Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Devrimci ve tefritçi ulema

Devrimci ve tefritçi ulema

Saray uleması Suriye'de de görev başında. Tunus'da olaylar başladığında Karpuz lakabını taşıyan Tunus Müftüsü Battih camileri bile kayıt altına alan Tunus rejimi ve Bin Ali'nin sözcüsü kesilmiştir. Mossad ajanı olarak anılan Leyla Trablusi'nin müftüsü haline gelmiştir. Sonra Mısır'da benzeri tavırlar sergilenmiş ve olaylar Suriye'ye sıçradığında ise Ahmet Bedreddin Hasun sadece Suriye rejimine değil bütün Arap rejimlerine sahip çıkmıştır. Şeriat arına rejimlerin hamisi kesilmiştir. Kaddafi de hem Mübarek'e hem de Bin Ali'ye kol kanat germiş ve sahip çıkmıştı. Mehmet Görmez ile birlikte düzenledikleri basın toplantısında hiç gereği yokken Hasun, Karadavi'nin Libya Lideri Muammer Kaddafi hakkındaki fetvasını ve görüşünü gündeme getirmiş ve mihmandarını zor durumda bırakma pahasına Kaddafi adına Karadavi'ye çıkışmış ve sataşmıştır. Karadavi ile Hasun arasındaki atışma faslı Suriye olayları patlak verdiğinde kaldığı yerden devam etmiştir. Yusuf Karadavi, yardımcısı Ali Karadaği ile birlikte bir bildiri yayınlamış ve Suriye'de reform sürecinin yavaş ilerlediğini ve halkın beklentilerini karşılamaktan uzak olduğunu ifade etmiş ve tarih dışında kalanların ayaklar altında ezileceklerini ve çiğneneceklerini söylemiştir. Bunu bir sataşma olarak algılayan ve kendisine ve heyetine Suriye Büyük Alimleri sıfatını yakıştıran Hasun ise Karadavi'nin fitne peşinde olduğunu ve başkalarının gündemlerinin parçası olduğunu ileri sürmüş ve Karadavi'yi Suriye'ye yönelik komplonun bir parçası olarak nitelendirmiştir. Katar ve El Cezire'nin Suriye'de yansız davranmaları Suriye rejimini tatmin etmemiş ve Katar'ı ve Karadavi'yi de komplo dairesinin içine yerleştirmiştir. Hasun, İttihad-ı Ulema'il Müslümin'i yabancı planlarla alet olan ve Suriye'nin istikrarını hedef alan bir yapılanma ve hazırlık içinde olduğunu ileri sürmüştür.

Yusuf Karadavi, Suriye'deki tıkanmanın birkaç bakanı veya kabineyi değiştirmekle düzelmeyecek kadar derin ve karmaşık olduğuna dikkat çekmiş buna mukabil reformların külli değil cüz'i kaldığına dikkat çekmiştir. Bilindiği gibi Suriye rejimi 48 yıl sonra örfi idareyi kaldırmış ama olayları dindirememiştir. Karadavi ek olarak anayasanın değiştirilmesi gerektiğini hatırlatmış ve hürriyetlerin önünün açılmasını istemiştir. Daha da dikkat çekici olan Karadavi'nin ordunun göstericileri ve halkı himaye etmesi, koruması gerektiğine temas etmesidir. Belki de Suriye rejimine en giran gelen nokta budur. Ordunun rolünün hem vatanı hem de vatandaşı korumak olduğunun altını çizmiştir. Gösterilerin de mezalim ve istibdata tepki olarak halkın vicdanındaki değişime tercüman olduğunu ve yansıttığını söylemiştir. İsrail'e karşı cephe ülkesi olmanın kendilerini adaletten ve sorumluluktan muaf hale getirmeyeceğini ve aksine istibdat ve diktatörlüğün işgal ve sömürüyü kolaylaştırdığına dikkat çekmiştir. Suriye rejimi cephe ülkesiyiz diyerek kendisini imtiyaza haiz görmektedir. Bu da direnişin veya cephe ülkesi olmanın istismarıdır. Karadavi, Suriye halkından ne pahasına olursa olsun birliğini muhafaza etmesini de istemiştir.

Ahmet Bedreddün Hasun gibi Saray ulemasına mukabil ( ulema-ul bilat) Karadavi ve Abdulmecid Zindani gibi müteşerri ulema halkın meşru taleplerini desteklemekte ve gösterileri de emr-i bi'l maruf ve nehyi ani'l münker'in bir boyutu, yolu ve aracı olarak tanımlamaktadır. Gösterileri emr-i bi' maruf kapsamında değerlendirmektedir. Hasun gibiler ise halkın taleplerini ve gösterilerini fitne olarak nitelendirmekte ve kara çalmaktadır. Son olarak tefritçi safta iken Ezher Şeyhi Ahmet Tayyip de halkın yanına geçmiş ve Libya Lideri Kaddafi gibilerin çekilmesini istemiştir. Her dönemin ve devrin saray uleması veya ulema-ı su'i varken Karardavi, Zindani gibi gerçek uleması da vardır. Saray uleması ayçiçeği gibidir rüzgar ne yönden eserse o yöne döner. Güneş ne yandan tülu ederse o yana seyreder. Bağımsız ve bağlantısız bir tavrı yoktur. Onun göbeği iktidarla birlikte kesilmiştir. Oksijeni tabasbus ve yalakalıktır. Hasun örneğinde olduğu gibi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi