Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Mahmud Celaleddin Ökten

Mahmud Celaleddin Ökten

Bir gecede ümmi bırakılan ve karanlığa itilen Müslüman halkı ve çocuklarını aydınlığa çıkaran yüce ruhlardan birisi de Mahmud Celaleddin Ökten’dir.

Allah ondan razı olsun. El Fatiha.

Bin yıl İslam’a bayraktarlık yapmış bir millet o hale gelmişti ki, “Besmele” çekip, cenazelerini yıkayacak insan bulamıyordu.

Cenaze yıkamayı ve namazını kıldırmayı bilmeyen kişiler olmadığı için; nice gazilerimiz, kahramanlarımız ve vatandaşlarımız, öldüğü gibi defnediliyordu.

Bin yıl İslam’a bayraktarlık yapmış, yüz yıllardır üç kıta yedi iklime hükmetmiş, Kelime-i Tevhid’in ulaşmadığı kara parçası bırakmamış bir milletin evlatları, evlerinde bile ibadet edemez haldeydi.

Bin yıldır İslam’a bayraktarlık yapmış bir milletin “dinî nefesi ve soluğu” kesilmiş, Müslüman halkımız hiçbir toplumun yaşamadığı kadar acayip ve garayip günler yaşıyordu.

Lakin bu durum böyle gitmezdi, gitmemeliydi. Milletin üzerine bir ses, bir ışık, bir güneş doğmalıydı.

¥

Dualar yerleri gökleri sarsıyordu, o büyük ruh sahipleri, artık baharın gelişini müjdelemeliydi. Ve müjdeler bir bir görünmeye başlamıştı.

Sınırlarımızın içinde ve dışında yüzlerce âlim, Anadolu’yu bir baştan bir başa yoğurmak ve milletimizi aydınlığa çıkarmak üzere vazifeye girişmişti.

İşte bu isimlerden birisi de Mahmud Celaleddin Ökten’di.

Mahmut Celaleddin Ökten’in din ve dinî değerler adına verdiği mücadeleyi gören dönemin başbakanlarından Şemsettin Günaltay, “Mason” olmasını teklif ettiğinde; Hoca’nın “ruhunu dinine kilitlemiş bir yüreklilikle” verdiği cevap mükemmeldi.

-“Ben dünyaya Cehennem’e seccade sermeye gelmedim.”

Evet, Celaleddin Ökten Hoca, Nurettin Topçu’nun;

-“Bütün iksirini bir avuç toprağa teslim eden bir gül fidanı gibiydi” ifadesiyle; Allah katında kayda geçtiği gibi insanların da hafızalarına kazınmıştı.

¥

Vefasızlık ve ilgisizlik hastalığımızın bir örneği demek istemiyorum ama bugüne kadar Celaleddin Ökten Hoca layıkıyla gündeme gelip; yeni nesillere, eski nesillere anlatılmadı, hatırlatılmadı.

Nihayet her zaman olduğu gibi yine meseleye İmam Hatip neslinin yuvası “Önder” (İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği) sahip çıktı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü’nün katkılarıyla CRR’de bir anma toplantısı yapıldı ve Celaleddin Hoca’nın belgeseli izlettirildi.

Hazırlayanların ellerine ve yüreklerine sağlık. Güzel olmuş ama “Bu kadar kusur, kadı kızında da olur” babından şunu hatırlatmalıyım.

Birincisi; Celaleddin Hoca’ya; “Bir Neslin Arkasındaki Meçhul Kahraman” ismi doğru gelmedi. İkincisi; daha geniş bir istişare ile, daha zengin bilgilerle hoca anlatılabilirdi.

¥

Mahmud Celaleddin Hoca’yı, oğlu kıymetli hocam Prof. Dr. Sadettin Ökten’den sonra herhalde ikinci sırada Nurettin Topçu anlatmıştır.

Nurettin Topçu, Celaleddin Hocamızın büyük azmi karşısında, İmam Hatip Liselerinde ücret almadan öğretmenlik yapmış ve bu sırada hocamızı tüm hücrelerine kadar tanımış birisidir.

Bu vesileyle Nurettin Topçu’nun dilinden Celaleddin Ökten Hoca yarına inşaallah.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi