amacı taşıdığı iddia edilen bu müdahale bizzat kendisi sivillerin zarar görmesine, hedef alınmalarına ve öldürülmelerine sebep olmaktadır. Bu gerçeği bizzat Batılı kaynaklar itiraf ediyor.
Aynı şeyler özelde, NATO’nun beyin tabakasını oluşturan ABD askerî gücü açısından da geçerlidir. Irak’ta bir milyondan fazla sivili katleden, bugün Afganistan’da NATO çatısı altında aynı katliamı sürdüren ABD’nin Libya’daki dikta rejimi tarafından sivillerin öldürülmesinden dolayı acaba vicdanı mı sızladı da harekete geçme ihtiyacı duydu? Elbette onun harekete geçmesinin arkasında da başka hesaplar ve planlar var.
Ne var ki İslâm âleminin, Kaddafi’nin tamamen demir yumruğa dayalı saltanatını sürdürebilmek için gerçekleştirdiği katliamların önüne geçme amaçlı herhangi bir girişimde bulunmaması da çağdaş emperyalizme ve onun askerî mekanizması durumundaki NATO’ya böyle bir müdahale imkânı tanımıştır. Şimdi dünya kamuoyu olaylara NATO’nun ve onun arkasında duran uluslararası güçlerin stratejik hesapları açısından değil Kaddafi’nin yönettiği halk üzerinde oluşturduğu korkunç tehdit açısından bakıyor. Çünkü insanlar, bir aydan kısa süre içinde on bin kişiyi katleden ve gerek görürse kendisine karşı başkaldıranların tümünü yok etmekten çekinmeyeceği tehditleri savurabilen Kaddafi’nin sergilediği vahşetin nereye gideceği sorusuna da cevap bulamıyordu.
Bugün Libya halkının Kaddafi zulmüne başkaldırısı karşısında sık sık onun Kıbrıs çıkartmasında Türk uçaklarına petrol verdiğinin konuşulmasını, Türk firmalarına ihale verdiğinin gündeme getirilmesini anlamakta da zorlanıyorum. O petroller ve ihalelerin getirdiği paralar binlerce insanın canından ve kanından kıymetli midir? Bir kişi, bir ömür boyu senin tüm ihtiyaçlarını karşılasa bile onun bir akrabasını veya komşusunu yahut herhangi bir insanı öldürmeye kalkışması halinde üzerine düşen cinayetin önüne geçmek için elinden geleni yapmaktır. Bunu başaramadığın ve cinayetin önüne geçemediğin zaman hukuk önünde taşıdığın sorumluluk, sana iyiliği olan haksızın değil sana hiçbir iyiliği olmayan haklının yanında yer alarak hakkın ortaya çıkmasına, adaletin tahakkuk etmesine yardımcı olmaktır. Ama elbette bunu adalet ve hukukun tahakkuk edeceğine, zulmün önüne geçileceğine, yeni bir zulüm kapısının açılmayacağına inandığın bir ortamda yapman gerekir.
Çağdaş emperyalizmi ve zulmü temsil eden NATO çatısı altında, başını ABD’nin çektiği çağdaş emperyalist güçlerle aynı safta Libya’daki zulmün sonlandırılacağına inanmak mümkün değildir. Çünkü emperyalist güçlerin ve onların askerî mekanizması NATO’nun zulmü Kaddafi zulmünden çok daha geniş bir alana yayılmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi