Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

12 Eylül retçileri

12 Eylül retçileri

Darbeci zihniyetlerin hepsi “imtiyazlı sınıflardır.” “Halk” ve “haklar üstü” çevrelerdir.
Bu çevrelerin askeri ve sivil (!) kanadında ise kimlerin at koşturduğu meydandadır.
Milli Şef döneminin; kıtlık, yokluk, baskı ve şiddet yıllarından başlayıp, Silivri’ye kadar gelindiğinde, milleti ve devleti kimlerin har vurup harman savurduğu görülecektir.
Darbeci zihniyetlerin ittifak yaparak; kendilerini milletin ve devletin üzerinde imtiyazlı hale getirdikleri ortak mücadele alanları tektir, o da halkın dini ve milli değerleridir.
Kendi varlıklarının temini ile geleceğe yığdıkları mallarının sermayesi ise yine halkın dini ve milli değerlerine karşı yaptıkları mücadelelerin neticesindedir.
Mesela;
Ezan, Kur’an ve Cami düşmanlığını kimler yapmaktadır?
Kur’an ayetlerinden 300 küsurunun reforma ihtiyacı var diyenler kimlerdir?
İslam dininin zerre tavsiyesine ve emrine uymadığı halde, din adına ahkâm keserek İslam düşmanlığı yapanlar kimlerdir?
Bu çevrelerin yedi sülalesinde hiç varlıksız kimse var mıdır?
El cevap; yoktur, hepsi de devlet zenginidir.
.............
Tüm darbecilerin, şakşakçıların ve 12 Eylül retçilerinin, nasıl bir dünya görüşüne sahip olduklarını anlatmak için dünya dillerinde yarışmalar açsanız, hiçbir dilin gücü bunları tarife yetmeyecektir.
İşte ilginç bir örnek daha:
28 Şubat darbesinde, İstanbul’da bir Kur’an Kursu gece baskınına uğrar. Sanki bir düşman cephesine saldırı yapılmıştır.
Hemen aramalar taramalar yapılır. Binanın üst katında bulunan bir dolabın kapısı kilitlidir. Kilit kırılır, dolabın içinde Arapça yazılı pek çok kitaba rast gelinir.
Kilidi kıran, baskını yapan, kendisi dışında herkesi düşman gören 28 Şubatçı kişi veya kişiler, tutanak tutar, dolabı mühürler ve makamlarına dönerler.
Hemen Arapça bilen birkaç uzman ve bir heyetle, tekrar Kur’an Kursu’na gelinir. İrticai malzeme bulunmuştur fakat Arapça yazılı olduğu için anlaşılamamıştır.
Arapça bilen uzmanların eline kitaplardan bir iki tanesi verilir ve:
“Ne yazıyorsa bakın, burayı da kapatıyoruz, kitapları da götürüyoruz, burada bulunan herkesi gözaltına alıyoruz” denilir.
Arapça bilen insanlar, vicdanlarıyla ve imanlarıyla cevap vererek ilgililere şöyle derler:
“Bu kitaplardan herhangi birini elinize alıp, şu sokağa çıksaydınız, oradan geçen herhangi bir kişiye;
‘Bu kitaplar nedir’ diye sorsaydınız, o kişi ya da kişiler, kim olursa olsun, size bu kitapların; ‘Kur’an-ı Kerim’ olduğunu söylerdi.
‘Suç unsuru’ diye elde ettiğiniz kitapların hepsi Kur’an-ı Kerim’dir ve burası da bir Kur’an Kursu’dur. Elbet burada Kur’an-ı Kerimler olacaktır.”
.............
12 Eylül referandumunun üzerinden bir yıl geçti. O gün “ret” verenler, referandum sonrası en çok haklarını arayanlar ve alanlar oldu.
Kısacası; milleti sülük gibi emip, devletin hazinesini kendi kasaları gibi görenler; 12 Eylül ihtilali dâhil, yapılan ve yapılması planlanan tüm darbelerin içinde olanlardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi