Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Su üzerine yazı yazılır mı?

Su üzerine yazı yazılır mı?

“Su üzerine yazı yazılır mı” sorusuna verilecek cevap, elbette “yazılmaz” olacaktır.

Ya bu su “Hamidiye” ise. “Hamidiye Su” üzerine yazı yazılmaz mı? Tabii ki yazılır.

Gökler ile yeraltında ve yer üstünde yaşayan ve ölen ne kadar nebatat, hayvanat ve insanoğlu varsa, bütün canlılar suya muhtaçtır.

Yine tüm canlılar için yaratılışın ve hayatın devamı suya bağlıdır. Su hakkında ayetler ve hadisler bu önemi anlatır.

Osmanlı bir su medeniyetidir mesela. Osmanlı’nın kuruluşundan itibaren yerleşim merkezi haline gelen her yerde öncelik suya verilmiştir.

Ormanın, suyun ve oksijenin bol olmadığı yerlerde; ne köy ne kasaba ne de şehir kurulmamıştır.

Ayrıca su yeryüzünün en helal içeceklerindendir. Osmanlı’nın dikkat ettiği hususlardan birisi de budur.

Osmanlı mutfak kültüründe de su önem arz eder. Çünkü suyun helal içecek oluşu ve hemen her yiyecekte suyun bulunması, helal beslenme açısından önemlidir.

¥

İstanbul başta olmak üzere pek çok şehrimizde ve yine dünyanın 35 ülkesinde içilen “Hamidiye Su,” bir asrı aşkındır su medeniyetimize önemli bir örnektir.

Geçtiğimiz hafta yolum “Hamidiye Kaynak Suyu” fabrikasına uğradı. Genel Müdür Kenan Kılıç ve çalışma arkadaşlarıyla su üzerine sohbet ettik.

“Hamidiye Su” İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki olması hasebiyle zaten gözü kapalı içiyorduk ama şimdi daha bir güvenle içiyor ve tavsiye ediyorum.

El değmeden ve en üst seviyede büyük bir dikkatle hazırlanan çalışmaları görünce, “Bu kadarı da fazla” dediğim yerler oldu. Yani işlerinde çok fazla insani boyut vardı.

Demek ki İngiltere’den Avustralya’ya, Fas’tan Singapur’a kadar “Hamidiye Su” satılması boşuna değilmiş.

¥

Kısaca “Hamidiye’nin” 110 yıllık öyküsünü paylaşalım.

1898’de İstanbul’a kaliteli içme suyu sağlamak amacıyla II. Abdulhamid’in emriyle bir komisyon kurulur.

Yapılan projeye göre Kırkçeşme tesislerinin doğu kolu üzerinde ve Kemerburgaz’ın güneydoğusundaki Karakemer ve Kovukkemer civarındaki membalar, 20 maslakta toplanır ve kirlenmelere engel olmak için maslaklara demir kapılar yapılarak kilitlenir.

Membalardan günlük 1.200 m3 debi elde edilir. Tesisin büyük bölümünün tamamlanması 1900 senesini bulur.

Suyun halka ulaşması, 26 Mayıs 1902 tarihini göstermektedir. Tesisin maliyeti ise 2 milyon Fransız Frankı veya 100 bin altın liraya mal olur.

Zaman içerisinde gerek şehrin büyümesi, gerekse sebillerin tahrip olmasıyla bu hizmetin kurulduğu zamandaki gibi sokak sebillerinden yürütülmesi imkânsızlaşır.

Bunun üzerine Hamidiye Kaynak Suları, 1979 yılında anonim şirket halini alır ve şişelenerek halka ulaştırılır.

İstanbul’a ve insanlara hizmeti; “görev, sorumluluk ve bir emanet” olarak kabul edip, iş başına gelen dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı R. Tayyip Erdoğan tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir iştiraki haline getirilir.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi