Hüseyin Koç

Hüseyin Koç

Şeker sektörü

Şeker sektörü

Tatlı-tatlandırcı-şeker, insan beslenmesinde önemli bir besin kaynağı olup şeker tüketimi, ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin belirlenmesinde kullanılan bir kıstastır.

Şeker, her ne kadar meyvelerin tamamında ve sebzelerin birçoğunda bulunsa da şeker kamışı ve şeker pancarı gibi iki temel kaynağı vardır. Dünya verilerine göre, 2010 yılında üretilen toplam 157 milyon ton şekerin %80’i şeker kamışından, %20’si de şeker pancarındandır. Şeker hammaddesi olarak dünyada ABD başta olmak üzere 71 ülke şeker kamışını, ülkemizle birlikte toplam 41 ülke de şeker pancarını kullanmaktadır.

Üretilen toplam kamış şekerinin %43’ü Asya, %36’sı G. Amerika, %11’i Orta ve K. Amerika, %7’si Afrika ve %3’ü de Okyanusya’ya aittir. Üretilen toplam 31.4 milyon ton pancar şekerinin 23.4 milyon ton’u AB ülkelerinde, 2.5 milyon ton’u Türkiye’de ve geri kalanı da diğer karasal iklime sahip ülkelere aittir. 2009-2010 yılı itibariyle Türkiye, pancar şekeri üreten ülkeler arasında AB, ABD ve Rusya’dan sonra dördüncü sırada yer almakta ve Avrupa Kıtasında Almanya’dan sonra gelmektedir.

Bir gelişmişlik kriteri olan kişi başına düşen şeker tüketiminin dünya ortalaması 21.6 kg, ABD’de 32.4 kg, AB’de 40.1 kg, Avusturalya’da 56.2, Küba’da 61.1 kg, ülkemizde ise 25.5 kg’dır. Ülkemizin kişi başına tüketim miktarı, dünya ve Afrika ortalamasına göre yüksek, Orta ve K. ABD ve AB ülkelerinden oldukça düşüktür.

Şeker tüketimi bakımından dünyanın gelişmiş ülkelerinde önemli bir dalgalanma olmadığı halde özellikle gelişmekte olan ülkelerde büyük dalgalanmalar gerçekleşmektedir. Zira gelişmekte olan ülkelerde genç nüfus ve kişisel gelir artışları yüksektir. Bu dalgalanmalara, son yıllarda vukuu bulan küresel ısınma ve büyük miktarlarda şeker üreten ülkeleri de (ülkemizi de) kapsayan yasal düzenlemeler etkili olmuştur. Halen dünyada yaklaşık 50 milyon ton beyaz şeker, ticarete konu olmaktadır.

İklim değişikliğine bağlı olarak en büyük şeker üreticisi olan Brezilya’da ve AB’de yaşanan üretim düşüklüğü sebebiyle dünya genelinde stokların tehlikeli biçimde azalması, Ortadoğu ülkelerindeki talep artışı gibi sebeplerle beyaz şekerin ton’u 2007’de 350-400 euro iken özellikle Temmuz-2010’dan itibaren hızlı bir yükselme göstererek 2011’de 750 euro’lara ulaşmıştır.

Bu gelişmelere rağmen düz bakış mantığıyla ülkemizdeki şeker üretim trendine bakıldığında, son on yılda üretildiği halde tüketilemeyen bir şeker fazlalığı görülmektedir. Oysa bu stok fazlalığı hem yapay ve hem de maksatlıdır. Zira ülkemizde tüketilmesi gereken pancar şekerinin yaklaşık 700.000 ton’u Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) ikamesiyle bloke edilmiş, bir milyon ton’dan fazla şeker kayıtdışı olarak ya yurda sokulmuş ya da dahilde kontrolsüz NBŞ üretilmiştir.

Sahip olduğumuz genç ve dinamik nüfus, hızla gelişen Türkiye’nin şeker tüketimini sürekli olarak artırmaktadır. Tüketimdeki artış, ülkelerin katma değer üretiminde önemli bir itici güç olmasına rağmen ülkemizde bir gizli el(ler), “Türkiye Sevdalıları”nın pancar ekimine getirdiği kota, AB’ye uyum yasaları, bu bağlamda 2001 yılında çıkardığımız “Şeker Yasası”, 2005 AB Şeker Reformu, Avrupa Ortak Tarım Politikası, Avrupa Ortak Piyasa Düzeni gibi suni prangalarla şeker sektörümüz suni solunum sistemine bağlanmaya çalışılmaktadır.

Bu gizli el(ler)in ve işbirlikçilerinin beyaz şekerle ilgili kirli oyunları, müteakip yazılarımızın konularını teşkil edecektir.

Bu gizli el(ler)i ve işbirlikçilerini, birlikte arayalım mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Koç Arşivi