M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Ticaret

Ticaret

“Kazancın onda dokuzu ticarettedir“ anlayışı, müslümanlık inancının en önemli ekonomik dinamiğidir.
Hz.Muhammed (a.s), ahirete giden emin yolu tarif ederken müslümanlara “helal“ kazancın kapılarını açan ekonomik faaliyetleri teşvik ediyor.
***
Bunun önemini kavrayan bazı sahabiler, ticarete özen gösterdiler.
Elde ettikleri kazançlarla da İslam davasına hizmet ettiler.
Hatta, Hz. Ömer'in (ra), ganimet geliri artınca ticaretten kopan sahabilere tepkisi çok sert olmuştu.
İnsanlar, hazırdan gelen mallara alışıp alın teriyle kazanç elde etmeyi ve ticaret yapmayı terkedince Hz.Ömer onları ikaz etmek zorunda kaldı.
Dedi ki:
"Ticarete önem verin, şu mevâliler dünyanız konusunda sizi yanlış yola sevk etmesinler."
Mevaliler dediği, köle olup azad edilen ve Arap ırkından olmayan yabancılardı.
Mevalilerin, özellikle Emeviler ve Abbasiler döneminde sosyal hayatın içinde çok etkin bir şekilde yer aldığını görüyoruz.
İslam tarihinin akışını değiştiren olaylarda önemli rol oynayan Mevalileri biraz tanımak gerekiyor.
***
Gerek mevlâ gerekse mevalî kelimeleri, hadislerde bazen “efendi“, bazen de “azadlı köle“ anlamında kullanılmıştır. (Buhâri, İlim, 31; Cizye, 17; Ferâiz, 24; Müslim, Eymân, 45; Itk, 18, 19; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 84).
Hukukî bakımdan mevali, Arap toplumunda İslâm'dan önce bulunduğu gibi, müslümanlıkla hukukî durumları daha da belirlenmiş bir sınıf olarak meydana gelmiştir.
Hakim sınıf ile köleler arasında azadlı köle veya esirlerden oluşan bu sınıf, bağlı olduğu aileye, kabileye veya beldeye mensup insan grubunu meydana getiriyordu.
Bu özellikleri ile Roma İmparatorluğundaki "Libertinus" yani azadlı kölelere benzemekte idiler.
Cahiliye devrindeki mevali; hangi dinden olursa olsun sahip bakımından bir fark gözetilmemekte iken, müslümanlıkta; Mecusî, Yahudi ve Hristiyanların mevali sahibi olmaları yasaklamıştır. (el-Mâide, 5/51).
***
Hz. Ömer, halifeliği sırasında pazara gitmiş ve oradakilerin çoğunun Nebatîler’den olduğunu görünce üzülmüştü.
Nebatîler, Irak'a gelip yerleşen bir topluluk olup, bu tabir daha sonraları avam veya ayak takımı için kullanılmıştır.
Halife Ömer, toplumun seçkin insanlarının ticaretten kopmasını hayırlı bir gelişme olarak görmüyordu.
Hemen seçkin sahabileri evlerinden çağırdı ve pazarı terk etmelerinden ötürü onları kınadı.
Onlar ise: "Allah, nasip ettiği zaferle bizi pazarlara muhtaç olmaktan kurtardı. Artık kendimizi ibadete verdik. İbadet, ticaretten üstün değil midir?" anlamında sözlerle kendilerini savundular.
Hz. Ömer'in cevabı, hayli sarsıcıdır:
"Allah'a and olsun, eğer böyle yaparsanız, muhakkak ki erkekleriniz onların erkeklerine; hanımlarınız da onların hanımlarına hizmetçi olacaktır."
***
Sonuç olarak, ticarete önem veren ve işi ciddi tutan insanlar, hem dünyada ekonomik başarıyı elde ederler, hem de dürüst davrandıkları takdirde ahirette Nebevi müjdeye nail olurlar:
“Dürüst tacir, ahirette nebilerle beraberdir.“

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi