Mehmet Talu

Mehmet Talu

Kutlu Doğum Haftası

Kutlu Doğum Haftası

Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimizin doğumu, Kamerî Takvime göre Rebiülevvel ayının 12. gecesinde, Miladî takvime göre de 20 Nisan 571 yılında olmuştur.

Asr-ı saadetten beri dünyanın her tarafındaki Müslümanlar, her sene, Rebiülevvel ayının 12. gecesini "Mevlid kandili" olarak ihya ederler.

1989 yılından beri de, 20 Nisan'ı içine alan hafta, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından müştereken düzenlenen "Kutlu Doğum Haftası" adı altında değişik etkinlikler ile kutlanmaktadır.

"Kutlu Doğum haftası" denildiğinde, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi anmak, daha da önemlisi O'nu anlamak, O'nun temsil ettiği aşkın değerler bütününü tanımak ve hayatımıza ışık tutan bir meşale yapabilmek çabası akla gelir. Kur'an-ı Kerimin evrensel mesajı, Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin örnek şahsiyeti ve ahlakı bu değerler bütününün temel öğeleridir.

Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizi örnek almak demek O büyük şahsiyeti tanımak ve sevmek, O'nun insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı çağrıyı güncelleştirerek hayatımıza yansıtmak, O'nun ahlakını ve çizgisini davranışlarımızın mihveri ve rehberi yapabilmek demektir. Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri bugün özellikle dinî ve kültürel hayatımız-da meydana getirdiği canlılık ile ayrı bir önem arz etmektedir.

Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin, bir hafta boyunca ülkemizin her köşesinde ve yurt dışında hocaefendilerimiz tarafından halkımıza anlatılacak olması gerçekten heyecan vericidir. Rabbimden dileğim bu heyecanın, bu ülke insanının yüreğinden hiçbir zaman eksik olmamasıdır.

Bu kutlamaların özellikle günümüzde ayrı bir anlam ve fonksiyon taşıdığı inkâr edilemez. İçine bid'at-ı seyyie karıştırmadan, meşru ölçüler içinde olmasında çok büyük fayda ve maslahatlar vardır.

Özellikle toplumumuzun binbir yöntemle değerlerinden uzaklaştırılmaya ve sekülerleştirilmeye çalışıldığı bir dönemde, kendi kimlik ve aidiyet motiflerimizin her vesileyle vurgulanması, gündemde tutulması ve yaygınlaştırılması her bakımdan elzemiyet arz etmektedir.

İşte Kutlu Doğum Haftası, Sevgili Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin gönülleri sevgiyle birleştiren çağrısına kulak vererek, sahih dinî bilginin ışığında manevî hayatımızı zenginleştirmenin, barış ve esenlik içinde güvenle yaşamanın, uzaklıklarımızı yakın etmenin ve kardeşlik köprüsünde birlikte yürümenin vaktidir.

Ancak Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin Resûlullah (S.A.V.) efendimizi anmanın şanına ve sünnetine uygun bir şekilde olması lazım. Kutlu Doğum Haftasının dejenere edilmemesi gerekir. Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimizi övmek ibadet olduğuna göre, kutlamaların ibadet sınırları içinde olması gerekir. Meselâ geçen yıllarda olduğu gibi kutlama programlarında Türk Tasavvuf Musikisi Korosu; vaize ve kadın Kur'an öğretmenlerinden oluşan Türk Tasavvuf Musikisi Kadınlar Korosu tarafından konserler verilmesi; Mevlevî semazenlerle birlikte sahneye hanımlardan müteşekkil bir Semah ekibi çıkarılması, her iki grubun birlikte döndürülmesi, kız öğrencilerin, hanımların başları açık, etekleri kısa, tuvalete benzeyen beyaz elbiseler içinde, İslâm dininin kesinlikle kabul etmediği bir kıyafetle sahneye çıkartılması, tiyatro gösterilerinin sergilenmesi, Nasreddin Hocadan fıkralar anlatılması, davullu-zurnalı yağlı güreşler, mehter ve folklor gösterileri gibi "ibadet" kapsamında değerlendirebilmesi müşkül olan etkinliklerin bulunması kesinlikle doğru değildir. Çünkü bu etkinlikler, ibadet kapsamında mı, eğlence kapsamında mı değerlendirilecek? Yoksa ikisinin karışımında mı, yoksa niyete göre mi, değerlendirilmesi istenecek?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi