Hüseyin Koç

Hüseyin Koç

VEFA (Tarım Sempozyumunun ardından)

VEFA (Tarım Sempozyumunun ardından)

“Hep birer fâniyiz, mukadderdir ölüm,

Rûhumu kalbine göm kara toprak yerine.

Neşv-ü nema bulup sînende de gönlüm,

Açsın gonca güller dönmesin hazan yerine”.

Bedâyî

Hepimiz ve her canlı için bu dünya hayatı fanidir. Bâkî olan Allah’tır, faninin de gök kubbede bıraktığı hoş sedasıdır. Dünyadan ayrılan bazı fanilerin bedenleri toprağa, ruhları da gönüllere gömülür. Marketi gönüller olan ruhlar asûde ruhlardır ve âsumanda hoş sedaları yansır durur.

Bu yazımızın sebebi; bir vefanın takdiri, yaşarken gönüllerde geniş bir sevgi halesi oluşturan ve 2010 yılının Ramazan Bayramında cefakar ebeveyninin elini öpüp duasını almak için çıktığı yolda ve ebeveynine kavuşmasına çok az bir yolun kaldığı noktada kaderiyle karşılaşan kardeşim Prof. Dr. Selahattin İPTAŞ’ın anısına düzenlenip 20-23 Nisan 2012 tarihleri arasında icra edilen “Tarım Sempozyumu”dur.

Tokat Ziraat Fakültesinde göreve başladıktan birkaç ay sonra açılan Araştırma Görevlisi sınavında jürisinde bulunduğum Prof. Dr. Selahattin İptaş kardeşim ile jürilerinde bulunduğum ve bugün itibariyle bölümümdeki mesai arkadaşım olan tüm kardeşlerimi “Bahçemin Gülleri” olarak simgelediğimi-algıladığımı her vesile ile seslendirmişimdir. Bu bahçenin güllerinden biri olan Prof. Dr. Nejdet Kandemir, Manisa’ya gitmekte olan Prof. Dr. Selahattin İptaş’ın, yolunu değiştirip Hakk’a yürüyüş haberini verdiği anda gayri ihtiyarı dilimden dökülen ilk ifade “Bahçemin Gülüydü” olmuştu. O, benim bahçemde bir mümtaz gül olmaya devam edecek, goncası, rengi, kokusu şahsımın nezdinde hep taze kalacaktır. O, aynı zamanda çok kalabalık bir dost grubunun gönlünde ve dar-ı bekada da Hakk’ın bahçesinde bir gonca güldür. Ayrılığı elbetteki gönüllerimizi yaraladı. Rûhu şâd, mekanı Cennet olsun.

Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali İbrahim Savaş başta olmak üzere Üniversite Senatosu, müdürlüğünü yaptığı Meslek Yüksekokulu’na “Prof. Dr. Selahattin İptaş” ismini vererek ve anısına düzenlenen “Tarım Sempozyumu” ile büyük ve gıpta edilecek bir vefa örneği ortaya koymuştur. Bu fikrin ilk sahibini, uhdesine alan üniversite yönetimini, büyük bir özveri ile çalışan mesai arkadaşlarını ve sempozyuma maddi-manevi ve makaleleri ile destek veren her kişi, kurum ve kuruluşu sergiledikleri örnek davranışlarından dolayı kutluyorum.

Tarla Bitkileri Bölümleri, ortak ve mutat olarak iki yılda bir “Tarla Bitkileri Kongresi” düzenlemektedir. Son kongre de 2011 yılının Eylül ayında gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla araştırıcıların yayına hazır hale getirdikleri makalelerin büyük çoğunluğu bu kongrede bildiri olarak sunulmuştur. Bu büyük kongreden kısa bir zaman sonra Çankırı’da düzenlenen “Tarım Sempozyumu”na yeterli sayıda makale sunumunun olmaması çok normal bir durumken, Prof. Dr. Selahattin İptaş’ın Tarla Bitkileri kökenli bir akademisyen ve güvenilir bir can dostu olması nedeniyle vefalı ziraatçı akademisyenler ve araştırıcılar 350’den fazla oral ve poster bildiri ile büyük bir teveccüh göstermiştir. Sempozyuma bildirili-bildirisiz yaklaşık 500 kişi katılmıştır. Sempozyuma gösterilen bu teveccüh çok-çok anlamlı olup her katılımcıyı en kalbi takdirlerimle kutluyorum.

“Yer çok oburdur Bedâyî, yiyor doymadan,

Ne tatlı canlar yedi ve dahi yiyecek.

Kurtulamaz asla canlar bu hazin sondan,

“Er” gerektir olanlardan ibret alacak”

Bedâyî

Yaşayanların bu vefa örneğinden alması gereken dersler olmalıdır. Bu örneği her kim ve hangi kuruluş alır ve uygularsa saygın bir iş yapmış olacaktır. Ancak gönlüm, bu vefalı davranışı öncelikle ve ivedilikle mensubu olmaktan her zaman gurur duyduğum Gaziosmanpaşa Üniversitesi ve özelde de Ziraat Fakültemde gerçekleştirilmesini ister. Zira fakültemde uzun yıllar görev yapıp yakın geçmişte Rahmet-i Rahmana kavuşan akademisyenlerimiz mevcuttur. Onların ruhları da muazzez olmak ister. Unutmayalım ki, bugün onlar için güzel olan her amel ve eylem, yarın her birimiz için de elzem ve güzel olacaktır.

“Hep birer faniyiz, mukadderdir ölüm,

Rûhun şâd olsun bahçemdeki ilk gülüm”.







Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Koç Arşivi