Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

ABD uçlarda dolanıyor

ABD uçlarda dolanıyor

ABD tam anlamıyla uçlarda dolaşan bir ülke görünümünde. Bu görünümden de öte bir vakıa. Borçlanmanın da limitini doldurmuş ya da uçlarında dolaşıyor. Eski borçlanma limitine aşan ABD yeni bir borçlanma limiti ortaya koydu. Bu yönüyle ortada algılamayla alakalı teknik bir mesele de var. Kimilerine göre, borçlanma limitinin aşılması aslında ve esasında ABD'nin borçlarını döndürebilme meselesiyle yakından alakalı. Diğerleri ise ikisi arasında bir bağ kurmuyor. Öyle değilse kredi notu neden düşürülüyor? Nitekim, Putin gibiler ABD'nin dünya ekonomik sisteminin sülüğü ve asalağı olduğunu ilan ettiler. Daha doğrusu bilinen ama söylenmeyen bir gerçeği telaffuz ettiler. ABD'nin borç sarmalı içine yuvarlanması dış politikada da dikkatlerini dağıtıyor. ABD dış politikayı hegemonyasını tahkim etmek için kullanıyor ama ekonomisi tekleyince dış politika ufku da bundan zarar görüyor. Daralıyor. İçeriden ve dışarıdan çok kimse ABD'nin borç kamburuna dikkat çekiyordu. Bunlardan birisi Roger Garaudy idi ve on yıl kadar önce ABD ile ilgili yazmış olduğu bir kitabında ABD'nin dış borcunun 2.5 ve 3,5 trilyon dolar sınırına dayandığını ve ileride bunun ceremesini çekeceğini yazmıştı. Şimdi bu miktar 14 trilyon dolar. Ağır borçlanmanın bir ekonomik tıkanmayı ve buhranı beraberinde getireceğine dikkat çekmişti. Bunun temel nedeni ABD'nin askeri maceraları ve buna eşlik eden sınırsız harcamalardır. Roma gibi dünyanın her yanında garnizonlar bulunduran ABD bunlarla ilgili harcamalarına yetişemiyor. Girdisi çıktısını karşılamıyor. Arayı kapatmak için de sürekli olarak borçlanıyor. Fakat bunun da sınırları ve limitleri var ve bu limitler doluyor. Hem Amerikalı tarihçi Paul Kennedy hem de para sihirbazı George Soros ABD'yi bekleyen tehlikelere dikkat çekmişti. Her ikisi de ABD'nin sonunun Roma gibi külfetli askeri harcamalar nedeniyle gelebileceğine işaret etmişti. Soros, ABD'nin balon gibi şiştiğini ve bir gün ekonomisinin patlayabileceğine dikkat çekmiştir. 2008 itibarıyla ABD derin bir ekonomik girdaba yakalanmıştır. Bu girdap düğüm düğüm, boğum boğum. Atlatıldı sanılan ekonomik buhran artçı şoklarla yoluna devam etmekte ve ABD ekonomisine olan güveni de sarsmaktadır.

*

Bir zamanlar İngiltere gibi dünyaya borç veren ABD şimdi uçan kuşa borçlanmış vaziyettedir. Sultan Abdulaziz ve İkinci Abdulhamit döneminde Osmanlı, İngiltere'ye borçlanmıştı. Bu da mali olarak ülkenin sonunu getirmiş ve duyun-u umumiyeye yol açmıştır. Şimdi ABD de bir duyun-u umumiye duvarına dayanmış veya çatına çatmıştır. Türkiye Cumhuriyeti de 60 yıldır ABD'ye borçlanmaktadır. ABD'nin savurganlığı hem halk hem de devlet düzeyindedir. ABD borçlanmanın sınırlarını aşarken veya uçlarında dolaşırken askeri noktada da böyle olmuştur. Sözgelimi, ABD onlarca ve hatta yüzden fazla ülkede asker ve eski tabirle garnizon yeni tabirle de üs bulundurmaktadır. Nasıl borçlanma hususunda limitleri zorluyorsa dünyaya asker sevkinde de limitleri zorlamaktadır. Sözgelimi, ABD'nin 1 milyon 200 bin civarında askeri bulunmaktadır. İç ve dış güvenlik konseptine göre bu gücün azami derecede yüzde 50'si ülke içinde bulundurulmalıdır. Lakin ABD'nin askeri maceraları nedeniyle özellikle de son yıllarda bu limit aşılmış ve ABD'nin askeri mevcudunun yarısından fazlası dış ülkelere kaydırılmış ve ülke dışında konuşlandırılmıştır. Hem askeri hem ekonomik gücü itibarıyla çok şaşaalı görünen ABD'nin cilası böylece her yönden dökülmeye başlamıştır.

İkinci Dünya Savaşı'nın akabinde yaklaşık dünya istihsalatının veya gayri milli hasılasının yüzde 45'ini üreten ABD, 55 yıldır bu nispeti ve oranı muhafaza edememiş ve üretim oranı dünya üretim oranının yüzde 26'sına tekabül eder hale gelmiştir. ABD üretimden ziyade tüketime yönelmiştir. Rusya'nın başını yiyen verimsiz kolektif sistemi idi. ABD'nin başını yiyen ise devasa askeri harcamaları ve maceraları olmuştur. Elbette ABD askeri gücü sayesinde dünyanın bir numaralı ülkesi olmuştur. Lakin kötü kullanıldığında bu güç aynı zamanda kolayca zafiyete de dönüşebilir. Bundan dolayı eskiler: İza tecavezes şey'u haddehu inkalebe ziddehu demişlerdir. Yani bir şey haddini ve sınırlarını aşarsa tersine döner. İşte ABD hem dışarıda asker mevcudu bulundurma açısından hem de dış borçlanma açısından sınırlarını ve limitlerini çoktan aşmıştır. Bu da ekonomik ve askeri anlamda geri sayımını beraberinde getirmiştir. Bu haliyle sistemi güç değil zafiyet üretmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi