Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Hisar Camii’nde hayalime kavuştum

Hisar Camii’nde hayalime kavuştum

Siyasi analiz ve gözlemler; insanın fikrini, zikrini ve beynini çok yoruyor. Namuslu siyasetçilere sabır diliyorum.
Nabza göre şerbet verme, yani “aldatma” huyu, insanların temiz mayalarını kirleten iflah olmaz en kötü lekelerden birisi.
İzmir’de bu hali çok yaşadım. Muhatap olunan kişiler, ilk birkaç dakikada sizin nasıl bir düşünceye sahip olduğunuzu tahmin eder etmez, başlıyor anlayacağınız telden çalmaya.
Pek çoğumuzun neredeyse karakter haline getirdiği bu; “zayıflıklar ve zaaflarla dolu kişilik bozukluğu,” sadece siyasi alanda değil, hayatın bütününde yer alıyor.
İnsanı çalışmak yormuyor. İnsanı insan yoruyor. Bıkkınlıkların, kavgaların tartışmaların temelinde; insanın insana yüklediği psikolojik işkenceler var.
“Peki, doğru insan nasıl olur?”
Bu soruya Efendiler Efendisi (s.a.v.) cevap vermişler. Şöyle buyuruyor Efendimiz:
“Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz.” (Tirmizî, Kıyamet, 1)
¥
İşte böyle yorgun argın İzmir merkeze döndüğümüzde, bir parça huzur almak ve dinlenmek için Kemeraltı’na geçtik.
Kemeraltı’ndaki camilerin hepsini severim ama iki camiyi daha çok severim. Birisi Hisar Camii, diğeri Kestanepazarı Camii.
Kemeraltı’nın koyu gölgelerinde beynimizi dinlendirip, midemizi hoş edelim derken, öğle ezanı çağrı yaptı.
“Maddi ‘dinlenmeyi’ yaparız, manevi ‘dinlemeyi’ tercih edelim” diyerek camiye girdik. Camiye gelen insanların yüzlerindeki; huzur, sükûn, samimiyet içimize ferahlık verdi.
Namazdan sonra imam efendi Kur’an-ı Kerim okumaya başladı. İlginçtir Kur’an okunurken çok az kişi çıkıp gitti.
Oysa camilerde insanın zoruna giden şey, namazdan sonra okunan Kur’an-ı Kerim’i dinlemeden kalkıp gidilmesidir. Bana hep saygısızlık gibi gelmiştir.
Burada ise herkes Kur’an dinliyordu. Biz de dinleyenlerin arasında kaldık. İmam efendi okumasını bitirdikten sonra ayetlerin mealini vermeye başladı.
Yıllardır aradığım cevabı bulmuştum. Bir hayalime kavuşmuştum. Kendi kendime şunu hep söylemişimdir:
“Ey güzel imam efendiler; namazdan sonra insanlara Kur’an ziyafeti sunuyorsunuz, ha ne var bir de okuduğunuz ayetlerin meallerini okuyuverseniz.”
¥
Yine ne zamandan beri yeni Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez Beyefendiye de bu meseleye dair bir hatırlatma yapmak istiyordum.
Bu vesile ile yeri gelmişken söylemek isterim ki, namazlardan sonra okunan ayetlerin meallerinin verilmesi büyük bir hizmet olmaktadır.
Saygıdeğer başkanımız da Gaziantep’te çok sevilen bir imam efendinin oğludur. Kendisi de gençlik yıllarında babasının camisinde müezzinlik ve imamlık yapmıştır. Cami ve cemaat ilişkisini iyi bilir.
Hisar Camii’nde gördüğümüz bu güzelliklerin diğer camilerimizde de yaşanması, toplumumuzun huzur ve refahı için çok elzemdir.
Sevgili başkanımız da bilirler ki, camiler aynı zamanda sosyal ilişkiler mektebidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi